Biliyorum geç geldi, hatta aşırı aşırı geç geldi ama şu sıralar bir sürü sınavım var, o yüzden yazamıyorum. Aslında bir kısmını yazmıştım sadece düzeltmem gerekiyordu, ki düzelttim de, ve bir miktar daha yazdım. Kısa bir bölüm olmuş olabilir, daha fazla yazardım ama sizleri daha da bekletmek istemedim. Şu bölüme kadar yanımda olan herkes için teşekkür ederim. Bu sefer 20 vote altına bölüm atmayacağım, tek istediğim eğer okuyorsanız bir yıldızcığa basmak lütfen zor olmasın. Yorumlarınızı da eksik etmeyin lütfen. Daha fazla uzatmadan iyi okumalarrr.
Ve son olarak bu bölümü tüm okurlarıma ithaf ediyorum. Sizleri seviyorum 💜💜💜
Aynadan görünüşüme bakarken ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Şuan herkes düğün alanındaydı ve beni bekliyorlardı. 10 dakika önce tamamen hazırlamışlardı beni. Taehyung benim için özel makyöz ve kuaför getirmişti. Güya herşey kusursuz olmalıymış falan filan. Tam 10 dakikadır bu odada yalnız başıma oturuyordum. Tüm çalışanlara yalnız kalmak istediğimi söylemiştim ve kapıyı kilitlemiştim onlar çıkınca.
Aynadan son kez kendime göz gezdirdim. Saçlarım, yüzümdeki makyaj ve saçıma takılan duvak ile tam bir gelin gibi gözüküyordum. Aslında gibisi yoktu. Katilimin gelini olmuştum işte. Kapı çalınca gözlerimi aynadaki yansımamdan çekip kapıya döndüm. Kapıyı açmak istemiyordum ama açmakta zorundaydım. Kaçacak bir yerim yoktu da zaten. "Sun Hee? Artık gitmemiz lazım. Herkes seni bekliyor."
Gelen sesle ayağa kalkıp üzerimi düzelttim ve duvağımı indirdim. Chanyeol gelmişti. Babam hayatta olmadığı için o beni Taehyung' a götürecekti. Kendi elleri ile beni teslim edicekti katilime. Daha önce de yaptığı gibi. Gelinliğin ön tarafından tutup bir miktar kaldırdım ve kapıya doğru ilerledim. Kapının kilidini çevirip kapıyı açtım. Chanyeol ile göz göze gelmiştik. O tabi yüzümü göremiyordu fakat ben onun yüzünü görebiliyordum. Bana gülümseyip kolunu uzattı. Bende koluna girerek onunla ilerlemeye başladım. "Üzgünüm Sun Hee. Böyle olmasını istemezdim ama bu yaptığın şey bizim için. Onun yaptığı tehlikeli işleri ortaya çıkarabiliriz, sadece ona yakın olmaya bak." diye fısıldamıştı.
Söylediği şeylerle ne kadar kırıldığımı bilmiyordu. Bende bunu dile getirmek istemedim. "Merak etme, daha önce de dediğim gibi ona yakın olup sana bilgi getireceğim. Ama ölsen bile şunu unutma; seni affetmeyeceğim. Beni kendi elleri ile ailemizin katiline teslim eden öz abimi asla affetmeyeceğim." dedim düğün alanına girdiğimizde. Bana cevap vermedi abim. Vermese de olurdu.
Biz ortadaki kırmızı halıya adımımızı atar atmaz herkes ayağa kalkıp alkışlamaya başlamıştı. Baya bir kişi gelmişti. Şahsen hiç bir iş ile ne ben ilgilenmiştim ne de Taehyung ilgilenmişti. Herşeyi Bayan Kim halletmişti. Chanyeol birden duraksadı ve bana döndü. Vaz mı geçmişti beni ona götürmekten? "Beni affetmesen bile bunları ailemiz için yapıyor olduğumu bil. Üzgünüm Sun Hee." diyerek önüne döndü ve yürümeye devam etti. Vazgeçeceğini düşünmüştüm. Aptallıktı. Aptaldım.
Kendimi toparlayarak ona ayak uydurdum. Taehyung merdivenlerin başında bekliyordu. Chanyeol beni Taehyung'un yanına getirince onun kolundan yavaşça çıkıp Taehyung'un koluna girdim. Chanyeol onun kolundan çıktığım andan beri Taehyung'a öldürücü bakışlarını yolluyordu. Bunu umursamadan Taehyung ile yürümeye başladım. Kafamı sağ tarafıma bir miktar kaldırıp Taehyung' a baktığımda gülümsediğini farkettim. O kadar gün bana soğuk davranan adamın sahte gülümsemesi ne kadar da gerçekçiydi.
Bir kaç basamak merdiven çıkınca beni bıraktı ve karşıma geçti. Şimdi sıra nikah memurunun zırvalıklarındaydı. İlk Taehyung daha sonra da ben mutlu(!) bir şekilde evet deyince Taehyung bana doğru bir adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattı. Yüzümü kapatan duvağı iki eliyle tutup kaldırdı ve kafamın arkasına doğru bıraktı. İki eli ile omuzlarımdan tutup bana doğru yaklaştı. Herkes arkadan "Öp!" diye bağırırken benim için zaman durmuşcasına donuk bir şekilde Taehyung'u izliyordum. Bir miktar daha yaklaşıp dudaklarını alnıma bastırdı. Daha sonra arkadan gelen hüsran sesleriyle geri çekildi ve gülümsedi. Aynı zamanda bana bakıyordu. Sağ elini kaldırıp sol yanağıma getirdi ve okşadı. Gözlerimin içine bakıp tekrar gülümsedi ve dudaklarımızın arasındaki mesafeyi kapattı. Alt dudağımı iki dudağının arasına aldığında ise ben çoktan kendimi anın büyüsüne kaptırıp gözlerimi kapatmıştım. Şuan kesinlikle mutlu bir çift gibi gözüktüğümüzden emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killer Or Husband » Taehyung
FanficŞeytan gerçek. Boynuzu ve kuyruğu olan kırmızı bir adam değil. O düşmüş bir melek ve bir zamanlar Tanrı'nın favorisiydi. O, Kim Tae-hyung'tu. Diğer adıyla Lucifer. Çünkü yaptıkları normal bir insanın yapabileceği şeyler değildi. Yaptıkları daha...