90 yaşına gelsek bile alışkanlıklarımız değişmesin. Hala yüzümü boynuna gömerek uyusam ben, hala saçlarımın kokusunu içine çekerek uyusan sen. Hala öperek uyandırırız birbirimizi. Belki sahne değişir, çocuklarımız değil torunlarımız olur aramıza girerek uyuyan, gök gürültüsünden korkup boynumuza sarılan.
Vallahi ne yalan söyleyeyim, torunlarımız çocuklarımızdan daha güzeller.
Onlara eski anılarımızı anlatırız. Yanağıma kondurduğun ilk öpücük aklıma gelir, şefkatle bakarım yüzüne gülümseyerek, yanağını okşarım. İlk kavgamızın nedeninin saçmalığına güleriz dakikalarca, kahkahalarımız birbirine karışır yine. Yaşlandık diye kalbimiz de yaşlanmadı ya canım, aşığız hala.. Hala sarılırsın içinden geldiğinde. Ben yemek yaparken sarılırsın arkamdan. Ben de omzunu öperim yine. Pasta da yaparız, ama bu sefer torunlarımız için. Onlara kurabiye yapmayı öğretiriz belki.
Ölüm bizi ayıracak elbet. Şansımız varsa beraber ölürüz. Yine normal bir gecedeymişiz gibi, yine yüzümü gömerim boynuna, yine yüzünü gömersin saçlarıma. Uyuyakalırız belki, ölüm uykusu bu sefer. Şimdi korktuğum gibi korkmam da hem o zaman ölümden, istediğim, dilediğim, hayalini kurduğum her şeyi yaşamış olurum çünkü.. Sen olursun hem
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huzur Kokan Adam!
Short StoryAh benim ruhunun rengini sevdiğim.. Bakışında cenneti saklayan, dudağının kenarındaki gülücüğü bile hiçbir şeye değişemediğim. Rengimin aynası, gözlerimin odak noktası, uyanma umudum. Huzurun eksik olmasın hiç.