Selam yine ben çaklıtlar ^^ Klavyemde a harfi bozuldu -_- Ekran klavyesiyle yazıyorum. İnanın çok iğrenç bi durum neyse.Buna rağmen yazmaya çalışıyorum elimden geldiğince :/ Okunma sayısı, yorumlar ve oylar berbat halde :( Beğenmediğiniz bir şey mi var anlamıyorum ki.. Emeğimin karşılığını alamamak çok üzücü. 10 oy bile yapamadık. Herneyse multimedia'daki resim Clara ve Adam'a ait <3 Bu bölümü yorum yapan bir kişiye ithaf edeceğim ^^ 15 oy sonra yeni bölüüm :D Uzun olması için çabalıyacağımm. Destek olun lütfen <3 Çevresine öneren, okutan, kütüphanelerine ekleten, ve bunları kendi de yapan herkese çook çook teşekkürler ^^ Beğenmediğiniz bir durum için bana ulaşın, yorum yapınn. Sizleri seviyorumm İYİ OKUMALAR
Kendimi ölecekmiş gibi hissetmem normal miydi. Yoksa onun bana yaklaşan nefesinin etkisi miydi bu? Ne bir dakika?
Bana bu şekilde yakınlaşırken nasıl tepki verebilirim ki ben.
Yine yapıyordu işte aynı şeyi. Utancımdan ölsem “ ya utanınca çok tatlı oluyorsun” deyip sevinecek sanırım. Bu sefer buna izin vermeyecektim ve onu birazcık ittirerek kalktım.
Gülümseyip “Nereye gidiyoruz?” diye sorduğumda, koluma girip “Sabret güzelim” gibi bir şeyler söyleyip yürümeye başladı. Güzel şeyler olacağını, iyi bir akşam geçireceğimizi düşünmeye dalmışken Adam’ın sahte öksürmesiyle kendime geldim. “Gideceğimiz yere motorla gideceğiz bebek hazır mısın?” diye sorduğunda ben cevap vermeden motor olduğunu anladığım şeye oturmama yardım etti. “Şimdi bana sıkı sarıl yoksa o güzel vücut zarar görebilir.” Deyip kafama kaskı geçirdi ardından sesinden anladığım kadarıyla gazı kökledi.
Dediğini yapıp sarılmaya çalıştım. Hızlı bir şekilde sürdüğünü yüzüme çarpan rüzgarın şiddetinden fark edince, ona biraz daha sokulduğum söylenebilirdi. “Hey, biraz yavaş olsana. Can taşıyorsun burada öyle değil mi?” gibi şeyler söyleyip azarlamaya çalıştığımda “Hayır öğle değil akşam oldu kızım.” Dedi. İkimiz de gülmeye başladık. Hayır komik olduğundan değil onun gülüşüne gülüyordum. Fazla güzel ne yapayım. “Sen gülme ya.” Dediğinde nedenini soracaktım ki benden önce konuşup “Şimdi görecekler aşık olacaklar, uğraştırma beni.” Dedi. Kalbimin beni bırakıp gideceğini düşünmedim değil. Neydi bu şimdi. Neydi, neydi. Hani illa kıp kırmızı olmamı istiyorsun değil mi? Pislik, geri zekalı ,öküz, güzel gülen, etkileyici, ses tonuna hayran olduğum..
Ne yapayım fazlası çıkmıyor işte. Konumuza dönelim. Madem o benimle uğraşıyor ben de onunla uğraşırım. Yani belki. Fırsat bulabilirsem. “Kızım gülmeyi bırak. Hem o gamzelerini saklar mısın bir? Çok uğraştın mı o gamzeler için. Gülüşe bak. Gülme diyorum gülme.” Susmak bilmeyecek mi bu çocuk? “İşin gücün yok gülüşümü mü inceliyorsun sen?” diye bir şeyler saçmaladığımda bunun için dalga geçmemesini umdum. “Sadece gülüşünü olduğunu mu düşünüyorsun?” deyip gülmeye başladı. Ne tepki vereceğimi bilmezken rüzgarın şiddeti arttı ve daha hızlı gitmeye başlamıştık anlaşılan. “Adam! Yavaşlar mısın artık. Yavaşla! Hey sana diyorum. Adam!” diye bağırdığımda rüzgarın sesinden zor seçilen sesini duydum. “Clara benden hoşlanıyor musun?” “Ne, n-ne dedin sen?” deyip şaşırdığımı belli ettiğimde daha çok gülüp “Benden hoşlandığını söylersen yavaşlayacağım Clara.” Dedi. “Saçmalama Adam. Senden falan hoşlandığım yok. Yavaşla artık, lütfen!” deyip karnını sıktım. “Öyle mi o zaman anın tadını çıkar bebeğim” deyip artık daha hızlı gidilemeyecek şekilde hızlandığımızı düşündüğüm şekilde sürmesiyle “Adam!” diye birçok kez bağırdım. “ Tamam! Senden hoşlanıyorum dur artık!” deyiverdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duyguların Rengi
Подростковая литератураKör bir kızın ağzından okuyalım bir de görememenin zorluğunu. "Göremeyen insan için bir umutmuş, büyük bir lütufmuş; hissetmek." ** "Evet körüm, göremiyorum. Her şeyde yüzüme vurmak zorundalar mı? Benim görme kabiliyetim noksan üzülme kabiliyetim d...