AYIN 14'Ü(14.08.99) YAZARINIZIN DOĞUM GÜNÜ KFJGHFL HEDİYEMİ DE ALMIŞ BULUNUYORUUM; 1,536 OKUNACAK :O ZAMANLA BÜYÜYORUZ <3 BU HİKAYEYİ KAÇ KEZ SİLMEYİ DÜŞÜNDÜM TAHMİN EDEMEZSİNİZ. AMA OKUYUCULARIMI GÖRÜNCE 5 KİŞİ İÇİN DAHİ OLSA HİKAYEMİ SEVDİKLERİ İÇİN YAZMAM GEREKİYORDU. BENİ ÇOK MUTLU ETTİNİZ ELMA ŞEKERLERİMM ^^ BÖLÜM GEÇ GELDİ ÇOK BEKLEDİNİZ BİLİYORUMM BİLİYORUMM DAHA ÖNCE YAZDIM AMA BİLGİSAYARA GEÇİRMEM UZUN SÜRDÜ ._. ANLAYIŞINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER <3 ÇOK DA UZUN BİR BÖLÜM OLMADI AMA FARK ETTİM Kİ HİKAYEMİN BİR BÖLÜMÜNÜ UZUN YAZABİLMEM İÇİN FARKLI ŞEYLER OLMALII İŞTE BU YÜZDEEN NEYSE OKUYUN :D 18 VOTE 5 YORUM SONRA YENİ BÖLÜMM. İYİ OKUMALAR <3
Clara'nın Ağzından;
Yatağımın hareketlenmesi üzerine rahatsız bir şekilde uyandım. Yatağımın çöküyor olduğunu düşünmedim değil. "Mari sen misin?"
Soruma yanıt alamamıştım. Onun yerine sadece kıpırdıyordu. Ne için olduğunu bilmesem de elimi o tarafa götürüp ne olduğunu ya da kim olduğunu anlamaya çalışacaktım. Kıpırdanmalar olan tarafa doğru elimi uzattım. Tam bir şeye dokunmuştum ki tanıdık ses konuşmaya başladı.
"Bence sen tam bir sapıksın."
Adam.
Yanımda yatıyor olması yetmiyormuş gibi bir de elimi göğsüne mi değdirmiştim? Düzeltiyorum, çıplak olduğunu anladığım göğsüne. Başka bir yerine değil hemen yanlış anlamayın.
"Asıl sapık olan sensin. Ne diye yanıma yatıp ses çıkarmıyorsun? Hem de tişörtsüz bir şekilde!? Unuttun galiba ben göremiyorum nerden bileyim göğsün olduğunu?" diye çok sert olmayacak şekilde çıkıştım.
"Tamam, tamam hemen kızma. İki dakika uyutmadın zaten. Bi susarsan uyuyacağım." deyip biraz kıpırdandı. Dalga geçiyordu herhalde benimle. Dün prova yapılmadı diye bugün erkenden başlayacaktık. Neyin uyumasından bahsediyordu bu?
"Saçmalama hemen kalkıyorsun ve beni kahvaltı yapmak için aşağıya götürüyorsun." dedim.
"Seni duymuyorum çünkü uyuyorum kussura bakma." dediğinde sesi alaycı bir tonda çıkıyordu. Görürsün sen.
"Hayır uyumuyorsun ve hemen kalkıyorsun. Uyutmuyorum, kalk Adam!" çok sesli olmayacak şekilde bağırmıştım. Onun beni takmadığını anlayınca yavaşça doğrulup konuşmaya devam ettim.
"İyi sen kalkmazsan kalkma. Ben kendim giderim."
Tam kalkıp gidiyordum ki kolumdan tutup çekilmemle sendeleyip yatağa düştüm. Yanına çekip nefesini yüzüme üflediğinde bir an için ürpersem de konuşmadan edememiştim.
"Sen ne yapı.." dudaklarını dudaklarıma bastırıp beni susturmuştu. Odaya yayılan tek ses kalbimin tınısı olmalıydı.
"Artık susarsın umarım ha?" kesinlikle konuşurken sırıtıyordu..
Ve devam etti. "Sadece 15 dakika lütfen."
Çok tatlısın ama yanaklarım alev alacak yapma şöyle canımsın.Diyemiyordum tabi. Bu durumda 15 dakikanın geçmesini bekleyecektim.
**
Sonunda kalktığını anladığımda o uykulu halini göremediğim için üzülmeyi düşünsem de o buna izin vermeyecek gibi duruyordu. İşte yine başlıyoruz.
"Hayatımın en güzel 15 dakikasıydı prenses. İnan bana çok başarılıydın. Hiç konuşmadın." deyip yanağımı sıktı. Haklı tabi. Sayesinde dilimi yutmaktan beter olmuştum.
"Seni bilmiyorum ama ben çok acıktım." deyip konuyu değiştirdim. Aferin bana.
"Ne yani bu halde mi ineceksin aşağıya." dediğinde önce anlamayarak;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duyguların Rengi
Teen FictionKör bir kızın ağzından okuyalım bir de görememenin zorluğunu. "Göremeyen insan için bir umutmuş, büyük bir lütufmuş; hissetmek." ** "Evet körüm, göremiyorum. Her şeyde yüzüme vurmak zorundalar mı? Benim görme kabiliyetim noksan üzülme kabiliyetim d...