Heheeh yine benn :D Elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım biraz geç oldu ama dediğim gibi a harfi çalışmıyor babamın leptobu getirmesini bekledimm kussura bakmayın canlaar ^^ Desteklerinizi ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfenn <3 Sınır 15 oy sonra yeni bölüm iyi okumalaar :))
"Ne istersen yapacağım demiştin değil mi?"
***
Suyun ağırlığı üstümden çekilirken sonunda çıkıyor olduğumuzu anladım. Şimdi ki asıl soru benden ne isteyeceğiydi. Aklıma daha iyi bir şey gelmez zaten. Aferin bana.
Sahile geldiğimizde sonunda rahat bir oh çektim. Yere oturup beni de yanına çektiğinde yalpalamamak için elimden geleni yaptım. Gülümsediği anlaşılırken söylediklerine kulakverdim. "Seni sahile de getirdiğime göre evet istediğiim benimle uyuyacaksın." dediğinde içimden bir "oha! yuh!" çekip, ona " Nasıl ya, yapmayacağım öyle bir şey." diyebildim. Hakkında çok fazla bilmediğim biriyle uyuyacak halim yoktu öyle değil mi?
Tabi ki yoktu.
***
Nah yoktu. Adam itirazımı kabul etmeyip tekrar kollarımı sallandırarak onun deyişiyle kaçırmaya başladı. Otele dönüp Charl'dan azar yemek istemediği için buralarda bir pansiyona gideceğimizi söyledi. Arada bir itiraz edip "Ya olmaz Adam başka bir şey iste. Bak Sue fark ederse canıma okur.Lütfen, hadi." deyip duruyordum. En son "Vızıldamayı kes." deyip emir verdiğinde ya susucaktım ya da cevap vermeye devam edicektim. Adam'ı sinirli görmüş müydüm? HAYIR.
Öyleyse sorun yok.
"Burada vızıldayan biri varsa o da sensin. Eğer beni indirmezsen Sue'ye anlatırım." deyip tehtid etmeye başladım. "Ne anlatıcaksın çok merak ediyorum." deyip gülmeye başladı. Sırtına bir kaç kez indirdiğimde "Heyy,aah" gibi sesler çıkarıp gülüyordu. Komik mi? Değil ama neyse gül sen. Gülüşe bak. Hani bakamıyorum ama olsun. Ne hatırlatıyosunuz. Tamam sustum.
Sonunda ayaklarım yere değdiğinde yürüyebildiğimi hatırlamış oldum. Sanki yürüyemiyorum, yürütüyo. Göremiyorum, görmeme yardım etsene. Gerçekten buna ihtiyacım vardı. Göremediğimi görmeme yardımcı olacak birine. Adam gibi etkilendiğim.. Hatta Adam'a. İhtiyacım vardı. Bir buçuk hafta gibi bir sürede çok güzel şeyler yaşattı bana. Tamam bazen uyuz biri oluyor olabilir ancak gerçekten buna değecek biri.
Kolumdan tutup odaya soktuğunu anladığımda yavaş yavaş terlediğimi fark ettim. Hayır sıcak felan değildi. Stresten bu. Üstümdeki ıslak kıyafetleri değiştirmem için giyecek bir şeyler verdiğinde yılların verdiği alışkınlıkla Adam banyodayken üstümü kolayca değiştirdim. O da üstünü değiştirmiş olacak ki kapının açılma ve ardından ayak sesleri duyuldu. Yataktan da sesler gelince beyefendinin kurulduğunu anlamam çok uzun sürmedi. "Hadi gelsene kızım." dediğinde ona gerek duymadan gidebileceğimi düşündüm. Tabi ki göremediğimden düşüyordum ki o güçlü kollar tutunmama yardım etti. "Sakar kız gel buraya." deyip yanına yatmamda yardımcı oldu.Tİtriyo muyum? Hayır canım bildiğin elektrik çarpıyor.
"Sadece uyumak istiyorum. Kötü çocuk felan demiş olabilirler hakkımda ama uykum var yani." Deyip gülmeye başladı. Ben de ona eşlik edip güldüm. Elimi ona doğru uzatınca önce parmaklarımı öptü. Gülümseyip aslında isteğimi dile getirince elimi yüzüne götürdü. Dokunmak istiyordum. Hissetmek. Zihnimde görüntüsünü canlandırmak.
Yavaşca parmaklarımı yüzünde gezdirirken zihnimi de çalıştırıyorudm. Kiprikleri çok uzun değildi, kısa da değildi. Anlı dar sayılmazdı.Kaşlarının birbirine yakın değildi. Hafif sakalı vardı. Biraz sivri ancak yüzüne uygun küçük bir burnu. Bir kaşifcinin gösterdiği incelikle gezdiriyordum ellerimi yüzünde, hiç bir noktayı kaçırmak istemediğimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duyguların Rengi
Teen FictionKör bir kızın ağzından okuyalım bir de görememenin zorluğunu. "Göremeyen insan için bir umutmuş, büyük bir lütufmuş; hissetmek." ** "Evet körüm, göremiyorum. Her şeyde yüzüme vurmak zorundalar mı? Benim görme kabiliyetim noksan üzülme kabiliyetim d...