Tamam kabul. Vampirler ve kurt adamlardan kaçmak için sinemaya saklanmak iyi fikir değildi. Yani sinema salonu falan patlayabiliyordu. Hiç risk almaya gerek yoktu. Madem peşinde vampirler, kurt adamlar var, otur oturduğun yerde. Git evine kitle kapını, ışıkları kapa, kimse yokmuş gibi yap...
'-Tık tık tık. Evde kimse var mı?
-Kimse yok.' yap yani
Ama bu Hakan ve Suat'ın suçuydu! Benim fikrime niye uyuyorlar ki?
Aslında nenemin yanına gitmek istesem de, hiçbir güç beni x-men'den ayıramazdı.
Bir kere Jennifer vardı yanee, hani şu Ateşli Görl. Bi de çakma kurt adam Wolverine.
Kurt adamların da çakma kurt adam sevdiğini bilmiyordum...
Aslında her şey güzel başlamıştı. Güzel bir kır günü, kuş cıvıltıları, kedi sıçmıkları, tezek kokuları...
Sonradan çıkıp gelen Hande ve türünün son örneği orospulardan oluşan müthiş çetesi, Eric'e taş çıkartarak demirlerle bize dalmışlardı.
Eric, hani şu demir büqen boy. Profesörü yaralayan kaltaq.
Ama öyle bir dalma görmedim ben. O demir ve Alaycı Kuş Treaser'ı senin bi tarafına girsin emi dinimiz amin Hande.
Şu vampirlerin de kimliğini çözdük. Onlar da Power Rangers gibi renkli robot cübbeleriyle dolaşan psikopatlardı.
İşte o maske olmasa tanıcam ama en azından tiplerini görmüş olduk.
İçlerinde şöyle bi yakışıklı olsa, bakışsak, aşık olsak, sonra birlikte çevreci kumpir-vampirler olarak çevreyi kirletenlere- pardon, kurt adamlara savaş açsak ne güzel olurdu.
İşte bunlara hep hayal diyorlar...
"Percy'mi getiriğnn bağaa!" diye bağırdım acılar içinde.
Eylül- the acılar içindeki görl.
Asalet akıyor. Madem alaycı kuş olamıyorum ben de karga kuş olayım. Karga kuş nedir lan. Kargo kuş gibi -,-
"Ya üşüttü bu ben diyorum."
"Sıs bı!"diye cırladım. Canım ona noluyo? Noluyo ona? Whats going on brooo?
"Sokağın ortasında böyle durursak bizi bulurlar."
"Inca mığ aklına geldiğğ." diye resmen böğürdüm Hakan'a.
"Amuda kalk da oksijen gitsin." dediğimde mal gibi baktı.
"Tren geçmiyo Malia. Mal gibi bakma buriya."
"Ya sen az sussana!?" diye atarlandığında yerden taş alıp kafasına attım.
"Anneye atar yapılır mı anneye? İbretlik hayırsızsın valla. Gel bi dans et de Malia'lığın işe yarasın." Malia ft. Kira- Sitriptiz Şov on Tin Vulf.
"Allah evine ateşler salsın."
"Fire cannot kill a dragon." dedim ve sırıtıp kaşlarımı yukarı kaldırdım. Tek bir tanesi kalkmayınca böyle oluyo işte naparsın.
"Harbi sus bak. İndircem kafana bir tane." dediğinde ben de "Snki ypmdğn şy .s.s"diye ekledim. Bayapı bi noktaseli konuşuyordum...
"Trip de mi atarmış benim malcığım?" dediğinde yerden tekrar taş alıp attım.
"Çocuklar cidden kalkın arabaya gitmemiz gerek." Suat'tan mantıklı cümle. Alkışlayın koçumu!
"Kadınlara öncelik. İstersen sen de önden gidebilirsin Hakan'cığım." dedim ve Ted Smile yaptım.
"Yok ya sen önden git. Ölürsen en azından peşinden gelmeyiz."
"Ben bu çocuk ibretliq hayırsız diyorum işte. " diye söylendim. Suat en az zarar görenimizdi, bu yüzden sırayla ikimize de kalmamız için yardım etti.
Tabi Hakan'ın kalkmasının zor olduğunu söylememe gerek yok tabii.
"Hadi dönüşelim."Hakan'ı sevinçle onayladım ve ortaya atlayıp "Winx, Enşantiks!" diye bağırdım. Tabi ardından hemen beli bükük yaşlı teyze moduna geçtim.
"Gerizekalı olunca insan böyle oluyor işte Suat'cım görüyorsun." Suat her zamanki gibi onu onayladı ve gelip bana yardım etti. Kulağıma da "Takma onu." demeyi ihmal etmedi.
Bu da bu tür bir salaktı işte. İki yüzlülük yapıyordu. -İki yüz deyince aklıma üç yüz beş yüz geldi :DD - Bir bana hak veriyor, bir de Hakan'a. Bazen o idrak edene kadar 100 yıl geçiyordu.
"Seni var ya seni!" Tehdit bulamayan Eylül- the acılar içinde görl. ..
"Ne yaparsın? Annene mi söylersin?" dedi. Ben de o heyecanla "Evet!" diye bağırdım. Tabi fark edince "Ne!?! Hayır!?!" diye bağırsam da iş işten geçmişti.
"Seni eşekler kovalasın. Atlar tepsin. Tavşanlar boklasın. Ayılar yesin."
"Yuh lan napton."Dedi ve emojideki Dehşet ifadesini yaptı. Güldüm.
"Seni doğal ortamına götürdüm kusursuz odun." Deyip sırıttım.
"Ne yani odun olsam da kusursuz muyum?" dedi açığımı bulmanın sevinciyle. Bıkkın bir ifadeyle bakıp, "ASLA BİR ASA OLAMAZSIN!" diye bağırdım. O benim için kusursuzun sözlük anlamıydı. Tabi bir de Nico, Jake, Josh, Ansel, Theo, Sam de bu anlama geliyordu ama olsun.
"Biliyor musun, ben insanım, asa değil." dediğinde sinirli halimle bağırmaya devam ettim."ÖZEL İSİM OLAN SENİ GERİZEKALI! ASA BUTTERFİELD!"
"Sen de asla bir Adriana Lima olamazsın!" diye atarlandığında,"Çünkü ben adana limanı değilim, insanım." dedim onu kendi lafıyla vurarak.
"Oo Eylül, bu iyiydi. " dedi ve güldü. Ben de Suat'ın gülüşüne güldüm. Hakan'sa sinirden kızarmıştı. Hatta morarmıştı.
"Ne oldu lan gökyüzüne mi özendin?" dedim ve güldüm. Şimdi de mavileşiyordu. Renkten renge giriyor maşallah bu da bir başarıdır.
Tartışmamız devam edebilirdi ama işlek caddeye çıktığımız için sustuk. Hakan, ben sana göstericem ya da şimdi seni geberticem manalarına gelen bir yüz ifadesi takındı.
İşlek caddede yaralı, birbirine tutunan ve ikisi yere yığılmak üzere olan üç insan görürseniz lütfen dik dik bakmayın. Çünkü biz olabiliriz.
Etenşın pıliz.
Bu yüzden biz de ara sokağa girdik. Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik derken bir yere geldik. Sen de Ankara, ben diyeyim götün kara.
Neyse, uzan lafın kısası daha 10-15 adım atmıştık. Adamın teki gülümseyerek yanımıza yaklaştı ve "Çocuklar, acaba Pizza Pizza nerede biliyor musunuz?" dedi. Ben de yüzüne bakıp "Niye orası? Fakir misan? Gitsene Dominos' a?" dedim. Gelen ses ile irkildim. Adam tıslamıştı.
O gerginlikte öyle bir sessizlik olmuştu ki, osurma sesini duymuştum. Adama baktığımda bir an dişlerinin uzadığını görüyorum. Acayip beyaz teni şimdi mantıklı geliyor.
Allasen hiç arap vampir gördünüz mü? Neden hepsi beyaz? Irkçılık aq
"Have You Met Hakan? " diyip onu öne ittirdim ve Barney gibi olay yerinden kaçmaya çalıştım. Ne yazık ki yaralı bi acılar içindeki karga kuş olduğum için gidemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilim Bir Kumpir!
Teen FictionKurt adam ve vampir melezlerinin hayatları nasıl olurdu? Eylül'ün hayatı işte size bir örnek! #yemeklerleilgilideğilmeraketmeyin