BİRİNCİ BÖLÜM

169 20 14
                                    

     Herkesin Hayatı Zorluklarla Doludur. Hayatı Biz mi Zorlaştırıyoruz, Yoksa Çevremizdeki İnsanlar mı? Sorusuna Nasıl Cevap Verirsiniz? Durun Ben Size Söyleyeyim. Yarınız Biz, Yarınız İse Çevremdeki İnsanlar Cevabını Verirken Diğer Yarınız İse Her İkisi Diyecektir. Aslında Hepimiz Biliyoruz ki Verdiğimiz Cevapların Birçoğunu Yaşadığımız Zorluklar Belirlemektedir. Ne Kadar Acı Şeyler Yaşamış Olsanızda, Asla Unutmam Desenizde Unutuyorsuz. İnsan Beyninin ve Zamanın En Güzel Yanı Bu Olsa Gerek. İnsana Unutmam Dediği Herşeyi Unutturuyor. Mesela Öyle Durduk Yere Hatırlamıyoruz . Geçmez Sandığımız Acılarımızın İzleri Kalsada Hafiflediğini Hissediyoruz ve Zamanla Bir Bakmışız ki Yaşamış Olduğumuz Tüm Zorluklar, Bundan Sonra Geçmişin Tozlu Raflarına Kaldırdığımız Ömrümüz Olmuş.
     Bende Ömrümün Son Demlerindeyim. Ölümü Her Geçen Gün Bir Adım Daha Ensemde Hissediyorum. İnsan Belli Bir Yaşa Gelince İster İstemez Ölümü Düşünmeden Edemiyormuş. Bunu Çok İyi Bir Biçimde Anladım.
     Son Zamanlarda Hastalıklarım İyice Artmıştı. Özelliklede İki Gündür Kendimi Pek İyi Hissetmiyordum. Bu Kez İçimden Bir Ses Emaneti Teslim Etmenin Vakti Geldiğini Söylüyordu. Artık Son Gücümüde Toplayıp "Kızımın Yanına Gitmeliyim" Diye Geçirdim Aklımdan. Oturduğum Yataktan Kalktım Gücümün Yettiği Kadar Ortalığı Toparlamaya Çalıştım. İçime Pek Sinmemiş Olsada Yapacak Bişeyim Yoktu. Geç Olmadan Gitmeliydim. Kapıya Yöneldiğim Sırada İçimde Tuhaf Bir His Oluşmuştu. Sanki Son Kez Bu Kapıdan Çıkıyordum.75 Yıllık Ömrümde Doyamadığım Evime Şöyle Bir Göz Gezdirdim. İstem Dışı Gözlerimden Yaş Dökülüyordu. Kendime Hakim Olamıyordum. Sildikçe, Yeniden Gözlaşlarım Dökülüyordu. İnsan Öleceğini Hisseder Diyorlardı. İlk Defa Bunu İliklerime Kadar Hissetmiştim.
Bunundan Dolayımıdır Bilmiyorum Ama Evimden Hiç Ayrılmak İstemiyordum.
     Kızım Ayşe Hasta Olduğumu Biliyordu. "Yanına Geleyim Anne" Desede, Ben Bu Zamana Kadar Kimseden Bir Bardak Su Dahi İstememiş Biriydim. Nasıl "Yanıma Gel" Derdim ki? Ayşe Bu Huyumu Çok İyi Biliyordu. O Zaman İse İllaki "Yanıma Gel" Diye Tutturdu. Bu Durumda Benim Gitmem İcab Ederdi. Evimden Ayrılmak Benim İçin Zor Olsada Kapıyı Kilitlemek İçin Her Anahtarı Çevirişim İle Birlikte Gençliğimi, Umutlarımı, Hayallerimi, Yaşadıklarımı da İçeri Kilitleyip Yol Kenarında Beklemeye Başladım. İlk Defa Evimin Araba Yolununun Hemen Kenarında Olmasına Bu Kadar Çok Sevinmiştim. Araba Bulmaktan Yana Sıkıntım Olmayacaktı. Yoldan Geçen Arabalardan Bir Tanesi Beni Görünce Durdu ve Beni Arabaya Aldı. Tanıdık Olduğundan Dolayı Beni Köyün Meydanı Olan Mezirealtında Bırakmadı. Kızımın Evinin Önüne Kadar Götürdü.
     Arabadan İnmekte Zorluk Çekiyordum. Doğanların Mustafa, Benim Bu Durumumu Fark Etmiş Olacak "Asiye Teyze Sana Yardım Etmemi İstermisin?" Diye Sordu. Ben İse" Yok Oğlum Ben İnerim" Dedim ve İndim. Sonra Minnet İfade Eder Bir Biçimde Başımı Öne Eğdim." Oğlum Karına Selam Söyle" Dedim ve Elimdeki Fındık Ağacından Yapılmış Bastondan Güç Alıp İlerlemeye Başladım. Önümdeki Taşlardan Yapılmış Merdivenlere Gelince Soluklanmak İçin Biraz Durdum ve "Ahh Asiye Ahh Gençliğinde Bu Yollardan Az Geçmezdin Ama Nerede O Eski Halin, Eski Gücün" Diye Kendi Kendime Söylendim. Biraz Daha Kendime Gelince Önce Bastonumu Sonra Bacağımı Atarak Tek Tek Merdivenleri İndim. Artık Ayşe 'nin Evinin Önündeydim. Yeşil Ahşaptan Yapılmış Kapıya Baştonumla Dört Veya Beş Kez Vurdum Ardından Kapı Açıldı. Arkasından Torunum Halime Çıktı. Beni Görünce Bir Boynuma Sarılışı Vardı ki İnsanın İçini Dünyada Eşi Benzeri Olmayan Bir Huzur, Bir Mutluluk Kaplıyordu. Halime "Hoşgeldin Anneannem" Dedi. "Hoş Bulduk" Dedim ve İçeri Girdim.
Bastonumu Kapının Yamacına İliştirdim. Sonra İçeri Girdim ve Kızımın Yanına, Balkona Geçtim. Ayşe Yayladan Dün Gelmiş Olmasına Rağmen O Yorgun Haliyle Tarla İşine Girişmiş, Biçtiği Bir Kısım Mısırı Balkona Getirmişti Bile. Beni Karşısında Görünce Çok Mutlu Olmuştu. "Annem İyi Yaptın Geldin. Yoksa Aklım Sende Kalacaktı" Dedi. Ben İse Ayşe'nin Gözlerinin İçine Bakıp, "A Kızım Anneni Bilmezmisin? Durduğum Yerde Duramam. Bide Seni Kırmak İstemedim" Dedim. Ayşe Gülümsedi ve Boynuma Sarıldı. Ne Kadar Güçlü Görünmeye Çalışsamda Söylediklerime Kızım Bile İnanmamıştı. Ama Üzülmeyeyim Diye Bana İnanmış Gibi Davranıyordu. Ben Onun Annesiydim. Konuştuğu Laftan, Bakışlarından Ne Anlatmak İstediğini En İyi Ben Bilirdim, Ben Anlardım. Ama O Bunu Nerden Bilsin.
     Birlikte Balkonda Bulunan Ahşap Sandalyelere Oturduk ve Karşılıklı Sohpet Etmeye Başladık.
Güneş Artık Dağların Arkasına Saklanmaya, Akşamın O Muhteşem Karanlığı Hafiften Çökmeye Başlamıştı. Ayşe Ahıra İnip İneklerin Hizmetini Yapmış, Halime İse Yemeği Hazırlamıştı. Birlikte Yemek Yedik. Ardından Torunlarım ve Kızımla Televizyon Seyrettik. Ama Benim Gözüm Damadım Yusuf'u Arıyordu. Ayşe' ye Sorduğumda, "İşten Geldi. Çok Yorgun. Yattı." Diyordu. Artık Uykum İyice Geldiği İçin Torunum Halime'ye "Yatağımı Açarmısın? Ben Yatayım Artık" Dedim. Halime Yatağımı Açtı. Ne Zaman Onların Evine Gitsem Beni Öpmeden Hayatta Yatırmazdı. O Akşamda Öptü ve Sarıldı. Ardından Bana; "Anneannem Biliyor musun? Yarın Benim Doğum Günüm. Bana Hediye Olarak Ne Alacaksın? Diye Sordu. Halime Hayatında İlk Defa Bana Böyle Bir Soru Sormuştu. Çünkü Doğum Günü Kutlamayı Hiç Sevmezdi. Ona Birisi Hediye Alsa Hemen Yüzü Kızarır, Üzerine Bir Mahcubiyet Çökerdi. Şaşırmıştım Ama Belli Etmedim. Sonuçta İlk Defa Benden Böyle Birşey İstemişti. Zaten Torunlarıma Kıyamazdım ki "Canım Torunum Hediye Olarak Ne İsterse Onu Alacağım" Dedim. Bana Birkez daha Sarıldı. Sonrada Yanımdan Ayrıldı. Ben İse Yatsı Namazını Kılıp Uzandım.

VUSLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin