Adımlarım ona giderken ürkek davransalar da kalbim maraton koşuyormuş gibi depar atarak gitmek istiyordu yanına...Avuç içim terliyor stresten dudağımı kemiriyordum. En son böyle hissedeli, birinden hem kaçmak hem de koşarak ona gitmek isteyeli ne kadar olmuştu?
Söyleyeceklerini merak ediyordum bir açıklaması var mıydı? Sadece tek gecelik miydi? Biz diye birşey var mıydı? Yoksa bu kadar yoğun hissiyatlarda kaybolan sadece ben miydim? Yanına vardığımda ne demeliyim nerden başlamalıyım bilmiyorum ama söyleyeceklerini duymak istiyorum beni kanatacağını bilsemde konuşmalıyız.
"Hoseok" diye seslendiğimde parlak kürelerini ürkekçe bana doğru çevirmişti. Biraz endişe biraz korku vardı sanki dünyaları barındıran narin gözlerinde.
-Neden bana haber vermeden gittin senin için ne kadar endişelendim biliyor musun?
Yanlış birşey mi söyledim seni incittim mi neden beni öylece bırakıp gittin?Dolu dolu bakıyordu gözlerimin içine çok anlam sığdırmaya çalışıyordu ama konuşmalıydı onun nedenlerini duymaya ihityacım vardı açıklamalıydı çünkü karmakarışıktım kendi çemberi içinde kendi kuyruğuma dolanıyordum sanki.
-Ben çok özür dilerim yoongi öylece çekip gitmek istemezdim ama inan bana geçerli sebeplerim vardı.
Korkuyorum hemde iliklerime kadar ağzından çıkacakları duymaya hazır değildim.
-Anlat bana bir ailen ya da sevdiğin biri mi var? Neden gittin?
Dolu olan küreleri yağmaya başladı birden titrek nefesler alıyor konuşmaya çalışıyordu.-Ben-ben çok üzgünüm yoongi sana haksızlık ettiğimi biliyorum ama böyle olsun istemezdim. Lütfen aramızda olanları unutalım ve o geceyi hiç yaşanmamış sayalım lütfen?
Beynimden vurulmuşa döndüm ne diyor böyle nasıl bu kadar basite indirgeyebilir aklım almıyor. Benimde gözlerim dolmaya bana ihanet edip yağmaya başladı.-Bu kadar basit mi senin için açıklaması günlerdir senin öylece neden çekip gittiğine dair cevaplar ararken kendimi kaybettim envai çeşit senaryo kurdum aklımda şuurumu yitirmek üzereydim tüm söyleyebileceğin bu kadar mı?
Ellerini yüzüne kapatıp ağlamaya başladığı zaman gökyüzüde bizi yalnız bırakmamış o da üstümüze ağlamaya başlamıştı. Öyle ne kadar kaldık bilmiyorum sakinleşip kendine gelince yüzüme bakıp
-Tamam sana herşeyi anlatacağım yoongi duyduklarından sonra nasıl olsa bir daha yüzümü görmek istemeyeceksin.Evime gelmiştik kurulanması için ona havlu verdim mutfağa geçip ısınalım diye ikimizede kahve yaptım. Salona döndüğümde havluyu elinde tutmuş öylece boşluğa bakıyordu. Kahvelerden birini ona uzatıp anlatmaya başlamasını bekliyordum. Birkaç iç çekişden sonra benden tarafa dönüp anlatmaya başaldı.
Yoongi sana herşeyi anlatacağım ama lütfen sözümü kesmeden dinle tamam mı? Kafa sallayıp devam etmesini istedim.
-Bundan 8 yıl önce yani ben taze bir üniversite öğrencisiyken tanışmıştım onunla adı Taehyung idi. Uzun boyu hafif yapılı vücudu vücudunun çeşitli yerlerindeki dövmeleri ve piercingleriyle beni büyülemişti. Yönelimimin her zaman farkındaydım ama onu görünce eşcinsel olduğuma emin olmuştum. Büyük gözleri dolgun dudakları onları tamamlayan yüzüne yakışan burnuyla şaheseri andırıyor idi benim için. Çok yakışıklı ve havalıydı bölümdeki herkes onu konuşurdu ama o kimseyi umursamazdı sürekli takıldığı iki arkadaşı vardı yanında sadece. Öyle ulaşılmaz görünürdü ki gözüme bakmaya dahi kıyamazdım bazen.
Kantinde olduğu zamanlar farkettirmeden onu izlerdim. Bu benim için bir ritüel haline gelmişti. Onu o kadar izliyordum ki yanıma geldiğini bile farketmemiştim. Yanıma gelip gülümsedikten sonra onunla kahve içip içmeyeceğimi sormuştu. Utanarak tamam demiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kupa Kızı Sinek Valesi (sope)
Fanfiction#bir iskambil falında çıkmıştık birbirimize# boy×boy kısahikaye yoongi hoseok