ALTUGA
Tuğrul Bey Kayaoğullarını sevmemekte haksız sayılmazdı. Çünkü Kayaoğulları beyliğinin hükümdarı Altuga insanların zaaflarından yararlanan ,kendi çıkarlarını her şeyin üstünde tutan ve kurnazlıkla nam salmış biriydi. Tuğrul Bey bu sebepten Altuga’nın nelerin peşinde olduğunu öğrenmek istiyordu.
Tuğrul Bey şafak sökerken han dan ayrılıp, atını dörtnala Altuga’nın topraklarına doğru sürmeye başladı. Sabahla esen soğuk rüzgar bedenini sardıkça o atını daha hızlı sürüyordu.Akşam çökmek üzere iken şehre varmıştı. Hiç beklemeden Altuga’yı görmek istiyordu. Atından atlayıp uygun bir yere bağladıktan sonra konağın merdivenlerini çıkmaya başladı. Tam kapıdan girmek üzereyken nöbetçi Tuğrul Bey’in karşısına dikildi. Gözlerini kısıp, sararmış dişlerini millete gösterircesine açıp Tuğrul Bey’in etrafında dönmeye başladı. İki tur döndükten sonra “Ne işin var burada, burası varoş mekanımı kafana göre dalıyorsun” dedi alaycı bir tavırla. “Altuga’yı görmeye geldim” diye cevapladı keskin bir ses tonuyla Tuğrul Bey. Nöbetçi alaycı tavrını biraz daha artırıp “Bu kılıkla bırak Altuga yı kahyaları görmene bile izin vermem” deyip kahkaha atmaya başladı. Kahkahası henüz bitmemişti ki Tuğrul Bey’in yumruğu nöbetçinin çenesinde patladı. Yumruğun etkisi ile önce nöbetçinin sararmış dişleri ardından kendisi yere düştü. Diğer nöbetçi kılıcı çekip Tuğrul Bey e doğru savurdu, ustaca bir şekilde hamleyi savan Tuğrul Bey kılıcını çekip nöbetçinin boğazına dayadı. Etraftan diğer askerler Tuğrul Bey’e saldırmak için koşmaya başladı. Fakat tüm bu hareketlik Altuga nın “yeter geçin yerlerinize” diye bağırması ile son buldu. Askerler birer birer yerlerine geçerken Altuga Tuğrul Bey’e doğru geldi ve “tatsızlık için kusura bakma “ dedi. Tuğrul Bey hafif gülümseyerek “ biraz daha geç kalsa gelseydiniz beyliğiniz için savaşacak askeriniz kalmayabilirdi” diyerek cevapladı.
Daha sonra Tuğrul Bey, Altuga ile beraber konağa girdi., yemek ve içecek ikramlarından sonra Altuga’ya dönerek “mesele nedir , neden görmek istedin beni dedi.” Altuga elini dökülmüş, seyrek saçları arasında gezdirdikten sonra “Göktuğ Beyliğinin Sultanı Aybüke kaçırılmış,beylik benden yardım istedi bnde ancak senin bu işin üstesinden geleceğini düşündüm“ diye cevapladı. Tuğrul Bey bu işte bir yanlış olduğunu sezer gibiydi. Fakat hiç belli etmedi. Tuğrul Bey “Tamam ben gerekeni yaparım ama üç, dört gün şehirde kalıp dinlenmek istiyorum” dedi ve kapıya doğru ilerlemeye başladı. Altuga arkasından başını sallayarak “Tekrar görüşeceğiz Tuğrul “ diye söylenmeye başladı.
Tuğrul Bey kendi için hazırlanan odasına gitmiş bugünün yorgunluğunu üzerinden atmak için yatağına uzanmıştı. Aybüke sultanı kimin ne için kaçırmış olacağını düşünüyordu. Daha sonra Aybüke üzerinde yoğunlaştı düşünceler. Birçok kez dillere destan bir güzelliğinin olduğunu duymuştu. Şansı yaver giderse belki yakın bir zamanda bu güzel sultanla karşılaşma şansı olacaktı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUĞRUL BEY
Ficción históricaTUĞRUL BEY DÜZENİN BOZULDUĞU, ÇIKARLARIN HEP ÖN PLANDA OLDUĞU BİR DEVİR VE BU GİDİŞATA SON VERECEK BİR SAVAŞÇI. yorum ve önerilere göre başka bölümler gelmeye devam edecektir.