Âli BIR KERAMET

80 12 0
                                    

Görevli olarak bir gurup Siirt'ten Bitlis'e gidiyorduk. Arabalarımızı yolun kenarına koyarak Gavs Hz. lerini ziyaret için Kasrik köyüne girdik. Abdest alınan havuzun kenarında Seyyid Muhammed Raşit Hz. leriyle (k.s.) karşılaşdık. Edep, selam ve hürmetten sonra Gavs Hz. lerini (k.s.) sorduk.
Yayla'ya gittiğini söyledi. Yayla nerede diye sorunca Kasrikin arka tarafında bulunan dağları göstererek: Dağların en üst kısmındadır. dediler. Gavs Hz lerini görememenin acısı, üzüntüsüyle görevliyiz aşağıda arabalarımız var müsade ederseniz gidelim dedik. SEYDA Hz.leri de size birşeyler yedirelim içirelim sonra gidersiniz dediler. Mecburen beklemeye başladık. Bir saat-iki saat derken ikibuçuk saat geçti. Gele gele ufak ufak doğranmış kabak ve üzerine yumurta kırılmış yemek takdim edildi. İçimden bu yemek çabucak pişebildiği halde bu kadar beklemenin sırrı nedir diye geçirirken bir anda sesler yükseldi: Gavs Hazlerleri geliyor! Gavs hazretleri geliyor! Yemeği yarıda bıraktık, dışarıya fırladık, hakikaten Gavs Hazretleri bir katıra binmiş yanında bir iki sofiyle dağdan iniyor. Sevinçle ziyaret ettik, siz camiye gidin ben geliyorum dediler. Biz camiye gittik. Katırı çeken gözlüklü Abdülcelil isminde kunduracı bir sofi: "Yahu bu gelen sofiler kimmiş! Gavsımız yaylada ziyafetteydi onun için keçi kesmişlerdi, yemeği bırakarak bizi camide misafirler bekliyor onlar elem ve ızdırap içindeyken bizim bunu yememiz olmaz buyurdu ve yayladan Kasrik'e indik" dedi. Burada Gavs Hazretlerinin bizim camide beklediğimizi bilerek gelmesi ve yine SEYDA Hz. lerinin de bu duruma vakıf olarak bizi bekletmesi âlî birer keramettir.

Menzil 'de Bir SULTAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin