Yavuzdan
Hemen yukarı çıkıp hazırlanmaya başladım. Günlük bir takım elbise giydim . Biraz düşündükten sonra kravat takmamaya karar vererek ayakkabılarımı giydim. Babam aşağıdan bana sesleniyordu .
H. Yavuz hadi oğlum biraz hızlan .
Y. Tamam baba geliyorum.
Babama söylediklerim bittikten sonra parfüm sıkıp aşağı indim ve hemen babamın bana seslenmesi bir oldu.
H. Oğlum bu ne şıklık . Alt tarafı Yıldırımlara gidicez.
Y. Baba hep bu şekilde giyindiğimi biliyorsun . Ne ima etmeye çalışıyorsun?
H. Hiiç . Hiç birşey ima ettiğim yok oğlum. Hadi çıkalım.
Babamla birlikte çıktık . Benim arabamla gidecektik .
Bir çiçekçinin önünden geçiyorduk ki babam konuşmaya başladı.
H. Yavuz oglum inde bir çiçek al.
Y. Ne çiçegi baba
H. Hiç ya öyle canım çiçek istedi. Oğlum bahara tabikide
Y. He tamam
Tam arabadan çıkıyordum ki babam bir şey dedi
H. Şebboy
Y. Efendim baba
H. Şebboy diyorum bahar şebboyları çok sever
Y. Unutmamıştım ki ☺
H. Aferin evlat hadi git ve şebboy al şimdi
Hemen gidip kocaman bir buket şebboy aldım . Parasını ödeyip çıktım .
Eve vardığımızda villa boyasının rengini baharın seçtirdiği bir kesindi çünkü villa turkuazdı . Ve bahar turkuazı çok sever. Hemen bahçe kapısı açıldı
İçeri girdiğimizde bahçenin büyük bi bölümünün çiçek kaplı olduğunu gördüm ve inanınki o kadar güzel kokuyordu ki anlatamam
Babama baktığımda ise babam yanımda yoktu ve hemen sağa döndüm . Babam kapıya çoktan yaklaşmıştı bile . Bende hemen koşar adım kapıya gittim. Ve kapıyı çaldım . Kapıyı bir kadın açmıştı . Orta yaşlarda yani muhtemelen 50 li yaşlarda idi. Bu hanfendi bizi içeriye davet ederken bir yandan da babama halini hatrını soruyordu.
M. Hamit nasılsın oğlum
H. İyiyim Makbuş sultan sen nasılsın
M. Allaha şükür çok iyiyim oğlum . Bu yakışıklıda Yavuz olmalı değil mi
Deyip bana döndü isminin makbuş olduğunu duyduğum kadın.
H. Evet makbuş sultan ığlum yavuz dedi ve kadın bir anda bana sarıldı . Bende sarıldım . Biz oturduktan sonra yıldırım olduğunu düşündüğüm o adam indi . Babamla sımsıkı sarıldılar sonradan benimlede sarıldı .
Yıldırım(yıl). Yavuz nasılda büyümüşsün yakışıklı olmuşsun öyle
Y. E biraz öyle oldu tabi
Merdivenden gelen topuklu ayakkabı sesleriyle başımı merdivene doğru çevirdim . Bu da kimdi . Çok güzel bir kadındı . Güzel yanında az kalırdı. Gözleri çok güzeldi . Güldüğü an kısılmıştı.
Bahardan
Aşağıdan gülme sesleri duyup misafirlerin geldiğini anladım ve hemen kendime son bir kez bakıp aşağı indim . Salonda çok yakışıklı biri vardı . Sarı saçlarını ve mavi gözlerini kemikli yüz hattı tamamlıyordu yanındada hamit oldugunu düşündüğüm o adam vardı . E peki ya yavuz. O neredeydi .
Hemen selam verip hamit amcaya sarıldım
B. Hamit amcacım nasılsın
H. İyiyim kızım sen nasılsın
B. İyiyim Allah a Şükür otursana hamit amca
H. A tabikide
Sarı saçlı çocugun yanına giderken o da bunu anlamış olacak ki ayağa kalktı ve merhabalaştık
B. Merhaba
Y. Merhaba
Dedi ve eliyle koltuğu gösterdi . Hemen oturdum e oda oturdu ve konuşmaya başladı
Y. Yıldırım amca bir şey sorabilr miyim
Yıl. Tabi evlat sor
Y. Bizim japon balerin nerede ya
Ben bunu duyduğum an kahkaha attım ve yavuz olduğun düşündüğüm kişi bana döndü
Y. Neden güldün
Dedi vericeğim cevabı biliyordum çünkü onun yavuz olduğunu anlamıştım.
B. İçimden geldi kaslı sarı dedim ve babam ve hamit amca yine gülmeye başladı
Y. Şey ya pardon Bahar ben şey yani sen ıııııı çok güzelleşmişsin ııı yani şey değişmişsin
B. Çok teşekkür ederim KASLI SARI
Bir anda kalktı ve gülmeye başladı ve sonra sım sıkı sarılıp kulağıma fısıldadı
Y. Seni çok özlemişim ayrıca güzelliğinden etkilenmedim değil dedi ve çekildi o şekilde ben ona o bana babam ve hamit amcada bana bakıyorlardı ve yavuzun söylediği şey ile
Şaşkınlığımı atamamaıştım
