-2-

10 2 0
                                    

İlk olarak gec geldi özür dilerim , ama geç olsun güç olmasın diyoruz değil mi ??? 😆😅 İyi okumalar umarım beğenirsiniz ...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

" Tanrım yamyamların arasına attın beni ... beni değil o masadakileri yiyin ben yemek değilim . Senin eşin Bayan  Numaracı , senin de babanım Prenses . Beni yerseniz arkamdan ağlarsınız valla . " dedi ve bir yandan da kapıya biraz daha yanaşıp tam çıkıcakken

" Akşama bir işimiz var ona göre yemeğinizi yiyin ve güç toplayın . " dedi ve gitti .

Babamın gittikten sonra biz de kahvaltımızı edip etrafı toparladık ve bir iki saat sonra annemle  beraber ev için alışverişe çıktık . Marketin manav kısmına gelince sebze ve meyveleri almaya başladık . Alışveriş işi bitince biraz dolaşıp eve geldik .

Aldıklarımızı yerleştirdik , annem dolaptan bir kaç şey çıkarırken bana içeride televizyon izleyebileceğimi söyledi . Ben de annemin dediğini yapıp televizyonu açtım aradan bir yarım saat geçti ve annem ynıma gelip bana sarıldı ve yanağıma sulu kocaman bir öpücük bıraktı . Bu da bir yandan isyan ederek yanağımı silmeme bir  yandan da gülmeme neden oldu . Saat akşam 4.30 - 5 civarıydı babam gelmek üzereydi ve annem de mutfağa geçip bulasık makinasındakileri yerleştiriyordu ki kapıdan anahtar sesi geldi . Babam gelmişti .

Gelmişti gelmesine ama elinde biri buyük biri küçük iki kutu ve bir kaç poşet vardı . İçinde ne olduğunu bilmediğim poşetleri ve kutuyu kapının yanına bıraktı , paltosunu ve ayakkabılarını çıkarıp ev terliklerini giyerek içeri gireceği zaman koltukta dizlerimin üzerinin üzerinde kendisine bakan bir adet beni gördü ve

" Naber prenses ?  " deyip içtenlikle gülümsemişti . Bu gülümseyiş içimi ısıtırken benimde istemsizce gülümseyerek karşılık vermemi sağladı . Annem elinde ki bezle ellerini kurulayarak mutfaktan çıkıp yanımıza salona geçti . Ben hemen babamın kucağına kurulurken annem de yanımıza gelip kanepeye oturmadan önce babama eğildi ve yanağınından öperek

" Hoşgeldin hayatım . Eee geldiğine göre sofrayı kuralım olur mu ? " demişti . Tabi ben durur muyum heme 

" Arka bahçede yiyebilir miyiz anne noluuur ? " deyip yavru köpek bakışlarını yollamaya başlamıştım bile . Annem biraz düşünür gibi yapıp

" Ama öyle bakma hava biraz serin gibi duruyor ... " bu sözü üzerine biraz daha öyle bakıp kafamı yere eğip biraz bekledim

" Pekâla ama bana yardım ediceksiniz küçük hanım ... anlaştık mı ? " ve işte zafer .

" Ohoo valla Emma işimiz zor bu küçük hanıma hayır bile diyemiyoruz . " demesi üzerine hep beraber gülüştük . Babamla birlikte bahçede ki masayı sildik , sofra bezini serip önce annemin yemek koymuş olduğu tabakları sonra çatal - kaşık takımını , bardakları , sürahiyi ve ekmekleri masaya yerleştirip birbirimize afiyet olsun diyerek yemeğe başladık . Bu benim doğru düzgün geçirdiğim ilk akşam yemeğiydi sanırım hem de ailem dediğim insanlarla . Bu duygu cidden insanı özel , güzel ve mutlu hissettiriyordu .

Yemekten sonra etrafı toplayıp içeri geçtik . Annem kapının ordaki kutu ve poşetleri çenesiyle işaret ederek

" Hayatım bunlar ne ? " diye benim için şuanın en önemli ve en merak edilen şeyini sorduğu için bir yandan  anneme çaktırmadan kalp şeklini  almış bir bakış yollarken diğer yandan da babama merak dolu gözlerle bakıyordum . Şimdi diceksiniz madem merak ettin e niye sormuyosun kesinlikle % 100 haklısınız ama beni de anlayın nolur dün bir bu gün iki ne kadar benimsemiş olsamda onları ne kadar ANNE ve BABA demiş olsamda hâlâ çekiniyorum .

Dengenin KoruyucusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin