Uykumun en güzel yerindeydim ki bir anda yerimden sıçradım cama vuran yağmur damlalarınin sesine uyanmış olmalıyım . Suyumdan bir yudum almak için sağa dönüp gece lambasının yanina uzandım ve Uykucu yu gece lambasına dayalı bir şekilde buldum . Suyu es geçip onu aldım ve ona sıkı sıkı sarılarak" Özür dilerim uykucu sadece kendimi Lili siz birakmakla kalmadım seni de onsuz kalmaya mahkum ettim . " diyebildim .
" İyi geceler KARDEŞİM , iyi geceler Uykucu . "
Sabah aşağıdan gelen televizyon sesine uyandım . Yatağımdan kalkıp önce Uykucu ya günaydın dedim sonra onu oyuncak sandığımın üzerine koyup takrar yatağıma ilerledim ve yatağımı topladım ardından sağlam olarak adlandırabileceğim valizimden aldığım eski elbisemi giydim ardından odamdan çıkıp bu kattaki lavobaya girip işlerimi hallettim .
Aşağıya indiğimde babam ayakkabılarını giyordu . Beni fark edince
" Günaydın prensesim . " diyerek gülümsedi . Annemde bize dönerek gülümsedi ve
" Günaydın annecim . " dedi . Ben ikisine de bakıp
" Günaydınnn . " diyebildim . Son harfini uzata uzata . Bu gün keyifliydim ." Hayatım iki ekmek , ve süt almayı unutma . " demişti annem . Babama bakıp bir anda atıldım
" Baba ben de seninle gelebilir miyim ? Hem burda hiçbir yeri bilmiyorum , yani şey görmüş olurum . " dedim çekingen bir sesle . Babam anneme baktı tabi annemde ona , gülümsediler ve babam tekrar bana dönerek
" Tabiki gelebilirsin kızım . Hem sana göstermek istediğim ve seviceğini düşündüğüm bir yer var . " dediginde çoktan babetlerimi giymiş kapı kulbunu tutmuştum bile . Babamda evden çıkıp elimi tuttu beraber sağa döndük ve kaldırımdan ilerlemeye başladık . Babam önünden geçtiğimiz evlerin bahçesinde ki bir kaç insanla günaydınlaşıp bir iki dakika muhhabbet ediyordu . Beni fark edip
' Bu küçük hanım kim ' diyenlereyse
' KIZIM ' diyerek yanıtlıyordu .Kızım ... bir kelime , iki hece ve beş harften oluşan o basit ama benim için dünyanıın en değerli hazinesinden bile daha değerli bir şeydi .
Babamla markete geldiğimizde babam annemin istediği ekmek ve sütü sepete koydu , kasaya doğru ilerlerken başka bir reyona ilerleyip orda ki çikolata , bisküvi türü şeylerden de birkaç tanesini sepete atıp
" Hadi prenses şunların parasını kasada ödeyip eve gidelim . Baban kurt gibi acıktı . "
" Ben de acıktım babacım . Çabuk gidelim evimize . " diyip elini tuttum ve ona içtenlikle gülümsedim . Ben bunları diyince babamın gözlerinin içi parlıyordu adeta . Artık onları kabullendiğimi ve onların beni sahiplenip benimsediği gibi ben de onları sahiplenip benimsemiştim . Şuan bunu daha iyi anlıyordum .
Kasaya ilerleyip kasa bandının üzerine aldıklarımızı yerleştirdik ve ben sepeti diyer sepetlerin üzerine koyarken babam da aldıklarımızı poşetin içine koyuyordu . Görevliye parayı ödedi ve marketten çıkarak geldiğimiz yolu tekrar geri döndük .
Babam cebinden anahtarı çıkardı ve yuvasına yerleştirip anahtarı sağa döndürdü ve kapı açıldı , annem elinde çaydanlıkla bahçeye ilerlerken bize
" Hadiii elinizi yıkayıp çabucak aşşağıya bahçeye inin . Ekmek ve sütü unutmayınn ." diyerek bahçe kapısına ilerledi . Bizde poşetleri önce masaya bıraktık ellerimizi alt katta ki lavobada yıkayıp bahceye çıktık . Kahvaltıya başlayalı bir kaç dakika olmuştu annem önce bana sonra babama baktı ve boğazını temizledi . Bunun üzerine babam da annneme bakıp kaş göz işareti yaptı , gözlerim bir sağa bir sola derken ikisi arasında mekik dokumaya başladı . Sonunda dayanamayıp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengenin Koruyucusu
FantasyHep hikaye okurdum burdan ama ilk defa bir hikaye yazmaya karar verdim umarım beğeneveğiniz türde bir kitap olur . " Bell ! " Ama. Ama bu ses ... bu ses onun sesi . Bu . Bu imkansız . " Lili... sen misin ? " " Bell... yardım et lütfen . " Aman tanr...