Üç Saniye - Dramione

Bölüm 3

Hepiniz bayramı mübarek olsun.Denizden geldim şimdi paylaşıyorum yeni bölümü :D Bu arada medyada Bayan Weasley'ler var.

‘’Selam Slytherin yılanları.’’ Diye selamlayarak Pansy ‘in yanına çimlere oturdum. Bütün salonları gezebilmiş ancak göl kenarındaki ağacın altında bulabilmiştim onları.

‘’Selam kuzen.’’ Dediler Scoot ile Edmund aynı anda gülümseyerek. Sonra hepsi başıma üşüştü.

‘’Earl ile kavga etmişsiniz, neler oldu hemen anlat. Bide bulanıktan söz ettiler. Ama anlayamadım. ‘’ dedi Pansy. Ve onlara en başından her şeyi anlattım.

‘’Earl, kütüphaneye doğru gidecekken kolumu çevirdi. İşte Scoot ile neden sürekli baloya gittiğimi sordu. Scoot ‘a aşıkmışım falan dedi…’’ dediğimde Scoot ile Edmund ellerini yumruk yapmıştı. İkisinin de ellerini tutup anlatmaya devam ettim.

‘’Sonra baloya kadar başka biriyle gitmem gerektiğini, ya da çıkmam, öpüşmem yada başka bir şey, yapmam gerektiğini, yoksa babama hesap vermek zorunda kalacağımdan anlattı. Bende sinirlendim tabii. Ne yapacağımı düşünürken Malfoy aramızda belirdi. Aklıma en mantıklısı olarak, Earl ‘ın hayalarına iyi bir tekme geçirdim ve baloya başkan ile gideceğimi söyledim. Yani baloya Draco Malfoy ile gidiyorum.’’ Dedim oflayarak.

Üçü de şaşkınlıktan küçük dilini yutmuş gibi baktı. Sonra konuştular.

‘’Baban ne diyecek? Earl çoktan baloya Draco ile gideceğini söylemiştir. Ayrıca tekme melesini ve bütün olmayan kuzen-aşk ikilisini anlatmıştır. İnsanlarda hiç mi akıl yok? Biz kardeş gibi büyüdük ve öyleyiz de. Kuzeniz biz. Merlin aşkına! ‘’ dedi Scoot sinirle. Son zamanda onu bu kadar öfkeli görmemiştim. Kuzenim neşe dolu ve hayat dolu biriydi. Sinirli olduğu hiç görülmemişti. Ama haklıydı. Bu bardağı taşıran son damlaydı. Ya da son damla olacaktı.

 ‘’Earl ‘ı geçtim. Baban çok kızacak. Acilen mektup yaz. Ona bunun bir tuzak olduğunu söyle. ‘’ dedi Pansy akıllıca bir cevap vererek.  Sonra trende olanlar aklıma geldi. Ve onlara trende olanları anlattım.

‘’… Merak etmeyin. Tuzak olduğunu sanacak. Oysa ki Draco, beni Earl ‘dan kurtaracak. Başka bir neden yok. ‘’ dedim emin veren bir gülümsemeyle. Hepsi bir oh çektiler. Ama Scoot ile Edmund ‘ın siniri geçmemişti.

‘’Earl ‘ı öldüreceğim.’’ Dedi Scoot.

‘’Bende.’’ Dedi Edmund dişlerinin arasından.

‘’Bakın ben ona gerekli dersi verdim. Bir daha konuşmaya kalkarsa onu beraber döveriz. Ya da ben ona ne yapacağımı biliyorum’’ dedim sırıtarak. Lord iyi bir silah olabilirdi. O adamı pek sevmezdim. İnsanlara işkence etmeyi sevmiyordum. Çünkü kendimde evde işkence çekiyordum. Lorda karşı evde hep beraber bir rol oynuyorduk. Ama babama karşı gelme cesaretini nereden bulabiliyorum bilmiyorum. Ha bir de beni- daha doğrusu rol yaptığım kişiyi- sevdiğinden çatalağızlık özelliğini vermişti. Ama sadece kendi yılanımla konuşma özelliği. Bana bir de yılan aldığını unutmamak lazım. Yeşil ve gümüşi gri renginde. Anlaşırız ama ben daha çok sırlarımı da anlatabileceğim bir yılan olsun isterdim. Onu sadece Lordun yanında rol yapmak için bir silah olarak kullanıyorum. Adı Ex. Ölürse Ex, ex oldu diyeceğim. Benim tabirimle kendi kanında boğuldu.

Pansy kıkırdadı. ‘’Draco, sana aşık olacak. ‘’ dedi kıkırdamaya devam ederek.

Bunun üzerine biz de güldük. Hogwarts ‘da zil çalınca mecbur ders yapacağımız sınıfın yolunu tuttuk.

***

Scoot ile birlikte Ana Salon ‘a girdiğimizde fısıldaşmalar çoğalınca bundan çok sıkıldığımı fark ettim. Ama dememiş miydim? Hogwarts ‘ın görüp geçirdiği en ilginç yıl olacak diye? Dedikodular daha da çoğalacak diye? İyi ki Slytherin ‘de liderdim. Yoksa bir de onun benim yanımda dedikodu yapmalarını çekemezdim. Ben oturduktan sonra Scoot karşıma oturdu. Edmund soluma, Pansy sağıma ve Blaise de Scoot’ın diğer tarafına oturdu. Muhtemelen koyu Quidditch muhabbetlerini yapacaklardı. Ana Salonun giriş kısmına baktığımda Earl ‘ı ve birkaç arkadaşıyla salona girerken gördüm. Kızgındı ama yüzünde hala o aptal alaycı gülüşü vardı. Biraz topallıyordu. Birkaç tekme daha atarsam onu gelecekteki çocuklarından men edebilirdim. Bak bu fikri sevdim.