Alarmın tiz sesiyle uyandım.
‘’ Uf ya gene mi sabah? Niye sabah oldu ki? Sabahın ne işi var sabahın köründe? Bu güneşi kim koyuyor buraya ya? ‘’ dedim kendi kendime. Sonra ne kadar saçma şeyler söylediğimi fark edip kahkaha attım. Başkanlar odasındaydım ve saat daha sekizdi. Bugün öğleden sonra ki derslerden muaftık. Yaşasın! Yaşasın mı? İyice tembelleştim bende. Kütüphaneye gidip, bilmem kaçıncı kez kitapları hatim etmek gerek.
Aylak aylak kalkıp aynada kendime baktım. Hiçbir zaman sıcağı sevmediğimden şortlu siyah –ayrıca dantelliydi neden dantelli bende bilmiyorum. – pijamam garip bir şekilde büzüşmüştü. Saçlarım dağılmıştı. Ve yüzümde de aptalca bir sırıtış vardı. Ay bugün komikliğim üzerimde.
Kapıyı açtığımda, Draco Malfoy ‘u kitapları karıştırırken buldum. Üstünde beyaz bir pijama vardı ve saçları dağılmıştı. Böyle çok komik ve çok tatlıydı. Draco Malfoy ‘a bu aralar on bininci kez ‘’tatlı’’ gördüğümü itiraf ettiğimden kendime, artık ilk defada ki gibi ‘’Ups. Ben bulanığa mı diyorum?’’ kısmını geçmiştim.
Beni fark ettiğinde korktu. Hala uykuluydu. Sonra gözleri büyüdü ve elleriyle yüzünü kapadı. Bunun nedeninin pijamamın sıyrılmış olduğundan fark edip, hemen aşağıya indirdim.
‘’Düzelttim. Günaydın.’’ Dedim tatlı tatlı gülümseyerek. O an Draco Malfoyu öpesim geldi. Sonra bugün saçmalığımın da üzerimde olduğunu fark ettim.
‘’Günaydın. ‘’ dedi esneyerek. Elindeki kitaba baktı. Yanına gittim ve saçlarını düzelttim. Bu hareketimle şaşırdı. Öncekinde daha tatlı olduğuna karar verip tekrar dağıttım. Gülümsedim. Açıklama yapma gereği duymadan banyoya girdim.
Önce sıcak suyu açtım. Su, beyaz tenimi yakıyordu. Canım yanıyordu. Daha demin yaptığım hareketi düşündüm. Draco Malfoy ile ne zaman bu kadar … yakın … olmuştuk biz?
Onun hakkında kendime söylediğim bazı iltifatları düşündüm. ‘’çekip öpesim geldi.-çok tatlı- çok şeker- vs.’’
Önceden bulanık aklıma gelmezdi. Şimdi nasıl olurda hayatımda bir de onun varlığı olabilirdi ki? Sonra gerçek suratıma bir tokat gibi çarptı. Onu düşündüğümde bile kalp atışlarım hızlanıyordu. Onun yanında bu kadar rahat hissetmemin, her şeyin bir sebebi vardı. Ve bana acı getirecek sebepler.
Ben… Safkan Slytherin Kraliçesi, sadece Slytherinin değil, Gryfindorluların en cesurunun bile gözünde korku yaratacak kişi. Bulanıkları her zaman gereğinden fazla aşağılayan, zeki, güzel. Büyük Grangerların varisi.
Ben Hermione Granger. Draco Malfoy ‘dan hoşlanıyorum. Nokta.
Ve ona aşık olmamam için elimden gelen her şeyi yapacağıma kendime yemin ediyorum. Bu asıl NOKTA.
***
Su fazla sıcakmış. Bunu şimdi fark ettim çünkü kızarıklık yavaş yavaş geçince üstümdeki tüm kirlerden arındığımı fark ettim. Porselen bebekler gibi olmuştum.
Üzerime formalarımı giydim ve kravatımı düzgünce bağladım. Kravat sinirimi bozunca bağlamadan bıraktım ve cebime attım. İnce siyah çorabımın üstüne yeşil tozluklarımı geçirdim. Saçlarımı aşa ile düzleştirip, yeşil bir saç bandı taktım ve dudaklarıma parlatıcı sürdüm. Böylece pembe çıkık dudaklarım daha güzel görünüyorlardı. Tatlı cindy bebekleri gibi olmuştum. Ay çok şekerim. Şekerim? Kendime de aşık oluyorum.
Hızlıca başkanlar odasından çıkıp ana salona indim. İndiğimde bütün herkes oradaydı. Megan, Pansy, Eva, Annabeth, Alex, Blaise, Tom , Jasper, Jeremy ve tabi ki de benim birtanecik kuzenlerim. Hızlıca ikisinin ortasına oturdum ve yanaklarına öpücük kondurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Saniye - Dramione
FanficBenim hikayem değildir.Facebook sitesinde bulmuştum. İşte her şeyin ters yüz olduğu nokta. Empati kurmalıyız öyle değil mi? Ya bizim şu bulanık,Gryffindorlu, Granger. Safkan, Slytherinli bir Granger ‘a dönüşürse. Peki ya Safkan, Slytherinli, Malfoy...