Yabancı Papatyalar

362 25 9
                                    

  Sabah, daha doğrusu öğlen ben yatakta gözlerimi aralarken gözüme ilk olarak başucumdaki masada duran saat çarptı. Bir buçuğa geliyordu. Saatlerce, deliksiz bir şekilde çok güzel uyumuştum. Gözlerimi aralarken sebepsiz bir şekilde mutlu uyanmıştım. Yine sebepsiz bir şekilde içim huzur doluydu. Sanki bugün çok güzel bir gün olacaktı, içime doğmuştu. Uyanır uyanmaz yataktan çıkmadım elbette, beş dakika kadar yatağımda kaldım. Mutluydum. Sanki çok istediğim bir şey gerçekleşmiş gibiydim. Yatağımda doğrulup oturdum. Bağımlı olduğumdan beri bu kadar keyifli hissetmemiştim. Esnedim, gözlerimi ovuşturdum ve kollarımı gererek kendime gelmeye çalıştım. Uyku mahmurluğunu kolay kolay üstümden atmayı hiçbir zaman beceremeyen, alarmlardan nefret eden insanlardandım. Ben uyku sersemliğiyle odama bakınırken kapı çaldı, anlaşılan mutluluğum buraya kadardı.

    Önce yataktan ardından odamdan çıktım. Kapıya giden uzun koridorda ilerlerken ellerim kafamda topuzumu bozup saçımı atkuyruğu yaptım. Aklıma gelen ilk isim taylordı. Ama evimi bilmesine imkan yoktu, gelen o olamazdı. Kapıya varınca delikten gelene baktım. Kimse yoktu. Durumdan şüphelenmiştim. 'Kimsiin?' diye bağırdım. Cevap yoktu. Bir dakika kadar ses gelmesini bekelyerek orada dikildim. İyice merakım artmıştı. Daha fazla dayanamayıp kapıyı açmıştım. Kapıdan yavaşça başımı uzatıp sağa sola baktım ama kimse yoktu. Ayağımda ayakkabı yoktu daha ileri gidemezdim. Tam kapıyı kapatacakken yerdeki demet gözüme çarptı. Kapıyı tekrar aralayıp demeti aldım. Bir defa daha etrafı kolaçan ettikten sonra demetimle beraber içeri girip kapıyı kapattım. 

  Bir süre öylece ayakta elimde demetle ayakta kaldım. Uzun süredir sevgilim yoktu, birinden çiçek geldiğinde nasıl hissedildiğini unutmuştum. Bu demeti gönderebilecek herhangi biri de yoktu hayatımda. Uzun uzun papatyalarımı kokladım. Sonra gözüme çiçek demetimdeki not ilişti. Salona gidip koltuğa oturdum. Notu elime aldım. Oldukça düzgün bir el yazısıydı. Hatta benim eğitim hayatımdaki dönemdeki yazımdan bile daha düzgündü. En sevdiğim çiçeklerden oluşan bu demeti kimin gönderdiğini öğrenmek için sabırsızlanıyordum. Çabuk hareketlerle notu elime alıp okudum :

'Gördüğüm en narin en nazik ama en kaba, en güzel sarhoş olan, en seksi en şeker elinde topukluyla koşan gördüğüm en tatlı kıza, harika bir gün geçirmesi dileğiyle.' 

-Andrew

   Vay Canına ! Hayatımda hiç, ismini bile duymadığım birinden böyle güzel iltifatlar almamıştım. Andrew isminde birini tanımıyordum. Ama içimden bir ses bu durumun çok uzun sürmeyeceğini, yakında onunla tanışacağımı söylüyordu. Şöyle bir düşününce aşık olmayalı gerçekten uzun süre olmuştu. Kendi kontrolüm dışında alt dudağımı ısırdım. Orta sehpaya koyduğum demeti alıp kokladım. Acaba kimdi bu Andrew, beni nereden tanıyordu, sarhoş halimi nererden biliyordu...gidip hap aldım.

  Kahvaltı yaptıktan sonra markete gidip bir gazete aldım. Eve geldim. Gazetedeki iş ilanlarının olduğu sayfayı buldum. Göz gezdirip okumaya başladım. Gazetedeki ilanlara bakarken gözüm papatyalara kayıverdi, bir kere daha Andrew'in kim olduğunu merak ettim. Bakışlarımı çevirip tekrar ilanlara döndüm. Birkaç mağaza,bir de kuaför vardı okuduğum ilk satırda. Kuaförlük eğitimim yoktu, son iş deneyimimden sonra da kolay kolay bir mağazada .alışmaya kalkışmazdım. Bakışlarımı alt satıra indirip oradaki ilanları okudum. Bildiğim bir cafenin ilanı da vardı. Gençlerin sık sık uğradığı güzel bir mekandı bu cafe. Zaten bulaşık yıkamamı veya cafeyi temizlememi de istemiyorlardı, yalnızca garsonluk yapmam gerekiyordu. Gerçi burada da muhtemelen bana askıntı olurlardı. Ayrıca şimdiye kadar pis bir olaya karıştığını da hiç duymamıştım, temiz bir mekandı. Yani askıntı olacak tipler fazla ileri gidemezlerdi. Numaramı almak veya işten sonra bir şeyler içmek isterlerdi herhalde. Kendimi bir elimde tepsiyle masaların arasında çalışan bir garson olarak hayalettim. Alt tarafı iki kahve bir waffle taşıyacaktım. 'Çok zor olmasa gerek' diye düşünerek kendi kendime moral verdim. Gazetedeki ilanın altında yazan numarayı telefonuma kaydettim. Gerçi evime çok uzak sayılmazdı ama arayıp işi başkasına vermediklerinden emin olmakta fayda vardı. Sonuçta işe ihtiyacı olan tek kişi ben değildim, yüzlerce başka insan vardı. Numarayı kaydettikten sonra hızla aradım

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin