Rüya'lar Gerçek Olsa

3. BÖLÜM

RÜYALAR GERÇEK OLSA

TÜR: Romantik, Tutku ( Ara sıra Komedi)

3. BÖLÜM

Umutların kör bir testereyle hunharca katledilip, tükendiği vakitler olurmuş!

Rüya şimdi bu umutsuz vakitlerin içinde boğuluyordu. Bir uçaktan tekme, tokat atılmış acemi bir asker gibi, paraşütünü açamadığı için bir dağın yalçın yamacına çakılacakmış gibi korkak hissediyordu kendini. Evet, havada süzüldüğünü ve çaresizce ölüme dokunmayı bekler gibi, o da bu adamın ona ne yapacağını biçareliğiyle beklemekteydi. Kendini güvende hissettiğinden habersiz yanağını yasladığı geniş sırtı, bir ömür böyle sarmak için can atacağını bilmeden kollarını sımsıkı doladığı yağız gövdeyi, bilinçsizce kendine çekiştirip duruyordu. Kalp atışlarını o bedene, sığ nefeslerini geceye ödünç verdiğinin, hala farkında değildi.

Şahin motoru sota bir yere park ettiğinde, olduğu yerde doğruldu. Etraf sessiz ve kuşku uyandıracak hiçbir odak noktası oluşturmuyordu. Gene de ne olur, ne olmaz diye her bir köşeyi titizce arşınladı keskin gözleri. Polisler ve peşindeki ordu çoktan haberi almış, artık hiç istemese de deşifre olmuştu. Oldukları yer terk edilmiş metruk bir şehir gibi, izbe binaların ve yıkılmaya dayanmış yığma ahşaptan evlerle olduğu köhne bir sokaktı. Sanki şimdi üzerlerine grimsi uğursuz bir sis çökecek, bir kurt tüm vahşiliğiyle tüyleri ürperterek geceyi esir alan tiz sesiyle ulayacak, köşeden ışık hızıyla pelerini hışırdatışını bile çok sonra duydukları bir vampir çıkagelecek... hissi uyandırıyordu ortamın kasvetli havası. Masal dünyalarının, kötü insanlarının yaşadığı Zalimler Şehri gibi huzursuz ve ümitsizliğe sevk ediciydi bulundukları yer... Genç kız yutkunmak ne kelime, kalbi sırtını fişek gibi delerken, ürkek kahveleri çipil çipil irilerek karanlık sokaklarda korkuyla dolaşıyordu. Lanet olsun bu adam nereye getirmişti onu? Nere olacaktı şimdi?!

A: Öldürecekti!(Olabilir)

B:Tecavüz edecekti! (Sanmıyordu. Daha doğrusu bu adamdan o pis elektriğin potansiyelini almıyordu.)

C: İşkence edecekti (Buna sebep yoktu. Sadist birisine benzemiyordu! Ah salak Rüya, adam iki kişiyi kella paça çorbası yapacak aşçı gibi, kuşbaşı doğradı!)

D:Hiçbir fikri yoktu!!!! (Dink! Doğru teori!)

"Serçe... Eğer beni biraz daha böyle sahiplenerek sıkarsan, aklında ahlaksız şeyler geçtiğini düşüneceğim."

Kız gözüne ışık tutularak şaşkına döndürülmüş tavşan gibi önüne dönüp, adama mahpushane kaçkını görmüş gibi ürkek değil, dehşet içeren bir halde baktı. "Ha...?"dedi şaşkın şaşkın kırpıştırdığı kirpikleriyle.

Şahin kızın karnında sımsıkı kenetlediği katılmış ellerine uzandı. Biraz daha sıkarsa, aç karnı kaburgalarına yapışacaktı. Böyle minnacık kuş kadar cansız kızın, cılız değil de, bu dem bir güç sarf etmesi ilginçti. Kızın titreyen ellerine dokundu. Buz gibi olmuştu ve öyle bir kenetlemişti ki incecik parmaklarını birbirine, beyazı kırmızıyı geçmiş mora dönmüştü. Hamur gibi birbirine geçişmişti öpülesi narin parmakları. Buna kızdı. Neden olmadığını bilmediği şeye kızdığı için kendine bir daha kızdı. İşte o vakit kızın ne kadar çok korktuğunu idrak ederek, kendine en edepsizinden küfretti. Bir kadını bu şekilde korkutmak, ürkütmek, ona yıldızları dehşet içerisinde saydırmak ona göre yobaz serserilerin, kendini beğenmiş mafya bari ibnelerin işiydi ve Şahin Kahraman; hayatında daha önce hiçbir kadına kötü davranmamıştı. Lanet olsun, bir masumları ürkütüp, peşinde gereksiz kuyruk etmesi eksikti. Ama nedendir bilinmez, bu kız konuşunca tüm bu düşünceleri zihninde son buluyordu!