Yazar Notu: Selam. Herkese keyifli anlar dilemeden önce... Merhaba. :) Bu arada önemli bir duyurada bulunalım!!! BİR ŞANS DAHA adlı kitabımız; 15 Temmuz'da tüm mağazalarda ve internet aleminde satışa çıkıyor. Hayırlı ve uğurlu olsun.
RÜYALAR GERÇEK OLSA
TÜR: Romantik, Tutku
5. BÖLÜM
Bu olanlardan sonra nasıl bir yol izleyeceğini bilmiyordu. Hırsı içinde kalleş bir tutula büyüyordu. Aklında deli sorular, yüreğinde keskin bir hatanın zalim sancısı, yüzünde hazin bir somurtmanın gafil büyüsü hüküm sürüyordu. İçinde kabaran nefretinin hiddeti ve kızgınlığının telaşı, Japonya'da bulunan Sakurajima Yanardağı'nın içindeki lavlardan bile daha aktif ve tehlikeli boyuttaydı. Bu adam onun, onca sene bıkmadan gün sayarak beklediği, binbir emekle içinde coşkuyla büyüttüğü tüm umutlarını hiç düşünmeksizin zalimce katletmişti. Mustaf'a tam onu fark etmeye başlamışken, aralarındaki samimiyet dostluk içeren iletişimden farklı bir boyuta geçerken, bu eskaza varlık nifakçı şarlatan gibi hayatının rotasını bozmuş, Samddam'ın bombası gibi apansız umutlarının bahçesine düşmüş ve geleceğini bertaraf ederek tarumar etmişti.
Eli bilinçsizce dudaklarına gitti. Onu öpmüştü! Bir erkek –ki bu erkek katil, serkeş, hatta sapık dahi olabilirdi- kim olduğunu bilmediği bir adam ilk öpücüğünü hoyratça dudaklarından çalmıştı. Bu zamana kadar hep hayallerinde romantik bir buseyle onu Mustafa'ya vereceğini, ilk defa onunla temas eden teninin ona tepki vereceğini sanmıştı. Ama neden hâlâ tiksinmiyordu bu eylemden? Kusması gerekmez miydi? Hatta... Hatta öfkelenerek cırıl cırıl sesiyle ortalığı ayağa kaldırıp hesap sorması, onu öptüğü için tırnaklarını vahşice etine geçirip, tekme tokat gücü yettiği kadar, hıncını alana kadar dalması, yüzüne tükürüp küfretmesi gerekmez miydi? İyi ya, peki neden hâlâ yapmıyordu? Her şey çok hüzün vericiydi. O gitmişti. Onun tanıdığı Mustafa, onun taparcasına sevdiği adam hayal kırıklığıyla gitmişti. Herşey böylece başlamadan bitmişti.
Aslında böyle olacağını önceden hissetse, odaya yaygara koparırdı. Son bakışları yüreğine keskin bir hançer gibi oturmuştu. İlk olarak gözlerinde görmüştü umutsuzluğunu. Sonra ağzı ve ağzının kenarlarında oluşan beyaz öfke çizgilerinde... Mustafa bu zaman kadar hiç böylesine bir suçlamayla bakmamıştı gözlerine... Burnunu çekti. Gözlerinde yaşlar birikti gene. Ya bu adi serseri! Nasıl bunu söyleyecek kadar zalim olabilirdi? 'Seni bırakmayı düşünmüyorum' demişti! ' O benim sevgilim!'
Şimdi eve gelmişken - yani Şahin'in elitten bozma, izbeden doğma, malikâne kalıntısı bir çatı, yıkılmaya yüz tutmuş bir duvarı olan, geçici sadrazam mülküne... Uf dese uçacak, bir çığlıyla tepesinde gök kubbe görünecek gibi şaibeli duran esrarengiz ruhların kol gezdiği konaklara benzeyen, karanlık ve metruk yerlerdendi biri olan buraya. Tıpkı sahibi gibiydi her yer döküntü!
Şahin ona yaraşmayacak kadar ciddi olan usluluğunu şaibeli bir sükûnetle korurken, dünyanın en kısa fıkrası olan Necip Fazıl Kısakürek'e ait olan alıntı gibi, sessizce duruyorlardı! Şahin merdivenlere yöneldiğinde, girişte oturan Sefer'in hüzünlü yüzünü görünce duraladı. Bakışlarını nispeten merdivenin dibindeki Can'a çevirdi. Akabinde "Ne oldu?" derk gibi başını sarstı. Can'ın garip bir sıkıntıyla sıklaşan dişleri göründü, kollarını çocukça bir masumlukla iki yana açtı ve sanki gökyüzünden sabır dileniyormuş gibi bakışlarını kırıklarla çevrelenmiş cam tavana çevirdi. Ve gözleri Rüya'yı görünce, hemen kendini toparlayıp çapkın bir duruşla gömleğini düzeltti. Artık siyah renk olan atleti kısa kollu gömleğinden dışarı fırlamıştı, dikiş yerleri kolunun çevresini sarabilmek için patlamış olan gömleğini çekiştirip düzeltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüya'lar Gerçek Olsa
ActionBir Rüya ne kadar gerçek olabilir? Gece Rüyanda görüp, yüreğini hoplatan uyuz olduğun yakışıklı serseri Komiser, sabahında karşına eli kanlı Katil olarak çıksa, ve sana hayatının en büyük gerçeğini sunsa, ne yaparsın? Her şey zaten karmaşık olmuş...