Alıntılar-3

468 7 1
                                    

Unutmak, sadece onu unutmak olsaydı belki daha kolaydı işiniz. Ama unutmak onunla gelenleri de onunla birlikte göndermek zorunda kalmak olduğu için bu kadar zor geliyordur size. İnsan nelere alışmaz ki? Bu kadar çok sevmenin karşı tarafa ağır gelen yükü size ödettiriliyordur. Ve bu tür hatalar insana sevmemeyi değil, nasıl sevmesi gerektiğini öğretiyordur. Sonunda hayat bize gidenlerin niçin dönmediğiyle değil, neden gittiğiyle ilgilenmemiz gerektiğini öğretir. Belki kader bir gün karşınıza teninize dokunmadan ruhunuzu okşayabilen birini çıkarır.

Kirletilmiş bir ilişkiyi, bir tek ayrılık temizler. (Bukre)

Kendi

durağını şaşırmış bir otobüs gibiydi kalbi. Akşam­ dı. Ve akşam,

ağlamak için iyi bir sebepti. Kızıyordu Bukre her şeye, herkese. En çok

da kendine… Hayat ne garipti. İnanmadan güldüğümüz bir şaka gibiydi.

Bukre, karşılıksız sevmişti ve bunun karşılığı,

karşılık alamamak olmuştu. Ama olsundu. O sevilmemeye de razıydı

severken… O hep öyle severdi zaten… Tek hazmedemediği, sonraya

ertelendiği halde gocunmadan beklerken aldatılmaktı! Alçaklık hiç bu

kadar yükselmemişti. Gizlice aldatılmıştı. Aldatmanın aleni olanı mı

olurdu sanki? Çiğnenmişti o, üzerine basılmadan…

Soruyorum sana; içinden atamadığın hangi aşkın artığıydım? Kimin intikamı benden alındı? Ömrünün kaçıncı aşkında bana gelmiştin ve hangi durakta inecektin? Ellerin bendeyken kalbin kimdeydi…?

Garip bir denge bu… Unutarak yaşanmıyor, ölmeden de unutulmuyor!

Senin yolun bir tek sana gider, benim yolum yalnızca senden  geçer.

 

Sen Bencil, Ben Sencil…

“Biz kaybedenleriz. Bizde şans yüzümüze gülmez. Bizde şans arkamızdan güler. Hep nereye gittiğimizi sorarlar; neden kaçtığımızı kimse bilmez. Bizi ya sevmezler, ya sevmezden gelirler…

BukreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin