XIX

1.1K 100 89
                                    

Profilimde ki Harry kurgum olan Skin'i okursanız sevinirim.

****

M.Ö. Mısır Krallığı

Hala evime gelen ve beni açık bir şekilde tehdit eden prenses Rashida ve söyledikleri aklımdan çıkmıyordu. O günden bu güne kadar neredeyse iki hafta geçmişti ve ben iki kez Firavun Amon'dan kaçmıştım. İlkinde bana zarar verebilecekleri düşüncesiyle evden çıkıp babamın yanına gittiğim an onun orada askerlerin eğitimini izlediği andı. İkincisi ise bize hizmet eden çalışanla beraber çarşıya erzak alışverişinde çıktığım zamandı. Esnafların dileklerini ve şikayetlerini dinleyerek onlarla sohbet ediyordu ve beni gördüğünde yanıma gelecek gibi olsa bile, bir şekilde onu atlatmıştım.

Şimdi evimin yakınlarında öylece geziniyor ve kafamı dağıtmaya çalışıyordum. Dar sokaklar arasında gezdikçe sanki son günlerde yaşadığım anormal olayları unutuyor gibiydim. Dalgın bir vaziyette ilerlerken bacağıma sürten şey yüzünden sıçradım ve ufak bir çığlık attım. Başımı yere eğip ne olduğuna baktığımda, bunun bir kedi olduğunu gördüm. Rahat bir nefes verip yere eğilerek kediyi sevmeye başladığımda, memnun olduğuna dair mırıltılar çıkardı. Orada biraz daha durup bu güzel kediyi okşadıktan kısa bir süre sonra gülerek ayağa kalktım ve kediyi arkamdan bırakarak ilerlemeye başladım. Diğer evlere oranla kapısı aralık gibi duran tuhaf evin önünden geçeceğim anda, kolumdan tutulması ve ağzımın kapanması bir olmuştu. Evin içine doğru çekilerek sırtım ahşap kapıya sertçe çarpıldı. Çığlık atacağım sırada uzun parmaklar buna engel olup dudaklarımı sıkıca kapadı. Korkuyla gözlerimi kapatıp kolları arasında olduğum kişinin darbesini bekledim, ancak olmadı.

Yavaşça gözlerimi açmaya başlarken, yüzüme çarpan nefesle saçlarım hareket ediyordu. Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda bir çift mavi gözle karşılaştım. Gözlerim şaşkınlıkla iyice açılırken, kısık sayılabilecek bir ses tonunda konuştu.

''Sakin ol benim.''

Tanrı aşkına bu gerçekten ben bu kadar korktuktan sonra mı söylenirdi?

''Elimi çekiyorum sakın bağırma anlaştık mı?''

Başımı onaylarcasına salladığımda uzun parmakları dudaklarım üzerinden çekildi. Derin bir nefes alıp tedirgin bir ses tonuyla konuştum.

''Sizin burada ne işiniz var efendim.''

''Benden neden kaçtığınızı öğrenmek istiyorum.''

''Sizden kaçmıyorum, ne haddime.''

''Benden kaçıyorsun.''

Üstelediğinde bakışlarımı ondan çektim ve başımı öne eğerek ona bakmamayı tercih ettim. Ancak parmaklarını çeneme yerleştirip başımı kaldırdığında, gökyüzü kadar mavi gözlerini gözlerime iliştirmişti. Titreyen çenemden dolayı dudaklarıma birbirine bastırırken, aşkla konuştu.

''Benden kaçmanın sebebi nedir?''

''Hiçbir sebebi yok efendim sadece bu bana doğru gelmiyor.''

''Nedir sana doğru gelmeyen?''

''Sizin bu tavırlarınız.''

Amenta | zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin