Yoongi sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini aralamaya çalışsada açamıyordu. Ne kadar içtiğinin? Buraya ne zaman gedigini?ve nasıl geldiğini bilmiyordu. Kalkmaya çalışırken başına giren ağrıyla odaya acı dolu bir inilti bıraktı. Dün akşam çok içmiş olmalıydı.
Zorlada olsa kendini banyosuna attı. Kısa bir duşun ardından aşağıya indi. Jimin mutfakta arkası dönük bir şekilde kahvaltı hazırlarken buldu. Geldiğini haber vermek için hafifçe öksürdü.
"Ah günaydın hyung" Yoongi başını sallayarak masaya kuruldu.
"Iyi misin? Dün çok içtin seni taşımak zorunda kaldım." Yoongi dün olanları hatırlayınca yüzü düştü. O,küçüğünü üzmüştü nasıl mutlu olabilirdi ki?
"Iyiyim. Sana zorluk çıkardıysam özür dilerim." Jimin Yoongi'nin aniden değişen ifadesiyle masaya oturdu. Gerçekten onun için üzülüyordu. Yoongi'yi tanıdığı yıllar boyunca ilk defa birisine değer vermesine seviniyor aynı zamanda üzülüyordu.Tek ailesi olan Hyung'unun mutlu olmasını istiyordu hem de çok. Sonuç olarak ailesi yani Yoongi mutlu olsa kendide onun kadar mutlu olurdu.
"Ah önemli değil hyung. Hadi yemeğini ye"sesinin neşeli çıkmasına özen göstermişti azda olsa ona iyi hissettirmek istemişti. Sarı saçlı zoraki bir gülüş dudaklarına yerleştirip yemeğini yemeye başladı.**
Yoongi masasında oturup bir şeyler düşünüyordu. Ve evet düşüncelerin de sadece siyah saçlı vardı. Zaten Jungkook'u düşünmediği tek bir anı bile yoktu. 'Onu çok kırdım mı? Bana böyle davranması kalbimi acıtıyor. Bir an önce özür dilemeliyim'gibi bir sürü düşünce ve soru vardı.
Kapının tıklatılmasıyla düşüncelerinden sıyrılıp gir komutunu verdi. Sabahtan beri görmeyi beklediği beden gelmişti.
"Günaydın efendim. Geç kaldığım için özür dilerim. Saatimi kurmayı unutmuşum." Genç çocuk dudaklarını kaçırdığını bilmiyordu ve tabi başını eğdiği için Yoongi'nin onun dudaklarına baktığına bihaberdi.Sarı saçlı onu gördüğü ilk andan itibaren kalbinin atış sesleri kulaklarına ulaşmıştı. Işte bu kadardı Yoongi. Kalbi Jungkook'u her gördüğünde baharda yeni açan çiçeklerin ilk heyecanına katılıyordu.
Yoongi bu düşüncelere dalmışken Jungkook'un sesiyle bu düşüncelerden alındı.
"Programınızı birazdan size bildiririm efendim" Yoongi'nin canı acıyordu. Siyahlının ona böyle davranması içinden bir şeylerin kopmasına sebebiyet veriyordu.Jungkook tam çıkacakken Yoongi'nin sesini duydu. "Jungkook?" Hala kapıdayken arkasına dönerek cevap verdi.
"Efendim?" Yoongi karşısındaki koltuğu işaret edip oturmasını söyledi. Siyahlı ikiletmeden hemen gösterdiği koltuğa oturdu.Yoongi boğazını küçük bir öksürükle temizleyip masanın üzerinden ona doğru tamamen döndü.
"Bak Jungkook dün olanlar için özür dilerim. Ben bilerek o sözleri söylemedim. Hem sinirliydim ne dediğimin farkında bile değildim." Jungkook Yoongi'nin ona karşı her zaman iyi biri olduğunun farkındaydı. Fakat ilk defa Yoongi'nin ağzından özür dilerim kelimesini duymuştu. Evet bu ilk olabilir ama son değildi. Sarı saçlı kendisini affettirmeliydi.
"Beni affet Jungkook ve bana efendim diye seslenmeyi bırak." diye ekledi sarı saçlı.'Eğer özür diliyorsa gerçekten pişman' diye düşündü Jungkook. Ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdü. Yoongi onu izlerken. 'En azından tek bir kelime etmeliydi' diye mırıldandı. Jungkook kapının yanına ulaştıktan sonra arkasını dönerek
"Ben sana kıyamam ki hyung."dedi heyecanla ve ardından hızla kapıdan çıktı. Jungkook bihaberdi Yoongi'nin kalbinin maratona çıktığını. Yoongi kıyamam ki kelimesini aegyolu bir şekilde söyleyen siyahlıda kaybolup gitmişti.****
Iş çıkışına bir saat kalmıştı. Yoongi Jungkook'un getirdiği son dosyaları imzalıyordu. Ikilinin telefonu aynı anda çaldı.
"Efendim Jimin"
"Efendim hyung" iki gençle birlikte cevap verdi.
"..."
"..."
"Gerçekten mi hyung?" Siyah saçlı gencin sesi heyecanlı çıkmıştı
"Evet Jimin. Hayır iyiyim evet hıhım." Sarı saçlı her zamanki soğuk sesiyle cevap verdi.
"..."
"Vay demek sevgili ha Jimin?"
"..."
"Tabi hyung tabi gelirim. Peki görüşürüz."
"..."
"Pekala orada görüşürüz." Ikili telefonu kapattıktan sonra birbirlerine baktılar.
"Hyung biliyor musun? Hoseok hyungum sevgili yapmış."dedi Jungkook heyecanlı bir şekilde.
"Birkaç gündür etrafta güler yüz saçmasının anlamı demek ki bu yüzdenmiş. Beni sevgilisiyle tanıştıracak bu akşam."dedi. Gerçekten de Hoseok birkaç gündür etrafta deliler gibi gülerek dolaşıyordu.
"Hoseok adına sevindim."dedi Yoongi. Hoseok'un mutlu olması çok istiyordu.Iki yıldır tanıyordu ve onu seviyordu. Çünkü samimi bir kişiliği ve insanı her zaman mutlu edebilecek bir enerjisi vardı. Tıpkı Jimin gibi.
"Jimin'de beni sevgilisiyle tanıştırmak için aramış."dedi. Jungkook bu cümleye içten bir gülüşle karşılık verdi.Yoongi'nin imzaladığı dosyaları alıp odadan çıktı Jungkook. Bu sırada Yoongi de çantasını toplayıp eve gitmek için şirketten çıktı. Eve gidip duş alıp Jimin'le buluşmalıydı.
Kitapta JIHOPE olacaktır.Umarım beğenirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALZHEIMER (YoonKook)
Fanfiction"En acı olanda ne biliyor musun hyung?" Gözümdeki yaşı usulca serbest bıraktım "En acı olanda seni unutacak olmam sevgilim.?