Kaybolmak?

121 21 66
                                    

Madem ki artık öpücüklerin olmayacak,
Dikişlere ihtiyacım olacak.
Bu söze bitiyorummmm







Unutmak. Yedi harf üç heceden oluşan basit bir kelime. Okuması veya yazmasıda kolaydır. Bir çırpıda okunan ve yazılıan basit bir kelime. UNUTMAK!

Herkes unutur. Istisnasız herkes bir şeyleri unutur. Günlük hayatta unuttuğumuz pek çok şey vardır. Bir öğrenci ödevini,kitabını ya da kalemini unutur. Bir yetişkin gün içerisinde yapacağı sorumluluğunu ve gitmesi gereken bir buluşmayı.

Unutmak sorun değildir tekrar hatırlayacağın taktirde.

"Evet Bay Jeon şikayetiniz nedir?"
"Şey Doktor Chen..."
"Rahatlıkla benimle paylaşabilirsiniz." Güven vermek amacıyla tebessüm etti doktor.
"Pekala. Son zamanlarda fazlaca unutkan olmaya başladım aslında." Titrek çıkan sesiyle cevap verdi Jungkook. Şirketten,sevgilisinden izin alarak hastahaneye gelmişti. Yoongi ne kadar ısrar etsede tek başına gelmeye karar vermişti ve Yoongi'de üzerine çok gitmeyip izin vermişti.

Korkuyordu bir şey çıkacak diye.
"Bana neleri unuttuğunuzu, ne sıklıkla unuttuğunuzu anlatabilir misiniz?"
"Elbette. Ne sıklıkla unuttuğumu bilmiyorum ama uzun zamandır bir şeyleri unutuyorum. Kelimeleri, yerleri, dizileri, nereye gideceğimi ya da ne yapacağımı unutuyorum."
"Peki en son neyi unuttunuz?"
Bu soruya cevap vermek istemiyordu. Eğer bu soruya cevap verirse korktuğu herşeyin gerçekleşmesinden çok korkuyordu. Yinede ne olursa olsun soruya cevap vermesi gerektiğini biliyordu. Daha fazla beklemeden cevapladı doktoru.
"Şey... Ev-evin yolunu unuttum." korkudan kekelemişti. Doktor korktuğunu anlayıp herşeyin yolunda olduğunu anlatırcasına gülmüştü.

Flashback

Pazar sabahına merhaba demişti Jungkook. Tatlı uykusundan uyanmış banyoya gitmiş ve duş almıştı. Üzerine basit beyaz bir tişört ve siyah bir eşofman geçirdi. Odadan çıkıp aşağıya indi. Evden mis kokular geliyordu. Salona uğramadan güzel kokuların geldiği mutfağa giriş yaptı. Arkası dönük büyüğüyle karşılaşmıştı. Masaya geçip oturdu.
"Günaydın." Arkası dönük beden sesin geldiği yöne bakmadan cevap verdi.
"Günaydın Kook."
"Hayırdır Hyung? Sen normalde kahvaltı hazırlamazdın. Ne olduda bugün hazırlıyorsun. Özel bir gün mü yoksa?!" Gerçektende öyleydi. Hoseok pazar sabahları kahvaltı hazırlamak yerine uyumayı tercih eden birisiydi.Yaptığı işe dönerek cevapladı Hoseok.
"Hayır. Evet bugün Jimin birlikte kahvaltı yapmak istedi. Bende onun için kahvaltı hazırlıyorum." Jungkook oturduğu yerden kalkarak Hyung'unun yanına giderek yanaklarını elleri arasında sıkıştırarak neşeyle söylendi.
"Yaaa. Benim Hyung'um sevgilisine kahvaltıda hazırlarmış amanda aman. Ne minnoş bir insan. Jimin Hyung çok şanslı." Yüzündeki elleri iterek arkasını tekrar döndü Hoseok.
"Abartma Jungkook."
"Ne? Abartma mı? Bunu bulamayanlarda var."
"Evet var. Öküz Yoongi yüzünden sen bulamıyorsun."
"Sevgilime öküz deme." Buna takılmıştı Jungkook.
"Benim sevgilim öküz değil bir kere. Hem öküzsede bundan sana ne? Ben onu böyle seviyorum." diye söylendi Jungkook.
"Iyi be. Birşey demiyorum sevgiline." dedi Hoseok yaptığı yemekleri masaya taşıyarak.
"Birşeyler ye ve defol. Sevgilime yalnız kalacağım." Jungkook göz devirerek mutfaktan çıkmak için hareketlendi ama Hyung'unun sesiyle tekrar arkasına döndü.
"Birşeyler yemeyecek misin?"
"Hayır Hyung. Size afiyet olsun. Ben koşuya çıkacağım. Ondan sonra yerim."
"Peki. Öyle olsun."

  Odasına tekrar çıkmış eşofmanına ellemeyerek tişörtünü çıkarmış ve siyah bir kapşonlu giymişti. Kulaklığınıda yanına alarak evden çıktı. Kulaklığı takarak listeden herhangi bir şarkı açtı. Kapşonlusunun şapkasınıda başına geçirerek sahile doğru yürüdü.

  Sonbahar olmasına rağmen hava gayet güzeldi. Hafif ve tatlı esen rüzgâr havda mayhoş bir esinti bırakıyordu ve bu insanları dışarıya çıkmaya teşfik ediyordu.

ALZHEIMER (YoonKook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin