Valgis isimli cadının 17.Yüzyıl Avrupa'sında kendilerini infaz etmek için yollanan Orionlarla savaşını ve yazdığı büyülü kitabını ve 200 yıl sonra yaşanan olayları konu alacak hikayedir.
"We are the Granddaughters of the witches they couldn't burn."
Valgis topladığı kağıtları okumaya başladı. Kağıtta; "Sadece en güçlüleri avlardım ancak kaybedecek şeylerin olduğunda pek güçlü kalamıyorsun." Yazıyordu. Kırmızı saman kağıtta yazanı okur okumaz yeşil gözleri öfkeyle parladı. Kağıttaki konum sembolüne sağ elinin işaret ve orta parmağını birleştirerek dokundu. Böylece Kai'yi kaçıran kişilerin bırakmış olduğu konum zihninde canlandı. Konum şehir meydanında bulunan Virgo Maria Kilise'sinin gizli mahzenine aitti. Kai'yi kaçıran kişiler büyük ve güçlü bir Orion grubu olmalıydı. Kahverengi kapşonunu takıp, beline bağlamış olduğu pelerini açtı. Tam şehrin kuzeyinde bulunan ormana koşup konseye gitmek için yola çıkacağı sırada solundaki binanın çatısında uçuşan kuşları ve kendisini gözetleyen, siyaha bürünmüş,uzun saçlı bir adam gördü. Adam kendisini gördükten sonra güneye doğru koşmaya başladı. Hızlıca solundaki ahşap binaya tırmandı. Binanın çatısı üst üste yığılmış kamışlardan yapılmıştı. Çatı her an çökebilecek durumdaydı. Bir an önce o kişiyi yakalayıp bilgi edinmeli vei olayları konseye haber vermeliydi. Derin bir nefes aldı. Dolunayın da verdiği özgüvenle, kaçan siyah giyimli adama doğru seri adımlarla koştu. Rüzgar onunla dans ediyor gibiydi. Attığı her adımda arkasından esen sert rüzgarlar onu hedefine sanki daha çok yaklaştırıyordu. Gizemli adamla arasında iki bina kadar mesafe kalmıştı ki,adam ellerini kaldırdı ve çatıdan atladı. Valgis çatılardan olduğunca hızlı koştu. Adamın atladığı yere geldiğinde havada süzülen zümrüt renkli pelerinden başka hiçbir şey göremedi... Aşağı atladı ve havada süzülen pelerini eline geçirdi. Eline temas ettiği anda bunun özel bir eşya olduğunu anladı ve incelemeye başladı. Pelerin kadife kumaştan yapılmış, üzerinde çeşitli pagan sembolleri ve on üç adet düğme vardı. Pelerinin ceplerini yoklarken dört adet kuş tüyü buldu. Bu tüyler beyaz, siyah, kahverengi ve gri rengindeydi. Boyutları ve türleri farklı olan bu tüyler tesadüfen orada değillerdi ve bir amaçları olduğu belliydi. Valgis tüm bu olanlardan sonra pelerini ve tüyleri alarak konseye doğru tekrardan yola koyuldu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
