Azat'ın sesini duyduğum an gözlerimi yavaşça araladım. Açılan gözlerim yorgunlukla tekrar kapandı. Uzun süre bu konuda bir savaş verdikten sonra yataktan kalkmaya hazır hâle gelmiştim. Tam kapıdan çıkacağım sırada Azat önümde belirdi. Beni gördüğü an başını çevirip birkaç adım geri gitti. "Müsaitim. Bende yanına gelecektim zaten." dediğimde beklemeden başını yerden kaldırdı. Neden bu kadar utangaçtı ki bu adam?
"Haydi, kaybedecek zamanımız yok. Bir an önce Rize'ye kaçmamız gerek." Beynim duyduklarını algıladığında olduğum yerde donup kalmıştım. Eğer Rize'ye kaçarsam laxeriyi nasıl bulabilirim ki? "Azat, buradan kaçamayız. Birini bulmam lazım."
"Kimi? Söyle, ben bulurum!" diye bağırdığında derin bir nefes aldım. "Ya anlat kızım! Susma be! Sana en ufak zarar vermeyeceğim, bana güven ve anlat. Anlatmazsan sana nasıl yardımcı olurum?"
"Sadece gördüklerin yetmez mi?"
"Onlar yetmeseydi şu an benim yanımda olmazdın ama sen yine de anlat."
Derin bir nefes alıp başımı onaylamaz anlamda salladım. Kim olduğunu bile bilmediğim ama sebepsizce içimde güven duygusu yaratan bu adama her şeyi böyle basit anlatamazdım. "O zaman hazırlan. Hemen Rize'ye kaçıyoruz. Yolda da senin için atıştırmalık bir şeyler alırım."
"Azat, sen beni bırak. Ben başımın çaresine bakarım. Ailenden uzak kalma." Söylediklerime tek yaptığı gülmek olmuştu. O gülme de kısa sürede yerini kahkahaya bırakmıştı. Gözlerimi devirip tekrar bileğime baktım. Eğer baktığım yeri görürse diye düşünüp kazağımın kollarını ellerime kadar çektim. "Benim ailem zaten Rize de yaşıyor Berva. Ben burayı özlediğim için geldim. İnsan memleketini özler tabii."
"Bu kaldığımız ev kimin o zaman?"
"Burası benim evim. Merak etme seni başkasının evine getirecek kadar delirmedim." dediğinde kahkaha atan ben olmuştum. Beni zorlayarak evden kaçıran adamdı bu. Delirmediğine nasıl inanabilirim ki? "Bir süre ortalarda gözükmeyelim. Sonra da kimi bulacaksan gelip buluruz. Olur mu?" Ah Azat! Kabul etmemek gibi bir şansım mı vardı sanki? Başımı onaylarcasına salladım ve yatağın üstünde duran montumu elime alıp hızla üstüme geçirdim. "Saçlarını da topla istersen. Aniden koşmak zorunda kalırsak sana engel olmasın." Bu nasıl bir adamdı ya? Sanki beni kaçırmadan önce her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüştü. Bütün garip insanları kendime çekmekte aşırı başarılıydım. Ona cevap vermeden kıvırcık saçlarımı rastgele bir topuz yaptım. Saçlarım... Tolga benim en çok saçlarımı seviyordu. Hatta sırf saçlarım yüzünden daha yüzümü görmeden arkamdan aşık oldum diye bağırmıştı. Yıllardır bu işkenceyi saçlarım için çekiyordum.
Azat'ın peşine takılıp evden çıktığımda bana gülümsedi. "Birkaç gün Rize de dururuz. O senden ümidi keserse seni serbest bırakırım."
"Hapis edildiğim evden kurtuldum sanarken sende mi beni hapis edeceksin?"
"Hayır. Dışarı çıkmak serbest."
"Sende yanımda olur musun? Daha yeni kaçtım ve korkuyorum."
"Rize de korkmana gerek yok. Neyse bin arabaya. Allah'ın izni ile bir varalım da Rize'ye." Sesimi çıkartmadan arabasına doğru ilerledim. Kavuşabilecek miydim yıllardır ulaşamadığım özgürlüğe?
Kısa süre içinde Azat bir marketin önünde arabayı durdurdu. O ineceği sırada bende kafamı aşağı doğru eğdim. Kimsenin beni görüp Tolga'ya şikayet etmesini istemezdim. "Ne yapıyorsun sen?" diye sordu Azat.
"Saklanıyorum. Tolga bizi görürse" dediğim an yine cümlemi tamamlamama izin vermedi. "Arabanın camları filmli. İçerisi gözükmez." Başımı hızla sallayıp yine dikleştim. Bana gülümseyip arabadan indi. Markete girdiğini görünce derin bir nefes çektim içime. Azat çok cesur bir adamdı fakat bu cesurluğu ona zarar verebilirdi. Yani eğer beni o evden kaçırmış olmasaydı belki bir zarar görmezdi fakat konu Tolga olunca hiç emin olamıyordum. Acaba ona her şeyi baştan sona anlatsam, Tolga'nın yaptığı her şeyi söylesem korkup vazgeçer miydi? Ne de olsa artık tamamen kurtulmuştum o evden. Gerçi hâlâ Trabzon'da olduğuma göre pek de kurtulmuş sayılmazdım. Camın tıkladığını duyunca yerimde sıçradım. İçimden Tolga beni bulmuş olmasın diye milyonlarca dua ederken başımı cama çevirdim. Karşımda Azat'ı görünce gülümseyip camı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorba
ChickLitBaşına gelen her türlü felakete direnmeye çalışan genç bir kız. Babası tarafından hiç tanımadığı bir adama henüz on beş yaşında satılmış bir kız. Kendi kendine verdiği hayat mücadelesi yetmiyormuş gibi bir de aşk diye bir bela çıkıyor başına. Yıllar...