Eve geldik. Ve eve gelene kadar aklımdan bir çok saçma şey geçti. Eve gelir gelmez odama geçtim ve yatağıma oturup başımı iki elimin arasına alıp boş boş karşı duvara bakıyordum. Ne yapacaktım ya da ne yapmalıydım ne düşünmeliydim ya da ne düşünmemeliydim gerçekten bilmiyordum bu şekil boş boş duvara bakmaya devam edersem veya bunları düşünürsem iki saate kalmaz kafayı yerdim herhalde...
Deniz girdi içeri...
-"Öykü kendine gel lütfen! " dedi biraz bağırarak. Ben ise onu duymamışım daldığım için . Sonra bana yaklaşıp kolumu sarsarak,
-"ÖYKÜÜÜÜÜÜÜ !!! " diye bağırdı bu sefer daha sert bağırmıştı. Sesini duyunca başımı ona çevirdim. Sesi bir ben duymamış olacağım ki Esra, Gönül, Deniz ve Melodi de odaya geldiler. Ben de kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Hepsi gelip yanıma oturdular. Hepsi sırayla teselli cümlelerine başlamışlardı. Deniz,
-" Öykü ya değer mi bir erkek için ağlamaya yapma böyle..." dedi. Esra,
-" Aynen kızım ya bırak ağlamayı değer mi onun için ağlamaya..." dedi. Melodi,
-" Onun gibi bir öküz için akan göz yaşlarına yazık Öykü yeter kes şu ağlamayı sinirim bozuluyor yaa..." dedi. Gönül,
-" Aynen Öykü bak benim de sinirlerim bozuldu dövecem şimdi o Coşkun öküzünü de seni de kes şu ağlamayı... " dedi.
Bir anda odadaki herkes Gönül'ün bu hareketine gülmeye başladı. Benim yüzümde hafif bir gülümseme oluştu. Keyfimi biraz olsun yine yerine getirmeye başardılar. Bu gülme sırasında yastık savaşına başladık. Yastık savaşımız da herkes yorulupkendini yere atınca son buldu. Sonra yemeğe geçtik. Ve ardından da beraber "Sağ Salim" adlı komedi filmini seçip izlemeye başladık. Yüzüm gülüyor ama içimdeki duyguları açıklayamayacak kadar canım yanıyordu. Neden ben değilde başkası ya da neden o onda olup da bende olmayan ne ne ne ne ne ne ne ???
Bu şekilde filmi izleyip sohbet etmeye başladık. Konuşuyorduk ama ben burda değildim. Bir ara kendimi sohbetin içinde buldum. Plan yapıyorduk. Gönül,
-" Yarın hafta sonu bir yerlere gidelim beraber bişeyler yapalım kafamızı dağatalım biraz, hayır deme şansınız yok, yer belirleyelim diye soruyom bahane kabul edilmez ona göre... " dedi. Hep beraber önerilerde bulunup Paninoya gitme kararı aldık. Sonra yine düşüncelere daldım. Saat geç olmuştu. Yatağıma geçip orda hem ağladım hem de Coşkun'u düşüp hayallere olmayacak hayallerime daldım tekrarrrr ...
COŞKUN'UN AĞZINDAN ...
Eve geldik ve oturduk. Erdal bana ne oluyor der gibi bakıyordu. Ve daha fazla dayanamayıp sordu.
-" Sen açılacam diyince sevinmiştim, evet ben de bunu istiyordum ama bu karar cümlenin sonunu duymadan önceydi. Aslında o konuşmanın sonunda sana şaşırdım. Sonra işaret ettiğinde fark ettim arkamızda Öykülerin olduğunu ama ben hala ne olduğunu anlamadım Coşkun ne oluyor ???" dedi. Haklıydı ona dediklerimle orda söylediklerim onun aklını karıştırmış olmalıydı. bi açıklama yapmak zorundaydım. Ve en yakın arkadaşımdan da bunu saklayacak değildim.