çok eğleniyorduk. ankara havası eşliğinde oynarken bir anda kendimizi nirvana'nın muhteşem gitar sololarına bırakıyorduk. hava kararmıştı bile. karanlıktan istifade biz de okula girdik. kapkaranlık okulda çok eğlendik derken beden öğretmeni bizi yakaladı ve okuldan çıkmak zorunda kaldık. sonra kerem ve batuhanın dövüş gösterisini izledik. artık sıla'ya açılma vakti gelmişti. ayşenur'u kenara çektim ve "nasıl yapacağım" dedim. o da " al kenara açık açık söyle " dedi. ama o kadar kişinin yanında yapamazdım. aklıma okul bahçesi geldi. karanlık okul bahçesinde bit tek sokak lambası vardı. onun altına gidip orada içimi dökecektim. ayşenur zeynep'i çağırdı. ona da fiktirimi söyledim. ayşenur " oraya sadece ikinizin gitmesini teklif etsen kabul etmez o yüzden ben ve zeynep de geliyoruz" dedi. sıla'yı çağırdık ve karanlığın içine doğru yürümeye başladık. yolda ayşenur ve zeynep çakma konular açtı. en son kokak lambasının altına gelince ayşenur " neyse biz gidelim" dedi ve zeynep'i de alarak uzaklaştı. sıla da peşlerinden gitmeye çalışsa da ayşenur ve zeynep izin vermedi. sıla ile başbaşa kalmıştık. direk lafa girdim. " sıla sana uzun süredir söylemek istediğim bir şey var" dedim. "senden hoşlanıyorum"