the truth untold

bağladım kendimi bu kumdan kaleye,

jimin: tatlı sabahlar, komşum.
06.32AM

jungkookie?
uyuyor musun, jungkook?
08.11AM

aslında, şey için mesaj atmıştım.
mm,
bugün, sabah
yani sabah olmasa da olur elbette.
şey,
bugün parka gitmek ister misin?
09.01AM

bugün işim var dersen, hiç sorun değil.
09.56AM

uyanık mısın?
10.47AM

benimle parka gelmek|
benimle|
(x)
parka gidelim|
parka|
(x)
birlikte|
(x)
mesajlar silindi.
11.54AM

jimin: hey

jeon: susacak mısın?
ne sikime sabahın altısında uyanıyorsun?

jimin: aslında beş buçukta uyanmıştım.

jeon: hah
iyiymiş.

jimin: jungkookie.

jeon: susmaya niyetin yok anlaşılan
söyle derdini?

jimin: benimle parka gitmeyi ister misin?
yani, birlikte?
kasabadaki parka,
çok uzaklaşmamıza gerek yok.

jeon: salıncakta sallanmak için fazla büyüksün, komşum.
üstelik bu güne kadar tek bir laf etmediğin adama, aniden mesaj atmanın sebebi parka gitmek miydi?

jimin: sallanmıyorum ki.
kumdan kale yapmayı daha çok seviyorum, jungkook.
hem pamuk şeker de yeriz.
gidecek miyiz, jungkook?

jeon: koskoca adamsın, ne sikime çocuk gibi davranıyorsun?

jimin: yani gidiyor muyuz?

jeon: pes etmeyeceksin?
pekâlâ,
kapının önünde bekliyor olacağım.

jimin: kapının önünde, jungkook.
maskemi alıp geliyorum.
lütfen beni bekle, jungkookie.

####
for u hikayesi çok sevildiği için, neden benzer bir tane daha yazmayayım diye düşündüm.
üstelik the truth untold sözlerini kullanmayı deli gibi istiyordum.

belki angst, belki değildir.
hoşunuza gideceğini umuyorum.

iyi okumalar.