the truth untold

çok korkuyorum nihayetinde sen de beni terkedersin diye,

jeon: meleğim?
tanrı şahidim, yalnızca dudaklarını gördüm.
jimin, n'olursun yanıma gel.
kaybolacaksın.
buraları bilmiyorsun güzelim, geri dön.
yüzünü görmem bir şeyi değiştirmeyecek, söz veriyorum.
haydi, gel jimin.
seni bulamıyorum.
nereye gittin?
bebeğim, kaybolursan ben ne yapacağım?
ormanlık alandayız, kimse seni bulamaz.
haydi, gittiğin yoldan geri yürü bebeğim.
sesini duyur bana.

jimin: jungkook.
ben çok korkuyorum.

jeon: korkma meleğim,
gelip alacağım seni.
kaybolmadın, sesini duymama izin ver.
çığlık at, aşkım.

jimin: kaybolmaktan değil, jungkook.
acınacak haldeyim.
çok korkuyorum.
yüzümü görürsen
nihayetinde sen de beni terk edersin diye, deliye dönüyorum.
tüm bedenim bunun korkusuyla kavruluyor.
jungkook, beni bırakıp gidersin diye korkuyorum.

jeon: sikeyim, seni nasıl terk ederim?
nasıl bırakıp giderim?
sana olan aşkımı görmüyor musun?
yüzünü göstermiyor olmana rağmen, senin için deli oluyorum meleğim.
kim yüzünü göstermeyecek birine deli divane aşık olur ki?
sevgime inanmıyor musun?

jimin: bana aşıksın, jungkook.

jeon: bu kalp aşkından kavruluyor, jimin.
haydi gel, bahçemize dönelim.
gel, kumdan kale yapalım meleğim.

jimin: geliyorum.
koşarak geliyorum, jungkookie.

####
hikayeyi seviyor oluşunuz öyle güzel ki,
mutlu sabahlar diliyorum.