the truth untold

acınası halimi gösteremem,

jimin: jungkook.
yalvarırım, affet beni.
sen bana küsemezsin ki,
bana küsecek misin jungkook?
11.13AM

jungkookie,
bir daha kumdan kale yapmayacak mıyız?
benimle parka gelecek misin, jungkook?
artık benimle mutlu değil misin?
12.02PM

beni özlemiyor musun, jungkook?
ben seni çok özledim.
şimdiden çok özledim jungkook.
bana küsersen,
bir daha kumdan kale yapamayız ki.
12.58PM

jungkookie?
parka gitmek ister misin?
13.04PM

artık beni sevmiyor musun?
13.29PM

bana bir daha gülümsemeni göstermeyecek misin, jungkook?
ben yapamam,
biliyorsun.
gülümsemeni görmeden hiç yapamam ki.

jeon: sikeyim, park.
ben de yapamıyorum.
anlıyor musun?
yüzünü dahi görmediğim birinden hoşlanarak, yapamıyorum.
elini tutuyorum, kahkahanı dinliyorum, kokunu içime çekebiliyorum.
fakat, henüz tam hissedemiyorum.
bu şekilde tamamlanmış hissetmiyorum, jimin.
sürekli yarım, içimde buruk bir sevgi var.
dudaklarını arzuluyorum, üstelik hiç görmemiş olmama rağmen.
utandığında kızaran, benim göremediğim yanaklarından öpmek istiyorum.
seni tatmak istiyorum, fakat sen yapamayacağını söylüyorsun.
ben nasıl yapayım, söylesene?

jimin: jungkook.
anlamıyorsun,
yalvarırım üzerime gelme.
her şeyi iste benden,
istersen benliğimi dahi fütursuzca sana verebilirim.
fakat acınası halimi sana göstermemi isteme benden,
sana kendimi gösteremem.
saklanmak zorundayım, jungkook.

jeon: diyecek bir şey bırakmadın, park.
seni affedeceğimi biliyorsun.

jimin: barıştıysak
kumdan kale yapabilir miyiz, jungkookie?

jeon: yapabiliriz, meleğim.
sanki yaptığımız başka bir şey varmış gibi.

####
güzel bayramlar dilerim.

oy sınırı yok, fakat biraz yüksek görebilsem fena olmazdı.