1.bölüm

809 295 143
                                    

Bu ilk yazdığım hikaye türü bir kitap. Umarım ki başlangıcı güzel yazmışımdır .İyi okumalar.

Hayat ipi kopmuşçasına dolanır boynuna, nefes alamazsın. Gerçekleri yüzüne vurunca da için yanar ve kül olur.

Bizim hikayemiz de bu değil mi zaten mutlulukla başlayan her bir başlangıcın mutsuzlukla bitmesi...

Mutsuzlukla başlayan bir başlangıç var mı bilmem tek bildiğim bir şey varsa o da mutluluğun bir kurmaca olduğu mutsuzluğun da bir gerçek olduğu.

İnsanlar bazen mutluluğun kurmaca hayalinin ortasında doğar bazıları da mutsuzluğun ortasında doğar. Hangisi şanslı diye sorarsak mutsuzluk ortasında doğanlardır şanslı olan. Nedeni ise mutluluk hayalinin olmaması ve bir gün gelip de mutsuzluğa geçmemesi. Ben ise mutluluk hayaliyle doğmuştum. Sıcacık bir yuva, derinden seven annem ve babam, kardeşlerim ve oyuncaklarım. Onları tanıyıp sevmek en büyük şanslılığımdı. Ama onlar da kül oldu ve ben mutsuzluğa adım adım yaklaştım. 

Bu sabahta şanssızlık güldü yüzüme. Uyanır uyanmaz yediğim fırçalar, boğazıma dizilmiş yumrular ve kalbime eklenen yeni bir sızı. Hayatım bundan ibaretti benim. Ama öğrendim ki bu hayatta aileden başka güven kaynağı ve yardım kaynağı yoktur. Ben bir hata yapmıştım ve şimdi de sonuçlarına katlanıyordum.

Kalkıp masayı hazırlamam gerekiyordu yoksa daha fazla acıyla karşılaşırdım. İşlerimi çabucak hallettikten sonra mutfağa indim ve kahvaltılıkları teker teker hazırlamaya koyuldum. Kahvaltı hazırdı tek eksik oydu ve o da gelmişti. Her zamanki gibi sessizce kahvaltısını yaptı ve hiç bir şey söylemeden çekip gitti. O gittikten sonra masayı toplayıp bulaşıkları bulaşık makinesine yerleştirmeye koyuldum. Bulaşıkları bulaşık makinesine atınca da yıkama tuşuna bastım ve içeriye girdim. Bugün hava diğer günlere oranla daha bi sıcaktı bu da insanı bunaltıyordu. Beni de baya darlamıştı bu sıcaklık. En iyisinin bir duş alıp uyumak olduğuna karar verip bunları uygulamaya başladım.

...

Saatler geçmişti ve gün bitmek üzereydi. O da daha eve gelmemişti. Nerede ne yapıyor bilmiyordum. Yaptığı iş hakkında bile bir fikrim yoktu. Onu tanıyamıyordum. Belki de önceden beri tanımıyordum.  Önceden iyi, temiz,merhametli, sevdiklerine fazlasıyla değer veren ve gayet içten biri gibiydi ama bir zamandan sonra sanki hiçbir zaman öyle biri olmamış gibiydi. Benimle konuşmaz tek bir kelime etmez olmuştu ve beni şiddete maruz bırakmıştı. Her sinirlendiği zaman , içtiği zaman ve bu gibi zamanlarda hep canımı yakmakla meşgul olmuştu ve bunu isteyen de ben olmuştum ona esir olmayı kabul ederek .

Bunları düşünerek kapattım gözlerimi uykum beni esir alana kadar o hep aklımdaydı o ve yaptıkları...

Aklımdan hiç çıkmazdı zaten çıkarmaya çalışsam da bir yeni çizgi ekleniyordu. Bu da canımın yanmasına sebep oluyordu ve ben her zamanki gibi yine ve yine susuyordum. Yapacak bir şeyim yoktu. Onun isteklerini yerine getirmekten başka... Bunları düşüne düşüne uykum beni esir aldı ve  yavaş yavaş karanlığa gömüldü beynim...

Adı Mutsuzluk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin