#notgoal

445 57 11
                                    


''benimle maça geldiğine hala inanamıyorum!''

statta yerlerini almışlar,
man u.-chelsea maçının başlamasını bekliyorlardı. harry futboldan nefret ettiğini söylemiyordu. o, sadece futbolu sıkıcı buluyordu ve topun peşinde koşmalarına anlam veremiyordu. aslında, genel olarak, bütün sporlar onun için anlamsızdı. ama bugün özeldi. bu yüzden devre arası olana kadar yerinde oturacak ve suratına bir gülüş konduracaktı.

''bak harry! başlayacak şimdi, b-bak!'' derken harry'nin omzuna vurup duruyordu louis. takımların tünellerden çıkıp sahaya geldiklerini görmüştü.

harry, onun bu haline güldü ve kolunu louis'in omzuna attı. ''görebiliyorum sevgilim.''

louis ona yanaktan bir öpücük verdikten sonra biraz daha sırnaştı, ''buraya benimle geldiğin için teşekkür ederim. bu çok anlamlı, bebeğim.''

''senin için, her şey lou.''

oyun başladıktan sonra harry yine gerilmeye başlamıştı çünkü her şey sorunsuzca akmalıydı!

''ve hakem devre arası düdüğünü çalıyor,'' oyuncular soyunma odalarına giderken spiker konuşuyordu,

''şimdi herkesin en sevdiği bölüm geliyor: kiss-cam!''

kamera çift çift dolaşıyordu.

''oh, şuraya bakın özel bir mesajı var herhalde?'' dedi spiker.

ve her şey çok ani gelişmişti, ''benimle evlenir misin mike?'' diye sormuştu dizlerinin üstüne çöken sarışın adam. mike evet dedi. öpüştüler. herkes alkışladı. harry ise çenesini yerden kaldırmaya çalışıyordu.

''aghh, bu çok utanç vericiydi!''

harry, yağlı patlamış mısırını yiyen louis'e döndü ve garipçe, neden diye sordu.

''yani, ya hayır deseydi? ayrıca bu ortalıkta yapılacak bir şey de değil. özel bir anları olmalıydı, lanet bir maçta değil!'' mısırını yemeye devam etti.

harry yine batırmıştı çünkü, NE? bunun cidden tatlı bir fikir olduğunu düşünmüştü! fakat şimdi bunları düşünmeyi bırakmalıydı çünkü gidip mesajını iptal etmesi ve kamerada çıkmalarını engellemesi gerekiyordu.

''um, işemem gerekiyor. hemen gelirim.'' diye mırıldandı ve kalktı harry.

''mesane sorunuyla ilgili kesinlikle doktora gitmesi gerekiyor.'' diye düşündü louis.

bu sırada harry...

''pardon-pardon, şöyle geçebilir miyim? ah pardon.''

önceden konuştuğu spikerin yanına gitmek için acele ediyordu ama görünen o ki herkes koridora çıkmak istemişti. şansına!

''oh bakın bir başka mesajımız daha var,'' harry içeriye dalmadan önce konuştu, spiker.

''DURUN DURUN DUR MESAJI SÖYLEMEYİN SADECE DURUN AHH''

spiker biraz ürkmüştü, çünkü harry şu an da saçları dağılmış ve nefes nefese olan bir canavar gibi duruyordu. fakat neyse ki harry'nin sesini duymuş ve iptal et tuşuna basmıştı.

''fakat para iademiz yoktur, bilginize.''

harry derin bir iç geçirdi ve yerine geri dönmeye koyuldu...

say yes, love// larrystylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin