''çocuklar planlarım bitmiş durumda! bana yardım edin.''
harry, arkadaşlarını davet etmişti çünkü cidden beyni çalışmamaya başlamıştı.
''o işteyken yapsan?'' dedi niall.
harry gözlerini devirdi. ''iş yerinden birine çoktan yapıldı.''
''bir şarkı yazsan?'' diye önerdi ed.
''lanet olası bir şarkı yazamam ed! çok uzun sürer.''
''peki, bir gece onu becerdikten sonra aniden sorsan?''
''ah, harika fikirmiş zayn!! dudakları bembeyazken evlen benim diye bağırsın hatta?'' dedi ve kafasına vurdu liam.
harry onlara pis ama nazik --ama cidden pis-- bir gülüş attı. ''sikiyim kapayın çenenizi!''
günler geçiyordu ve harry'nin hala bir planı yoktu...
harry, louis'e çoktan sormuş olmayı stiyordu böylelikle hazırlıklar şu sıralarda başlamış olacak ve gelecek bahar düğünleri olabilecekti. ama, eğer işler böyle devam ederse seneye bile sevdiğine kavuşamayacaktı...
,,,
Arkadaşlarıyla buluşmasının üstünden birkaç gün geçmişti ve şimdi televizyon başında sarılmış, shameless izliyorlardı. louis aniden doğruldu ve televizyonu kapattı.
''sen izlemek istemiyorsun diye bana engel olamazsın'' dedi ve sırıttı harry.
''sor bana.''
harry kaşlarını kaldırdı, anlamamıştı, ''um..neyi?''
'' 'mükemmel' anı beklemekten yoruldum. kahretsin! sor gitsin horald.''
harry sertçe yutkundu, ''uh...neyden bahsettiğini anlamıyorum.''
louis, işte şimdi çıldırmıştı ve ayağa kalktı, ''herkes nişanlanıp duruyor AMA BEN!?? SENİNLE 10 YILDIR BERABERİZ HORALD!! YÜZÜĞÜM VE DÜĞÜNÜM NEREDE BENİM!??''
harry telaşlanmıştı ve bir süreliğine düşüncelere dalmıştı çünkü karşısındaki adam, ellerini beline koymuş, dudaklarını büzmüş duruyorken cehennem kadar tapılası görünüyordu. bu, ona ilk seviştikleri günü hatırlatmıştı.
bu kadardı işte.
harry, bir dizinin üstüne çöktü ve louis'in sağ elini tutmaya başladı, ''bütün hayatım boyunca senin gibi biri için tanrıya yalvardım ve şimdi, her gün ona, sana sahip olduğum için teşekkür ediyorum. çünkü louis, sen hayatımı güzelleştiriyorsun. bayan ginger'ın dersinde yanına oturduğum andan itibaren biliyorum; sen özeldin louis. hislerimizi anlamamız zamanımızı alsa da bana çıkma teklifi ettiğin gün, hayatımın en güzel günüydü. o gün, ilk büyük hamleyi sen yaptığın için ikinci büyük hamleyi yapacağıma dair kendime söz vermiştim. tek düşündüğüm şey sensin, bebeğim ve bu günden sonra bay styles olarak anılmak istersen....çok sevineceğim.''
harry derin bir nefes aldı, ''louis, benimle evlenir misin?''
louis, göz yaşları içindeydi, ''SONUNDA''
harry güldü ve ayağa kalktı, ''bu, evet demek mi?''
louis, harry'nin göğsüne vurdu, ''evet, seni kurbağa!''
harry eğildi ve öpüşmeye başladılar. giderek yakınlaştıkları için yatak odasına geçmeye karar vermişlerdi.
-30 dakika sonra-
''siktir lou!''
ve bu sözle birlikte rahatlamışlardı. ikisi de nefes nefeseydiler.
''bu harikaydı'' derin bir nefes verdi, louis.
harry de ona hak verdi ve louis'in üstünden kalktı. temizlenmek için paçavra bir şeyler buldu.
''um, harry?''
harry geri geldi ve louis'e baktı. ellerinin ayrıntılarını inceliyordu, ''sorun nedir, bebeğim?''
louis utandı ve yatağın içine battı, ''şey, seni kötü hissettirmek için sormuyorum ama...bana bir yüzük bile almadın mı?''
harry güldü ve hatasını telafi etmek için dolabına gitti.
''tanrım, louis tabii ki aldım. sadece vermeyi unuttum.''
louis bunu duyunca etrafına ışık saçmaya başlamıştı. harry elindeki kutuyu louis'e uzattı ama louis almadı.
''bir şey mi oldu?'' harry endişelenmişti.
''bana sorman gerek.''
harry'nin kafası iyice karışmıştı çünkü sorduğundan emindi, ''sana sordum. sormadım mı yoksa?'' kaşları kalktı.
''sordun ama şimdi tekrar sormalısın çünkü yüzüğümü takacaksın horald.''
harry gözlerini devirdi çünkü cidden aptal birisine aşıktı, ''louis....benimle evlenir misin?''
louis tekrar göz yaşlarına boğuldu ve harry'nin kucağına zıpladı, ''tabii ki evleniriim! ama konuşmanın daha güzel olacağını düşünmüştüm.''
harry sadece güldü ve yüzüğü louis'e gösterdi.
yüzüğü kutusundan çıkarttı ve louis'in parmağına yerleştirdi.
''seni seviyorum''
louis gülümsedi ve yüzüğüne bakmaya devam etti, ''ben de seni seviyorum.''
-birkaç saat sonra-
yatağın içinde sarılarak vakit geçiriyorlardı. artık uykuları da gelmişti ki...
''biliyorsun, ilk randevumuzda gittiğimiz restaurantta yemek yediğimiz akşam sorabilirdin. çok tatlı olurdu.''
harry, louis'e sadece baktı ve ona daha sıkı sarılır kendisine çekti, ''shhh lou, uyumalısın.''
''oh, ya da maça gittiğimiz gün de sorabilirdiiin. gerçekten benim için çok özel olurdu.''
harry sessiz kaldı ve baş ucundaki ışığı kapattı.
''aman tanrım! o, pikniğe gittiğimiz gün bir uçak görmüştük hatırlıyor musun? kesinlikle bana da ondan yapmalıydın harry.''
harry, ona bir öpücük verdi ve yorganı omuzlarına kadar çekip, onu örttü, ''iyi geceler, louis.''
''sadece söyliyim demiştim ya..''
S O N
sonunda louis'e bi tane vurmak istedik değil mi sdşfömxcmv
neyse, bu da böyleydi işte....
öpüyorumm -E.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
say yes, love// larrystylinson
Fiksi Penggemarharry, louis'ye evlilik teklif etmeye çalışıyor, ta ki başarana kadar. -Mayıs/2018-