"Bugün neşeli görünüyorsun." dedim apartmanımın kapısından yüzünde tavşan gülümsemesiyle giren Jeongguk'a.
"Yolda gelirken bir fotoğraf çektim ve bu hayatımda çektiğim en güzel fotoğraf olabilir." dedi çantasını koltuğun kenarına bıraktı ve koltukta yanıma oturdu. Jeon Jeongguk. Çocukluk arkadaşım. Aynı zamanda fotoğrafçılığımı yapıyor. Bir nevi ikinci menajerim gibi. İlkokulda benim dönemimden bir çocukla kavga etmişti ve ben de onu kurtarmıştım. Gerçi sonunda ikimiz de dayak yemiştik ama, neyse. O zamandan beri arkadaşız.
Jeongguk'la arkadaş olmak çocuk bakıcılığı yapmak gibi. Benden üç yaş küçük olmasına rağmen sanki 8 yaş küçükmüş gibi bir ruhu var.
"Bana göstermeyecek misin?" dedim fotoğrafı kastederek. Onun bir fotoğraf için daha önce hayatımda çektiğim en güzel fotoğraf dediğini duymamıştım. Bu onun için gerçekten özel olmalıydı.
"Instagram kullanıyorsun değil mi? Çektiğim güzel şeyleri oraya yüklediğimi biliyorsun." dedi ve koltuktan kalkıp mutfağın yolunu tuttu. Genelde sabahları yeni uyandığında bir şeyler yemediğinden sabah kahvaltılarını birlikte yapardık. Tabi vaktimiz olursa.
Dediğini yapıp Instagram sayfasına girdim ve fotoğraf oradaydı.
(Insta)
145.665 like, 56.321 comment
Jeonkook97: I liked you..."SENİ YARAMAZ TAVŞAN!" diye bağırdım bir anda. Mutfak kapısından başını uzattığında şaşkın görünüyordu.
"Sorun ne?" diye sordu elindeki kahve bardağını masaya bırakarak.
"O paylaştığın kişinin kim olduğunu biliyor musun sen?" diye sordum. Belli ki bilmiyordu. Yoksa böyle bir çılgınlığa kalkışmazdı. Umarım.
"Hayır, ama yakında öğreneceğime eminim." dedi. Hala gülümsüyordu ve bu beni iyiden iyiye sinir etmeye başlamıştı.
"O Park Jimin seni yaramaz tavşan, Park Jimin. BTS'in solisti. Hani ince sesli olan. Ve sen gidip bula bula onu buldun!" Yüzündeki gülümsemenin bir anda donduğuna şahit oldum. Gözlerinden soru işaretleri geçtiğine neredeyse emindim.