"Bu albümü gerçekten çok beğendim. Yaptığınız en iyi albüm olabilir." dedim, stüdyonun bir köşesinde kollarım bağlı dikiliyordum. Namjoon söylediğim şeye gülümsedi.
"Bize yardım ettiğin için teşekkür ederiz. Sadece Killer için değil, diğer şarkılarda da bize fikir verdiğin için de çok teşekkürler." dedi Namjoon. Bir şarkı üzerinde çalışırken onu neredeyse dağılmış bir şekilde bulmuştum ve her şeyi toparlaması için biraz yardım etmiştim. Yine de bu kadar büyütülecek bir şey yoktu.
"Tae'yi gördün mü?" diye sordu Yoongi.
"Onu sabahtan beri görmedim." dedi Namjoon.
"Aslında sana sormamıştım, Hoseok'a sormuştum." dedi Yoongi ve bana sinir olmuş, imalı arası bir bakış attı. Tae'yle aramızda olanları biliyor gibiydi ama ne kadarını bildiğinden emin değildim.
Namjoon kafası karışmış bir ifadeyle ikimize baktı. Neler olduğunu çözmeye çalışıyor gibiydi ama bir şey sormadı. Bir şeyleri kurcalayacak kadar meraklı değildi.
"Her neyse, Seokjin'le yemeğe gideceğiz. Diğer üyeleri de bulun ve yemekte bize katılın." dedi ve stüdyodan çıktı Namjoon. O kapıyı kapattığı an Yoongi önüme kadar gelip ceketimin yakasını tuttu. Bu ani yükselişi beni şaşırtmıştı ama bir şey söylemedim.
"Derdinin ne olduğunu bilmiyorum ama onu sikip öylece kenara atamazsın." dedi. Beni bir kere sarsmıştı.
"Yaptığım şey tam olarak buydu. Ve bilmelisin ki o da ilk başta böyle olacağını biliyordu. Bunu bilerek kabul etti." dedim. Derdinin ne olduğunu bilmiyordum. Ya da neden bu kadar abarttığını. Tek gecelik ilişkileri hiç duymamış mıydı? Eğer ona aşıksa da istediğini alabilirdi. Kesinlikle umursamıyordum.
"Eğer küçük eğlencen bittiyse ondan uzak durman da gerek değil mi? Bir daha seni onun etrafında görürsem birilerini sikecek bir sikin olmaz. Umarım anlamışsındır." Sonra odadan çıktı ve beni orada düşüncelerimle başbaşa bıraktı. Min Yoongi gerçekten Tae'ye aşık olamazdı, değil mi?
******
"Jimin, seni fotoğrafçımla tanıştırayım; Jeon Jeongguk. Aynı zamanda çocukluk arkadaşımdır." dedim. Bu kadar iyilik yapmak doğama tersti ama Jeongguk için yapamayacağım şey yoktu. Eğer mutlu olacaksa yardımcı olabilirdim.
"Fotoğraflarını gördüm, çok yeteneklisin. Ayrıca paylaştığın fotoğrafım için teşekkürler. Çok başarılıydı." dedi Jimin ve kızardı. Daha şimdiden Kookie'yi beğenmiş gibi gözüküyordu. Ayrıca fotoğrafı görmesi beni şaşırtmıştı. Etiketlendiği gönderilere baktığını düşünmemiştim. Açıkçası ben bakmıyordum.
"Önemli değil. Ben konunun fotoğrafla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Güzeldi, çünkü güzel olan birini çektim." dedi Kookie. Ne zamandan beri bu kadar flörtöz olduğunu bilmiyordum ama iyi bir iş başardığı kesindi. Bunu Jimin'in daha çok kızaran yüzüne bakıp söyleyebilirdim.
"Teşekkürler." dedi Jimin ve başını tabağına eğdi. Grup arkadaşları merakla bu ani değişime bakıyorlardı. Jimin'i yeni tanıştığı birinin karşısında böyle görmek onları şaşırtmış olmalıydı.
Başımı kaldırıp karşı çaprazımda Yoongi'nin yanında oturan Tae'ye baktım. Rahat görünüyordu. Benimle aynı masada oturduğu için kendini kötü hissedeceğini falan düşünmüştüm ama gayet sakindi. Yemeğini yiyor, bazen de gruptakilerle şakalaşıyordu. Onun gerçekten olgun biri olduğunu düşünmemiştim ama işte buradaydık.
"Hoseok nereliyim demiştin? Konuşmanda biraz aksan duyuyormuş gibiyim." diye sordu Seokjin. Masanın başında oturuyordu. Namjoon da hemen yanındaydı. O ikisi hep birlikteydiler ve ben aralarında bir şey olduğuna neredeyse emindim.
"Gwanju." dedim yemeğimi çiğnemeye devam ediyordum.
"Ah, Gwanju. Oraya birkaç kez gittim, ayrıca Tae ve Yoongi Daegu'dan. Eminim ki Gwanju'ya gitmişlerdir. Öyle değil mi?" diye sordu Seokjin yan yana oturan ikiliye. Yoongi'nin bir anda üzerime gelmesinin sebebi bu olabilirdi. Aynı yerden geliyorlardı ve içimden bir ses önceden de tanıştıklarını söylüyordu. Yine de anlamsız geliyordu. Onun için bir şeyler hissettiği düşüncesini devam ettirecektim.
"Evet, birkaç kez." dedi Tae ve konuyu burada kapattı. Herkes yemeğini yerken masa sessizdi. Bir tek Jeongguk ve Jimin'in arada gelen kıkırdamaları duyuluyordu. Konuşacak bir şeylerimiz olmaması biraz tuhaf bir duruma yol açıyordu. Seokjin de konu açma işini bırakmış, yemeğine dönmüştü. Daha çok Namjoon'u besliyormuş gibi görünüyordu aslında; eğer tabağındaki etleri sürekli Namjoon'un tabağına kaydırdığını görmediğimizi sanıyorsa yanılıyordu. Uzun bir gece bizi bekliyordu sanırım.