a diary ✓

25

Zilin çalmasıyla genç kız oturduğu koltuktan hızla kalkıp kapıya doğru koştu. Şu an Jungkook'un gelmesi değil, ona yemek getirmiş olması daha çekiciydi çünkü.

Kapıyı açtığı gibi karşısında kapüşonunu kafasına geçirmiş ve ıslanmaktan yavru köpeğe dönmüş bir Jungkook görmesi ile gözlerini irileştirmişti.

"Tanrım... yağmur mu yağıyor?" Diye söylenirken Jungkook'un üzerine yürüyüp dışarıya bakmaya çalıştı.

"Evet ve biraz daha burada durursam üşütüp öleceğim." Diyerek Yeri'yi omuzlarından tutup onunla birlikte içeri girdi Jungkook.

"Çok acıktım."

Yeri, genç adamın elindeki poşeti kaptığı gibi mutfağa koşacağı sırada tişörtünün tutulması ile hiçbir ilerleme kaydedemeyip Jungkook'un karşısına geri dönmüştü.

"Ben yemekten daha önemliyim." Diyerek Yeri'nin elindeki poşeti sertçe çekiştirip askılığa yerleştirdi.

Genç kızın sertçe yutkunmasına karşılık ıslak kapüşonunun şapkasını çıkardı ve Yeri'nin üzerine doğru yürümeye başladı.

"Ö... önce yemek yeseydik?" Diye sordu Yeri, geri geri giderken.

Jungkook hafifçe sırıttı. "Ha yemek yedikten sonra yapabiliriz yani?"

Yeri'nin gözleri söylediği cümle ile irileşirken bu ortamdan nasıl kurtulacağını -ya da kurtulamayacağını- düşünerek alt dudağını dişlemişti. "Huh?"

"Şaka yapıyorum." Diyerek gülümsedi Jungkook. Ardından sevgilisinin omzuna kolunu atıp askılıktaki poşeti geri aldı ve mutfağa ilerlemeye başladı.

"İçecek bir şeyler de aldım." Diye devam etti poşettekileri çıkarırken.

Yeri, elinde aldığı şişeyi genç adama uzatarak tek kaşını kaldırdı. "Alkol?"

"Evet..." istemsizce sırıtarak cevaplamıştı Jungkook.

Birkaç dakika sonra hazır olan ramen ile ikiside salona geçip televizyonun başına yerleştiler. Yeri normalde içmeyi sevmezdi ama Jungkook'a güvendiği için bir sorun olacağını sanmıyordu.

Yemeklerini yiyip içeceklerini içerlerken Jungkook bir film açıp ışıkları kapadı.

"Saçın ne kadar yumuşak..."

Bir süredir Jungkook'un saçıyla oynayan Yeri'ye karşılık genç adam istemsizce gülümsüyordu. Bir insan yalnızca üç bardakta nasıl gidebilirdi Tanrı aşkına...

"Topuz yapabilir miyim?" Diye sordu mayışır bir kıvama gelerek. Genç adamın kumral saçlarını okşamaya devam ediyordu.

Jungkook elindeki tepsileri hemen koltuğun yanındaki komodine yerleştirdikten sonra yüzünde engel olamadığı gülümsemesi ile Yeri'ye döndü.

"Topuz yapabilmen için fazla kısalar." Diye yanıtladı genç kızın gözlerine bakarak.

Yeri koltukta dizlerinin üzerinde dururken Jungkook'a temas eden bedeni ile vücudunun titreyişini hissedebiliyordu. Belki de sarhoş olduğu içindi bu titreme. Ama yine de güzel hissettirdiği kesindi.

"Yoo... kısa değiller. Ben yapabilirim." Diyerek bir dizini genç adamın iki bacağı arasındaki alana yerleştirdi.

"Hey hey..."

Jungkook, Yeri'yi kendisine dokunmaması için tutmaya çalışırken kalbinin hızlandığını hissedebiliyordu. Çünkü tutmazsa ne olacağını kendisi de kestiremiyordu.

"Bu kadar film yeter huh? Uyumalısın bence." Diyerek ayağa kalkmaya çalıştı Jungkook.

Yeri'nin onu omuzlarından ittiren ufak elleriyle koltuğa geri oturması uzun sürmemişti tabi.

"Uykum yok."

Daha fazla ayakta tutamadığı bedenini genç adamın kucağına yerleştirdiğinde Jungkook istemsizce alt dudağını dişlemişti. "Tanrım... beni öldürmeye mi çalışıyorsun..."

Yeri ellerini Jungkook'un saçlarına daldırırken şekil vermek istercesine tarıyordu. Genç adam başını geriye yasladığında Yeri, bu sefer parmaklarını Jungkook'un yüzünde gezdirmeye başlamıştı.

Gözleri genç adamın her bir santiminde aralıksız gezinirken parmaklarını onun ince dudaklarına götürdü bu sefer. Jungkook ise yalnızca nefessiz Yeri'yi izliyordu.

Dudaklarını önce genç adamın yanağına bastırdı. Bu ufak öpücüğün yolu ince dudaklara uzandığında Jungkook gerildiğini hissedebiliyordu.

Yeri, ellerini Jungkook'un yanaklarına yerleştirdikten sonra dudaklarını öpmeye başladı. Genç adamın aniden doğrulması ile elleri onun kapüşonlusunun yakasını bulmuştu.

Jungkook, karşılık vermemek için direndiği dudaklara sonunda karşılık verdiğinde hafif ısırıklar bırakmaya başladı. Genç kızı saniyede altına alarak yükünü üzerine vermemek için bir elini koltuğun kenarına yaslamıştı.

Vücuduna basan sıcaklık ile üzerindeki kapüşonluyu çıkarma arzusu duysa da bunun ileri gideceğini bilerek kendine hakim olmaya çalıştı. Ellerini genç kızın çıplak bacaklarında gezdirirken öpücükleri boynuna kaymaya başladı.

Her ne kadar engel olmaya çalışsa da hormonlarının yetkisi üzerindeki kapüşonluyu çıkarmasına yetmişti.

Yeri, dönen başı ve kayıp giden gözleri ile kollarını Jungkook'un boynuna doladı. Genç adamın, boynuna bıraktığı ısırıklar hafifçe inlemesine neden olurken kendine engel olma çabasına girmedi.

Ellerini Jungkook'un pürüzsüz yapılı sırtında gezdirirken hareketlerinin sertleşmesi onda bir kaygı ve korkuya sebep olmuştu.

Sonra Yeri'nin mırıltıları kulağına ulaştığında aniden durdu. O, sarhoştu ve sarhoş bir kızdan faydalanmak yapacağı son şeydi. Ve ona karşı koymak fazlasıyla zor iken sertleştiğini hissetti.

Yüzünde beliren arsız bir gülümseme ile altındaki kıza baktı bir süre. Gülümserken alt dudağını dişledi ve derin bir nefes aldı.

Çünkü Yeri çoktan uyumuştu.