Jungkook, çantasını sırtladığı gibi kendisinden önce çıkan Yerim'in peşinden ilerlemeye başladı. Onu beklemiyordu bile!
"Hey!"
Seslendiğinde Yerim arkasını dönerek Jungkook'a dönmüştü. Kendisiyle gelmesi gerektiğini hatırlamamasına olanak yoktu değil mi?
"Günlüğünü istediğini sanıyord-"
Ağzına kapatılan minik eller ile gözlerini irileştirdi genç adam. Karşısındaki ufak beden korkuyla ona bakıyordu şimdi.
"Delirdin mi sen?! Ne diye bağırıyorsun?!"
Yerim, kendisine geldiğinde ellerini genç adamın dudaklarından çekip gözlerini kaçırdı.
"Hey Jungkook!" Diye seslendi Jooheon birkaç dakika sonra "Gelmeyecek misin?"
Arkadaşları genç adamı beklerken Yerim de uzun zamandır ilgi duyduğu çocuğun Jungkook'a seslenişini izliyordu. Jungkook'ta Yerim'i.
Sertçe yutkundu. Ardından gözlerini Yerim'den alıp Jooheon'a döndü "Siz gidin. Daha sonra geleceğim."
Jooheon, ikisine doğru garip bir bakış yolladıktan sonra hafifçe gülümseyip diğerleriyle birlikte yürümeye başlamıştı. Yerim'in bakışları ise hala Jooheon'daydı.
Genç adam sert bir yutkunmanın ardından genç kızın çenesini kavrayıp yüzünü ona çevirdi "Yavaş bak."
"Aish!" Yerim, Jungkook'un elini ittirdikten sonra kaşlarını çatmıştı "Ver şu günlüğü artık."
Etraftaki öğrenciler birbirleriyle fısıldaşırken Yerim, Jungkook'un karşısında hiç olmadığı kadar geriliyordu. Sonuçta arkadaşının hoşlandığı çocukla yatıyor olduğu dedikodusu onun üzerine atılmıştı.
Sıkıntılı bir nefes verdikten sonra ince parmaklarını genç adama doğru uzattı ve beklemeye başladı.
"Ne bu?" Diyerek alaycı bir gülümseme yolladı Jungkook.
"Defterimi vermeni bekliyorum."
Genç adam derin bir iç çektikten sonra bedenini saran adrenaline karşılık hafifçe titredi. İlgilendiği kişi kesinlikle Tae Hee değildi artık.
"Onu yanımda taşımıyorum, biliyorsun değil mi?"
Yerim'in kaşları çatılırken yavaşça elini indirdi "Evinde mi?"
Genç adam başını aşağı yukarı sallayıp hafifçe sırıtmıştı. Yerim ise bu işkencenin bitmesi için yalnızca dua ediyordu.
"Gidip getir öyleyse. Burada bekleyeceğim." Diyerek sınıftaki sıralardan birine yerleşti Yerim.
Jungkook sıkıntılı bir of çekerken gömleğinin ilk düğmesini nefes almak istercesine açtı "Kapının önünde beklersin, içeri girmen konusunda ısrar etmeyeceğim."
Yerim biraz düşünse de sonunda kendince bir şeylere karar verip Jungkook'la gitmeyi onaylamıştı. Ona güvendiği söylenemezdi ancak günlüğünü artık almak istiyordu.
Birlikte yürüdükleri taş zeminli yolları geçerken yoğun bir sessizlik hakimdi aralarında. İkiside ne konuşuyor ne de herhangi bir ses çıkartıyorlardı.
"Burası." Diyerek gri duvarlı binayı gösterdi Jungkook parmağıyla.
İkiside apartmandan içeri girdi. Yerim, çantasının kollarını sıkıca kavradıktan sonra kapının önünde beklemeye başlamıştı. Genç adam kapıyı anahtarıyla açtıktan sonra Yerim'e doğru kaçamak bir bakış attı.
"İçeri girmek istemediğine emin misin?" Diye sordu ardından.
Ona zarar vermezdi, asla. Kimseye zarar vermezdi. Ancak Yerim için durum farklıydı nedense.
"Hayır, böyle iyiyim." Diye yanıtladı genç kız.
Jungkook içeri girip odasına ilerledikten sonra genç kızın günlüğünü çantasından çıkarıp elleri arasına aldı. Ardından onu çalışma masasına bıraktı ve başka bir çekmeceden aynı kapağa sahip başka bir defter çıkardı. Siyah kapaklı bu defter, Yerim'in günlüğüyle tamamen aynıydı. Tek fark, içinde yazılı olanlardı.
Genç adam elindeki defter ile birlikte kapıya döndüğünde onu Yerim'e uzattı ve gerginlikle yutkundu.
Genç kız uzun zamandır kavuşmayı beklediği defterini eline aldığı gibi çantasına attı ve hafifçe eğildi "Teşekkür ederim."
Merdivenlere yöneldiği sırada Jungkook ayakkabılarını geri giyip Yerim'in arkasından ilerlemeye başlamıştı.
"Yerim!"
Genç kız tedirgin bir ifadeyle Jungkook'a döndü ve bir soru ya da herhangi bir şey beklemeye başladı.
Jungkook dağılan saçlarını karıştırdıktan sonra hafifçe gülümsedi ve hemen bitişiğindeki duvara yasladı bedenini "Eve gittiğinde bana mesaj at olur mu?"
Yerim bir süre bekledikten sonra yanıtladı "Bir daha konuşacağımızı sanmıyorum Jeon Jungkook. Kendine iyi bak."
"Aslında o defteri açtıktan sonra daha fazla görüşeceğimizi düşünüyordum."
Yerim, genç adamın bu nadir ve ciddi ifadesine karşılık yutkundu. İçinden, neden ondan bir saniye bile etkilenmediğini geçirirken bu düşünceleri silmek istercesine salladı kafasını. Çünkü Jungkook'un en yakın arkadaşı Jooheon'a aşıktı o. Başka bir açıklaması olamazdı.
"Görüşürüz." Diyerek el salladı Jungkook.
Yerim ise bu el sallamanın altında yatan ifadeyi oldukça merak ederek apartmandan çıktı ve çantasına attı elini. Az önce koyduğu günlüğünü çıkardı ve ilk sayfasını açtı tedirginlikle.
"Eğer günlük diye nitelendirdiğin şey içini dökmekse, bende bu aptal defteri günlük olarak nitelendiriyorum Kim Yerim.
Ve yoğun hisler barındıran koyu gözlerinde boğulmaya yüz tutmuş ufak bir adamın sözleri bunlar,
Sana istediğim zaman sarılabilir miyim?"
Genç kız sokağın ortasında olduğu yere çivilenmiş halde okuduğu ilk sayfa ile sertçe yutkundu. Afallayarak bir adım daha atarken diğer sayfaları çevirmeye başladı.
"Her sayfa seni anlatıyor."
Çevirdiği her sayfa genç kızı anlatıyordu bu siyah defterde.
Başını kaldırdı. Arkasına bakmaktan korkuyordu şimdi. Orada olmasından ve utançtan yerin dibine girmekten korkuyordu. Kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atarken sevilmenin verdiği hissi ilk defa yaşıyordu.
Tuhaf ve çelimsiz bir gülümseme yerleşti dolgun dudaklarına istemsizce. Yerim, ilk defa kalbinin bu denli çarptığını doyasıya hissetmişti.
、、、
Öpüştürmedim KUDURUN EHUHEUJEJH
Ama diğer uzun bölümde belki olabiler bilemiyceoum kkk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a diary ✓
Short StoryJUNGRI TEXTING - Ve tahmin ettiği gibi, her şeyden önemli o küçük defteri o gece kaybetmişti. © joyrist | 2018 short story. ➳ jeon jungkook & kim yerim.