Suicide Room

58.2K 1.1K 129
                                    

Wattpad'e attığım 3 ama kendi yazdığım 8.hikayem işte karşınızda! Subat tatilinden beri üzerinde çalıştığım bir hikaye ve bu hikayemizin asıl oğlanı Harry. Hikayenin tanıtım videosu multimedia'da mevcut. Hikayenin konusunu az çok anlarsınız videodan. Çocuklar da hikayede olacak fakat fazla ön planda olmayacaklar. Yeni bölüm facebook'ta koyduğum sınır geçince gelecek bu yüzden dış bağlantıda link var. Eğer açılmazsa link profilimde mevcut sayfamız One Direction Team Hikayeleri 52bin küsür beğenisi var. Umarım Bad Boy gibi olur bu hikayemde. Şey yazım hatalarım varsa kusura bakmayın iyi okumalar!

Multimedia : Tanıtım videosu mutlaka izleyin.

Dinleyin : Evanescence - Hello

2011 , Eylül

'' Anne ben geldim!'' Ağırlığından dolayı omzumu ağrıtmış siyah çantamı vestiyere gelişi güzel koyarken annem elinde bulunan havluya ıslanmış ellerini siliyordu. Bana doğru gelip yanaklarıma öpücük koyarken hevesle sordum. '' Ronan nerede? '' Ronan benim kardeşimdi. Annem ona hamileyken sakat doğacağını öğrenmiş buna rağmen aldırmamıştı. O sakat olsa bile gerçekten hayat doluydu. 4 yaşındaki bir çocuğa göre oldukça zekiydi aynı zamanda. Annem korkuyla ellerini ağzına götürdü. '' Aman tanrım ben onu en son banyoya götürdüm!'' Korkuyla annemi önümden iterek merdivenlere ilerledim. Ahşap merdivenleri kırarcasına merdivenlerden çıkarken nefes nefese koridordan geçtim. Korkarak beyaz kapılı banyoya girerken küvete takıldı gözlerim. Küçük bedeni suya hapsolmuş Ronan gözlerimin önünde dururken annem geldi. Öylece ona bakarken ağzımdan büyük bir çığlık kaçtı. Küvete koşarak girdiğimde onu sudan çıkarıp kucağıma aldım. '' Ronan! Bebeğim nolur uyan!'' Ellerimle yeni kestirdiğimiz ama hala düz olan saçlarını okşarken deli gibi ağlıyordum. '' Ronan! Beni bırakma lütfen!'' Hıçkırıklarım kulağıma tekrar dönerken onu sarsmaya başladım uyanması için. Ona sıkıca sarıldım sonra. Sıkıca sarıldım bırakmak istemezcesine. Küçük ve güçsüz bedeni kollarım altında küçülürken annem acı dolu bir çığlık atarak yere yığıldı. Kalbim yok olmuş gibiydi. Kollarım arasında duran küçük bedene baktım. Gözlerini açmasını ve bana sarılmasını istedim. Boşluğa düşmüştüm. Sanki birisi kalbimi yerinden sökmüş ve ona işkence ediyor gibiydi. Defalarca kırılan kalbim bu sefer paramparça olmuştu. Neden? Neden benimle uğraşıyorsun tanrım? Sence senin bana yaşattıklarınla uğraşacak bir bünyem var mı? Lütfen benden ne istiyorsun! Bu kaçıncı! Bu benden kaçıncı sevdiğim kişileri alışın? Ama bu sefer bende ölmüştüm. Tıpkı 4 yaşında ölüme terk edilmiş kardeşim gibi. Ruhum bedenimden ayrılmıştı. Duygularım ölmüştü. Ben artık sadece nefes alan biriydim. Kardeşim giderken duygularımı da benimle beraber götürmüştü.

2014 , Şubat

'' Artık bana karışmaktan vazgeç!'' Diye kükredim karşımda duran anneme. '' Anlamıyorum Violet 3 yıl. Koskoca 3 yıl bana soğuk davrandın! Ben ne yaptım!'' Sinirle ona baktım. '' Kardeşimi öldürdün! Senden nefret ediyorum. Anladın mı beni? Ronan senin yüzünden öldü! Senin o sikik hafızan yüzünden öldü! 4 Yaşında ki bir çocuğu banyoda , küvetin içinde unuttuğun için öldü!'' Çantamı omzuma asıp evden sinirle çıkarken dolan gözlerimi elimin tersiyle sildim. Kapıyı çarparak evden çıkarken mırıldandım. '' Her gün aynı konu. '' Siyah botlarım su birikintilerine çarparken okula gitmek yerine hedefimi Alice'in evine çevirdim. Hızlı adımlarımı bizden 3 sokak ileride yaşayan çocukluk arkadaşımın evine gitmek üzere zorladım. O günden sonra annemle aramıza soğukluk girmişti. 2 yıl boyunca okula gitmemiştim. E doğal olarak şuan lise 3.sınıfı okuyordum. 19 yaşındasın ve lise 3'e gidiyorsun ? Deyip bana yargılayıcı bakışlarını atan kaltakların olduğu yere gitmek yerine kardeşim dediğim kişiye ziyarete gidebilirdim değil mi? Kaşınan ve daha dün kestiğim bileğimi hafifçe kaşıdım. 3 yıldır nefes alıyordum. Yaşamak fobim olmuştu. Her yoldan ölmeyi denemiş ama becerememiştim. Bir ara babamın kedi olduğunu ve onun genlerini taşıdığımı düşünmüş , bunu psikoloğuma söylemiştim. Bana o an ' Bence rehabilitasyona gitmelisin tatlım ' dediğinde boyalı yüzüne koca bir yumruk atmıştım. Kaltak. Alice'in tek başına yaşadığı ve sanırım teklifini kabul edip yanına yerleşeceğim evi görüş açıma girdiğinde biraz yavaşladım. Evin bahçesine geldiğimde kapıyı ittirip taşlara sertçe basarak verandadan çıkmış , zile basmıştım. Alice neşeyle kapıyı açtığında derince bir nefes verip beklemeden ona sarıldım '' Hoş geldin bebeğim. '' Gülümseyip ondan ayrıldım. '' Sen iyi misin? '' Bana sorgularcasına baktığında başımı iki yana salladım ve göz yaşlarımı serbest bıraktım. '' Tanrım. '' Elimden tutup beni içeri çekti. Salonda bulunan rahat koltuklardan birine yerleşince saçlarımı eliyle toplayıp geriye attı. '' Ne oldu Vi anlatır mısın? '' Başımı salladım. '' Annem '' diye mırıldandığımda anlamıştı kavga ettiğimizi. '' Yine aynı konu? '' Diye sorunca onayladım. '' Pekala. Akşam partiye gidiyorum gelmek ister misin? Kafa dağıtırsın'' Şimdiye kadar Alice ne dese tamam demiştim. Onu kıramıyordum. '' Olur '' diye mırıldandım. Dudaklarımı birbirine bastırıp burnumu çektiğimde Alice gülümsedi. '' Kahve? '' Başımı salladım. O kahve için mutfağa giderken çantamı çıkarıp yere koydum. Cebimden sigaramı çıkarıp paketten bir tane aldım ve dudaklarıma yerleştirdim. Yanaklarımı sıkıştırıp sigarayı yaktığımda Alice elinde fincanlarla geldi. Dumanı içime çekip sigarayı dudaklarımdan uzaklaştırdım ve dumanı üfledim. '' Ne partisi bu? '' Karşıdaki tekliye oturdu ve konuştu. '' Bir çocuk varmış New York'ta yaşıyormuş ama geri dönmüş buraya. O yüzden parti veriyorlarmış. '' Başımı salladım. '' Demek ki sevilen biriymiş. '' Kıkırdadı. '' Sevilen biri değil. Çok tehlikeli biri. '' Ona dikkatle bakıyordum. '' New York'ta sıkılmış ve Londra'ya geri dönmüş. Kötü çocuk işte anlasana ''gözlerimi devirdim. '' Neyse ne. Biz eğlenmemize bakalım. '' Başını salladı. '' Akşam ne giyicem? '' diye sordum. '' Bedenlerimiz aynı dolabımdan alırsın bir şeyler. '' Bir şey demeden omuz silktim. Televizyonda American Horror Story'i görünce kumandayı alıp sesini açtım. İşte gerçek huzur.

****

Dinleyin : Mirah - Special Death

'' Ben biraz hava alacağım '' Alice başını salladığında beklemeden gürültülü ve bol sürtüşmeli ortamdan uzaklaşmaya başladım. Koskoca evde ilerlerken yukarıya çıkan merdivenlere ilerlemeye başladım bu sefer. Merdivenlerden yavaşça çıkarken derince bir nefes alıp önümde sevişenleri ittirdim. Sonunda merdivenlerin basamaklarını bitirdiğimde aşağının sesi dolan sessiz koridorda ilerlemeye başladım. Geçtiğim her odanın içinden inleme sesleri geliyordu. Yüzümü buruşturdum. Sonunda ses gelmediğine emin olduğum bir odaya girip kapıyı kapadım. Evin en düzenli kısmı burasıydı sanırım. Ve en sessiz. İçeriye yavaş adımlarla adımlayıp balkona açılan kapıya ilerledim. Kulpu tutup aşağıya çektikten sonra soğuk hava yüzüme çarpmıştı. Ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım ve soğuk zemine adım attım. Tenim ürpermişti. Bunu önemsemeyip puf koltuklara yöneldim ve kendimi rastgele birine atıp sigaramı tekrar yaktım. Dumanı her içime çektiğimde gök yüzüne baktım. 3 yıl önce kaybettiğim yaşam dolu kardeşimin gözleri gibi parlayan yıldızlar düşmanımdı artık. Onlara her baktığımda Ronan geliyordu aklıma. Her gece yıldızları izleyerek uyuya kalıyordu bebeğim. Hayatım cehenneme dönmüştü. En son gerçek anlamda mutlu olduğum anı hatırlamıyordum. Sanırım Ronan öldüğü gündü ona son kez sarılmıştım. Ona sarılınca gerçekten mutlu hissediyordum. Ama artık o yoktu.

Gözümden akan birkaç damla göz yaşını elimin tersiyle silip biten sigaramı terastan dışarı attım. Yere koyduğum ayakkabılarımı alıp balkona çıktığım kapıya ilerledim. Sıcak odaya girdiğimde derin bir nefes alıp başımı kaldırmadan ilerlerken çarptığım sert bedene başımı kaldırıp baktım. '' Demek Louis'in bahsettiği kız sensin. '' Anlamsızca ona bakarken çarpıkça gülümsedi. '' Bu gece beni eğlendirmelisin bebeğim. '' Hala ona bakarken kendime geldiğimde onu itip konuşmaya başladım. '' Bak neyden bahsediyorsun bir fikrim yok ama ben sadece balkona çıkıp hava aldım. '' Alayla güldü. '' Demek zor kızı oynamaya çalışıyorsun. '' Ellerini bileğimde hissedince sinirle onu ittim. '' Dokunma bana. '' Ellerinin zorla tuttuğu bileklerimi çekiştirirken beni sertçe yatağa itti. Dilimi ısırdığımda acıyla inledim. Üzerime çıkıp tek eliyle bileklerimi tutmaya çalışırken cebinden telefon çıkardığı gördüm. Birkaç dakika sonra sinirli sesiyle konuştu. '' Alo. Louis senin ben geçmişini sikeyim. Olum bu kız zorluk çıkarıyor. Bekliyorum. '' Telefonu yatağa koyarken iki eliyle bileklerimi tuttu ve yüzüme eğildi. '' Eğer bir kez daha hareket edersen seni sikerek öldürürüm anladın mı beni? '' Alayla güldüm. '' Bunu yapamazsın seni ibne. '' Yüzüne tükürdüğümde sinirle bileklerimi biraz daha sıktı. '' Biliyor musun fahişe seni sikerken gerçekten ağlatacağım. Her bir tarafını sikeceğim. '' Ona küfür edeceğim sırada odanın kapısı açıldı. '' Siktir dostum. Sana ayarladığım kız bu. '' Yanında kıçını kapatmayan elbiseyle duran ve sakızını çiğneyen kızı gösterdiğinde üzerimdeki hayvan bana baktı. '' Tekrar görüşeceğiz '' diye fısıldadığında üzerimden kalktı. Hızla yataktan kalkıp yere fırlayan ayakkabılarımı elime aldım. '' Git ve kendini sik azgın piç '' Odadan hızla çıktım. Tanrı aşkına az önce neler olmuştu?

Suicide RoomHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin