Nazlı;
Siparişlerin hepsini masaya götürmüşlerdi. Eylem ile beraber oturuyorduk. Herşey yolundaydı şu an. Şu akşam çabuk bitsede işe alınsam.
Çok istiyordum bu işi. Hasan abiye, eski evimizin sahibine, borçluydum. Onu ödemek için bir iş bulmalıydım ve o iş resmen ayağıma gelmişti.
Eylem'e bakmıştım. Telefonuyla oynuyordu. "Eylem." Eylem bakmamıştı bana. "Hıh." "Alınır mıyım sence işe?"
Etlem cevap vermemişti. "Eylem!" Bu sefer başını kaldırıp bana bakmıştı. "Bişey mi dedin kuzum?" "Of Eylem, bişey demedim. Sen devam et oynamakla."
"Bakar mısınız!" Arkamı dönüp, sesin geldiği yere bakmıştım. Genç bir adam seslenmişti. Eylem ayağa kalkıp masaya gitti.
Bi kaç dakika sonra sinirli bir şekilde geri gelmişti. "Noldu?" "Gıcık şey ! Burada da çıktı karşıma."
Eylem'i anlamaya çalışıyordum. "Kim çıktı ya karşına?" "O sana çarpan gerizekalı." Güldüm.
"Sen Fethi'yi mi diyorsun." Etlem bana ters bakmıştı. "Oo bakıyorumda isminide biliyorsun."
"Eylem, sen iyi misin?" "Değilim, adama gıcık oluyorum. İçecek istedi, Nazlı sen götürür müsün lütfen."
"Tamam ben götürürüm." Ayağa kalkıp hazır olan içeceği alıp masaya doğru yürümüştüm. İçeceğe odaklanmıştım, çünkü her an kötü birşey olacak diye çok korkuyordum.
Masaya iyice yaklaştığımda ise derin bir nefes alıp masaya doğru baktım. Her şey yolunda derken ayağam takıldı ve yere çok sert bir şekilde düştüm.
Elimdeki içecek ise, yere düşmemişti. Yukarıya bakmaya korkuyordum, çünkü büyük bir ihtimalle birisinin üstüne dökülmüştü.
Kendimden nefret ediyordum. İşe alınma şansım şu an sıfırdı. Yavaşça başımı kaldırmıştım, kimin üstüne döküldüğünü görmek ve bilmek istiyordum.
Gözlerimle masayı gezmiştim ve içeceğin kendi sahibinin üstüne döküldüğünü görmüştüm. Fethi'nin üstüne dökmüştüm. Bana sinirli bakıyordu.
Hemen ayağa kalktım. "Ih, ben çok çok özür dilerim." Masadan peçete alıp üstüne dökülen içeceği silmek istemiştim, ama Fethi sert bir şekilde kolumu tutmuştu.
"Lazım değil! Zaten sıçtın içine!" Fethi'nin bağırması beni çok korkutmuştu. "B-bilerek yapmadım."
Fethi gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. "Bana patronunu çağır. Çabuk!" O sırada diğer adam karışmıştı.
"Tamam Fethi, kız bilerek dökmedi." "Ateş sen sus!" Kolumu dahada sıkmaya başlamıştı. Çok acıyordu ama ben korkumdan birşey diyemiyordum.
"Fethi bıraksana kızı!" Gözlerim dolmaya başlamıştı, konuşmaya unutmuştum.
"Noluyor burada?!" Sesin geldiği yere baktığımda Etlem ve patronu görmüştüm. Eylem'i görmek içimi azda olsa rahatlatmıştı.
"MERT SENİN NE BİÇİM İŞÇİLERİN VAR ?!" Fethi kolumu hala tuttuğu için kulamın dibinde bağırmıştı.
"Fethi sakin olsana!" Bu sefer Ateşte sesini yükseltmişti.
"Bıraksana kızın kolunu!" Eylem yanımıza gelip kolumu kurtarmaya çalışmıştı, ama tahmin ettiğiniz gibi becerememişti. Fethi çok güçlüydü.
"Bu kadar dikkatsiz, sakar, beceriksiz bir işçi görmedim." Kimseye bakamıyordum. Kendimden o kadar utanıyordum ki.
"Tamam Fethi sakin ol, zaten işçim değildi. Denemesiydi bu, bana ne kadar beceriksiz olduğunu gösterdi zaten. Sende git üstündekilerini çıkarıp defol git buradan."
Fethi kolumu bırakmıştı. Hiç kimseye bakmadan üstümü değiştirmeye gitmiştim.
Soyunma odasına girdiğimde ise kaç dakikadır tuttuğum gözyaşlarımı salı vermiştim. Kendimden utanıyordum.
"Senin kadar beceriksiz biri görmedim, Nazlı Korkmaz!" kendi kendime ilenirken soyunma odadının kapısı açılmıştı.
Kapıya baktığımda Eylem'i görmüştüm. Onu gördüğüm an ağlamam dahada şiddetlenmişti. Hemen ona doğru koşup sarılmıştım.
Hiç birşey dememiştik. Sadece sarılmıştık ve ben ise ağlıyordum.
Bi süre sonra Eylem beni bırak elleriyle gözyaşlarımı silmişti. "Ağlama bebeğim, senin hiç bir suçun yok, sadece bu gereksiz insanlar abartıyorlar."
Cevap vermemiştim. "Nazlı, eğer istersen hemen bende istifa ederim bak. Beraber başka bir iş yaparız hı?"
Eylem'e baktım. "Saçmalama, benim yüzümden sende işinden olmanı istemiyorum." "Ama böyle olmuyor, sana nasıl davrandıklarını gördün."
"Eylem, bişey olmaz! Sen burada kal işinin başında ben ise yarın teni bir iş bulurum. Kafana takma. Hadi sen bekliyorlardır."
Eylem istemesede odadan çıkmıştı.
Üstümdekilerini çıkarıp kendi kıyafetlerimi giydim. İşim bittiğinde ise hiç kimseye görünmeden restorandan çıktım.
Ateş;
Eylem kızın arkasından gittikten sonra. Belçikadan gelen misafirlerde gitmişti.
İş iptal olmuştu. Hepsi Fethi'nin yüzünden di. Misafirler gittikten sonra kendimi sandalyeye atmıştım.
Ellerimi başıma koyup önüme bakmaya başlamıştım. Başım çatılıyordu. Fethi restoranın sahibi, Mert ile konuşmasını bitirmiş masaya, yanıma oturmuştu.
"Kardeşim takma, zaten adamları sevmemiştim." Fethi'ye dönüp bakmıştım.
"Takma mı? Fethi hatırlatayım bu adamlar şirketimiz için çok şey yapabilirlerdi! AMA SEN KENDİNİ Bİ İKİ DAKİKA TUTAMADIN. SADECE İŞİMİZİN İÇİNE SIÇMADIN, O KIZI DA HEM İŞİNDEN ETTİN HEM ONLARCA KİŞİNİN ÖNÜNDE REZİL ETTİN."
Fethi gözlerini kapatıp derin nefes almıştı.
"Bağırma." "Sende bağırtma o zaman, Fethi! Ben senin bu halini sevmiyorum, kendine çabucak çeki düzen ver. Yoksa şirketimde yerin yok!"
Cebimden hesabı ödemek için para çıkartmıştım. Parayı masanın üstüne atım, ayağa kalkmıştım.
Restoranın kapsına doğru yürürken Eylem'i görmüştüm. Onu görünce o kızı merak etmiştim.
"Eylem!" Eylem şaşkın bir şekilde bana dönmüştü. "İsmimi nereden biliyorsun?"
"Önemli olan o değil şimdi. Arkadaşın nasıl? Fethi baya bağırdı, engel olamadım." "Gitti."
"Nereye?" "Sana ne?" "Eylem lütfen, Fethi adına özür dilemek istiyorum." "Lazım değil."
"Eylem!" Eylem biraz düşünmüştü. "Bilmiyorum muhtemelen sahile felan gitmiştir. Morali bozukken oraya gider hep."
Gülümsemiştim. "Tamam, teşekkür ederim."
Sınır ; 10 oy 8 yorum
Bölüm nasıldı ?