***
"Bu neden olmuyor!?"
Izuku iki saattir poğaça yapmaya çalışıyordu ama bir türlü becerememişti. Todoroki akşam aramış ve piknik yapmak istediğini söylemişti. Normalde Izuku kabul etmezdi böyle bir daveti ama onu daha fazla görmek istiyordu. Bu yüzden de kabul etmişti.
Çalan kapı ile düşüncelerinden sıyrılıp kapıya koştu. Kapıyı açınca elinde kahverengimsi bir renk sepetle bekleyen Todoroki'ye baktı. Gülümsüyordu. Dışarıdan bakılınca hasta olduğu anlaşılmıyordu. Acaba Izuku bilseydi ne derdi?' diye düşündü Todoroki.
"Hazır mısın Midoriya?"
"E-Evet! "
Izuku hayatında ilk kez kızarıp gözlerini kaçırmıştı. Acaba daha ne kadar ilk yaşatacaktı bu çocuk ona...
"Gerçi pek bir şey yapamadım..."
"Sen de mi?! Ben de bir şey yapamadım!"
Elindeki pek bir şeye benzemeyen böreği gösterdi. Izuku kıkırdadı Ve yanık poğaçalarla beraber böreği de çöpe attı.
"Sorun kaldı mı Todoroki?"
"Yok. Sorunu kökünden çözdün!"
İkisi yine gülüşüp piknik yerine gittiler. Örtüyü serip yere oturdular. Yiyecek bir şey olmadığı için marketten aldıkları şeylerle idare etmelerine rağmen oldukça mutlulardı...
Piknik bitince gece olmuştu ve bara gidip içmeye başlamışlardı. Izuku alkolsüz içmesine rağmen Todoroki alkollü ne varsa içmişti ve bu yüzden de sarhoş olmuştu. Izuku, Todoroki'nin böyle biri olmadığına adı gibi emindi sadece biraz kararsız ve dertli görünüyordu.
"Hadi Todoroki-kun gidelim."
"Banaaağ sarvoş muamelesi yapma!"
"Sarhoş bile diyemeyecek kadar sarhoşsun!"
"Sayrhoş deiliuiiiiim~"
"Off..."
Todoroki, Izuku'nun üstüne attı kendini. Ne yapacağını bilemeyen Izuku ise saate baktı. Çok geç olmuştu.
"Artık gidelim Todoroki-kun."
Todoroki'den ses çıkmayınca endişelendi ve dizlerine gömülen kafasını kaldırıp onu sarstı. Todoroki gözlerini araladı.
"İyi misin?!"
"Gaeet iiiiim!"
Todoroki'nin kolunu omzuna attı ve ayağa kalktı.
"Hadi gidiyoruz."
Zor olsa da O'nu taşıyordu. Bar, evine yakındı ve Todoroki'nin evini de bilmiyordu. Bu yüzden onu kendi evine götürdü. Eve gelince Todoroki'yi tutmaya çalışırken bir yanda da kapıyı açmaya çalıştı. Sonunda açınca Todoroki'yi daha fazla taşıyamadı ve yatağa attı.
"Off... Yoruldum."
Todoroki yatakta kendini büzünce Izuku bunu tatlı bulmuştu. Yanına gidip gülümsedi ve saçlarını okşadı. Yüzüne baktı bir süre... Dayanılmazdı. Bir damdan düşer gibi girmişti hayatına. Ama bu iyi bir şeydi. Ona iyi davranıyordu ve o da böyle şeylere alışık değildi. Kalbinin daha hızlı atmasına neden oluyordu.
Daha fazla dayanamayıp dudaklarına yaklaştı. Onu öpmek üzereyken uyuduğunu sandığı Todoroki bastırdı dudaklarını dudaklarına. Izuku'nun kalbi teklemişti. Todoroki ise hala ayrılmamıştı. Dilini Izuku'nun ağzına soktu. Buna direnmemişti. Kabul etmek istemese de dillerini birbirine dolandırmak hoşuna gitmişti.
Kısa süreden sonra Todoroki, Izuku'yu yatağa çekip üstüne çıktı. Bir şey demeden tekrar dudaklarına yapıştı. Önce dudaklarıyla dudaklarını emdi biraz. Ardından dilini diline doladı. Ateşli bir öpüşme içindeyken elini Izuku'nun tişörtünün içine soktu ve ellerini o pürüzsüz tende gezdirdi.
À Suivre
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orphan // TodoDeku
Short StoryHayatlarımız 'Tanrı' denen kuklacıya ötekilerden daha hassas, daha ince ve daha kısa bağlanmıştı. Romanlarımda yansıtmak istediğim dram her zaman bu olmuştur ama hiçbir zaman sevgiyi tatmadığım için yazamamıştım ben. Bunun sebebi ise hayatın beni y...