Evet evden çıkmış okulun yolunu tutuyorum yakın olduğu için yürümeyi tercih ettim. Bir yandan zihnimde anıları canlandırıyor bir yandan ise temiz oksijen olmak istiyordum. Yolda giderken çocukluk arkadaşım olan James'le karşılaştım iki laflayıp yoluma devam ettim. Kulaklıkla müzik dinlerken zamanın nasıl geçmiş olduğunu fark etmemiş olmalıyım ki okula az kaldığını fark ettim ama tuhaf bir şey vardı çoğu kişinin gözleri üstümdeydi muhtemelen 3 sene görmeyip son sene gördükleri içindir.
Kapıdan içeri girdim ve sınıfımı aramaya başladım, sağa sola bakınırken birden biri geldi ve,
"Selam burada yenisin galiba" dedi. Ve ben hiç istifimi bozmadan.
"Evet. Douglas. Douglas Hunter" diyerek elimi uzattım
"Kevin Boomer. Tanıştığıma memnun oldum hangi sınıf?"
"12/K'yı arıyorum" dedim ve aynı zamanda sohbetten sıkıldığımı belli eden o surat ifademi takındım.
"3.kat sağdan ilk"
Teşekkür edip sınıfın yolunu tuttum. Kimileri selam verir neticesinde kafasını sallıyor kimisi ise şaşkın ifadelerle bakıyor kimisi ise hiç umursamıyor cidden garip bir okul nereye düşürdün beni Rosie.
Sınıfa girdim sadece 2 kişi vardı ve dersin başlamasına 10 dakika bu benim için güzel bir fırsattı zira Rosie'yi şaşırtabilecektim. Geçtim en arka sıraya ve kafamı koydum, içim geçmiş olucak ki uyandım. Hoca yoklama alıyordu herkesi sayıyordu.
"Dolphing"
"Zack"
"Sarah"
"Rosie"
"Allysa"Ve hepside burda diyordu ben en son sırada olduğum için kafamı Rosie'den sonra kaldırdım sadece ama sadece bakıyordum Rosie sağımda ki sıradan 3.sandalye de oturuyordu ve o an gelmisti...
"Douglas Hunter?"
"Burda" ve o an herkes bana baktı sonradan ve hızlıca dönen kişi ise Rosie idi şaşkın ve dolu gözlerle bana bakıyordu ama mutlu olmuşa hiç benzemiyordu.
Mr.Dempsey "Hoşgeldin" demesiyle sessizlik bozuldu bende hoşbuldum diye karşılık verdim.
Mr.Dempsey "Seni buraya getiren nedir?"
"Bilmiyorum. S-sadece öyle hissettim"
O an Rosie sinirle sınıftan dışarı koştu ve bende arkasından çıktım
"Rosie. Rosiee. Rosiee dur artık." Ancak bahçede durmuştu.
Ne yapıyorsun sen Douglas diye bağırdı ağlamaklı gözleriyle
"Neden Douglas ha? Neden geldin bana bunu neden yapıyorsun hem nerden öğrendin buraya geldiğimi. Neden bırakmıyorsun beni"
"Rosie ben seni seviyorum hala seviyorum ve asla bırakmayacağımı söylemiştim" diyip kolunu tutmuştum ki. Kolunu çekip "bırak beni" diyerek kolumu itekledi.
"Hey ne oluyor orda? Kızı duymadın mı? Bırak beni dedi" bu çocuğun adını duymuştum okulun serserisi David Helsey namı değer Köpekbalığı.. Ne kadar saçma ama değil mi?
"Seni ilgilendiren mevzu değil. Bulaşma"
"Bu okuldaysa beni ilgilendirir adamım. Kim olduğumu biliyor musun?" Evet hemde çok buraya gelmeden önce araştırdım biraz
"Evet biliyorum. Ve seni ilgilendirmez" klişe tiplerden kendini okul abisi sanan bir hergele ne beklersin ki...
David omzumdan itledi ve üzerime doğru yürümeye başladı ve bende yumruk salladım ki çenesine geldi, ve birden "Ooooo" diye sesler geldi arkama bir baktım bizim sınıfta çıkmıştı ve Mr.Dempsey de görmüştü, ikimizide müdürün yanına yolladı.
Müdür ilk gün diye sadece uyarısını yapıp bizi bıraktı.Çıkışta ise David bu burda bitmedi diye söylenerek çekip gitti. Hayır ne sanıyorsa artık kendini 1.90 kaslı hafif havaya kalkık sacları olan bir tip kolunda ise köpekbalığı dövmesi ne ürkütücü ama.
Sınıfa geri döndüğümde Rosie yoktu muhtemelen gitmişti yerime oturdum ve uyuyarak günün geçmesini bekledim okul saatleri ne kadar çabuk geçer ki zaten diye düşünürken Rosie ile lunaparka gittiğimiz gün geldi aklıma..Dönme dolaba binmekten bile korkardı ama izlemekten keyif alırdı elinde pamuk şekeriyle o suratına takındığı masum gülüşü ve gözleri ile beni adeta büyülerdi ve kendisine hayran bırakırdı işte ben bu okula bu kız için geldim. 1.65 boyunda yeşil gözleri sarı saçları tatlı gülüşünde ki o gamzesi yetmezmiş gibi bir de ses tonu ile onun yanında sanki havalara uçuyordum. Pamuk şekeri kopartıp yedirmeye çalışırdı hep ve yanaklarımı yapış yapış ederdi ben o kızı özledim ben onun için geldim ve ben onu kazanmak için savaşacağım.