1 ➳ Sorular Şelalesi

196 18 10
                                    

1I Sorular Şelalesi

"Evet tabi ki geliyorum." Ada'nın sevinç çığlıklarının sonucunda telefonu kulağımdan hafif uzaklaştırdım.

“Sanki sizde ilk defa kalıyorum Ada, abartmıyor musun?” Bu kız hep böyleydi. En ufak bir şeye o kadar çok seviniyordu ki, size sadece şaşkın şaşkın bakmak kalıyordu.

“Ah doğru ya her  şeyine karışan aile benim kiydi.O kadar çok sıkıyorlar ki bu gidişle evde kalacağım belki de 10 kedisiyle birlikte yaşayan Piraye teyze gibi olacağım. Sende artık kocanla romantik bir yemeğe çıkacağın zaman çocuklarını bakmam için bana bırakırsın.” Uzunca bir nefes aldı.Ben ise o bu konuşmayı yaparken ne zaman nefes alacak onu hesaplıyordum.

“Daha 19 yaşındasın bu yaşta evlenme bir zahmet.Neyse ya zaten konu bu değildi. Ne zaman geleyim akşam?”

“Senin için değil tabi, izin alırken ne söyledin merak ediyorum.Akşam Adalarda kalacağım haberiniz olsun mu?” Evet aynen öyle yapmıştım ama onun bunu bilmesine gerek yoktu.

“Sekiz gibi gelirim o zaman.”

“Tamam sekiz iyi.Gelirken pişmaniye de alsana canım çekti.” Neyse ki konuyu uzatmamıştı.

“Alırım canım hadi kapatıyorum, görüşürüz.”

“Görüşürüz pamuk şekerim, öptüm.” Ve sonunda telefonu kapatabildik. Dakikalarımın çoğunu bir haftada bitiriyorduk.Sonra babam bana kızıyordu ve ceza alıyordum.Hoş her zaman ceza alıyorum.Alıştım artık.Dolabımdan büyük çantamı çıkardım.İçine pijamalarımı, tarağımı, yeni kiraladığım birkaç filmi ve son olarak cüzdanımı koydum. Adalarda zaten diş fırçam vardı, telefonumu da sonra koyacaktım.Mutfaktan annemin söylenmelerinin sesi geliyordu.Tahminen ikizler, annemin yaptığı yemekleri beğenmeyip yememişlerdi.Mutfağa girdiğimde tahminimin doğru olduğunu anladım.

“Melekler kovalasın sizi.Hain evlatlar. Bir şeyi de beğenseniz şaşarım zaten. Ay ne yapacağım ben sizle! Ayşen Hanımın kızları minicik kaldı diyecekler. Ah oğlum olsaydı böyle mi olurdu. Üç kız, üçü de birbirinden hayırsız.”

“Benim ne suçum var ama? Hem melekler kovalasın ne annem ya, kötü bir şey mi o?” Salatalığı doğradığı bıçağı bana yöneltti.

“Kendi çocuklarıma beddua edecek değilim herhalde.Sende onlardan az değilsin ayrıca.” Gözlerimin bıçakta olduğunu fark edince bıçağı tezgaha bıraktı.

“Ay tövbe.Ne zaman gideceksin sen Adalara? Bu kalma işi de sırf yarın ki temizlikten kaytarmak için değil mi?Hayır ben nerde yanlış yaptım anlamıyorum ki.” Yine söylenmelerine başlamıştı.Buna hafif kıkırdadım. O kadar tatlı oluyordu ki.Gidip yanağına sesli bir öpücük bıraktım.

“Birazdan çıkacağım, hiçte öyle bir amacım yoktu bir kere, günahımı alıyorsun.”

“Yürü eşek sıpası bilmiyor muyum ben kızımı?” Annemi mutfakta söylenmeleriyle yalnız bırakıp odama gittim.

Saat yediydi.Hazırlanıp çıkmam on dakikayı bulsa, pişmaniyeyi alırken oyalansam saat sekiz olur herhalde.Dolabımdan ince kot pantolonumu ve salaş bir bluzumu çıkardım.En yakın arkadaşımın evine giderken benden kimse süslü olmamı bekleyemezdi.Giyinip çantamı da aldıktan sonra odamdan çıktım.

“Anne! Ben çıkıyorum.” Sokak kapısını açtığımda babamda tam anahtarı deliğe sokuyordu.

“Nereye böyle?” Doğru ya babama söylemeyi unutmuştum.

Sürahideki LimonataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin