Doğum ve Ölüm

52 14 49
                                    

Hayat ne garip bir şeydir, kimileri mutsuzken kimileri mutlu, kimileri ağlarken kimileri ise gülüyor hayat bir yandan yaşam alırken, bir yandan ise yaşam veriyor. Biri doğduğunda başka biri ölürmüş. Belkide şuan binlerce çocuk doğuyor ve yine binlerce insan ölüyor.

İşte Arinanın da tam böyle olmuştu. O dağarken, öz annesi canından olmuştu. Yüce kırmızı rahibenin de dediği gibi sonsuz ve mutlak ruhlar birinden yaşam alırken, diğerine onun yaşamını verirmiş. Arina daha küçük bir kızken anne diyip ağlarken rahibe ona " annenin tüm kalbini taşıyorsun, annen senin ile yaşayacak o yüzden küçük Arina hep mutlu ol daima mutlu ol" derdi ona Arina ise bunu bir hayat felsefesi haline getirmişti.

Zaten Arina hep farklıydı ailesinde kilerden. Babası gibi zekiydi, büyük ablası Yesira gibi hırslı ve baskın bir karakteri vardı, ve küçük ablası Sarina gibi hanımefendi aklı başında bir kızdı ama yine de onlardan çok farklıydı çünkü Arina hepsinden daha çok cesurdu.

Taşlıkta oturup yıllar önce annesinin küllerinin gömüldüğü yere sırtını dayamış bunları düşünüyordu Arina.

"Arina babamız seni öğlen yemeğine bekliyor hadi gelsene" Yesiranın sesini duyması ile Arina dönüp ablasına baktı ne kadar da çok babasına benziyordu. Arina o an ne olduğunu anlamadığı bir anda gözleri ıslanmaya başlamıştı iki saniye beklemeden ablasına doğru koşup sarıldı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı, yaşadıkları Arina için çok fazlaydı o henüz daha çok küçüktü ama bilmiyordu ki hayatın daha fazla onun karşısına ne çıkaracağını.


Öğlen yemeği hazırlanmak üzereydi fakat sofrada Arina yoktu ve kral Loard yine sinirlenecekti çünkü kızlarınından biri olmadığı zamanlarda yemek yiyemiyordu ve kral acıkınca çok sinirli olurdu bunu bilen Yesira hemen gidip küçük kız kardeşini bulmalıydı.

Ve yine tahmin ettiği gibi küçük kız kardeşi annelerinin külleri olduğu taşa yaslanmış bir şekilde oturup derin düşüncelere dalmıştı. Hemen kardeşine seslenmişti daha cümlesini bitirmeden kardeşi rüyadan uyanır gibi arkasını dönüp ona baktı Yesira o an Arinanın ne düşündüğünü bilmek isterdi çünkü kardeşi ona bilge bir filozof gibi bakmıştı daha sonra ise ağlamaya başlayıp koşup ablasına sarılmıştı Yesira ona sarılan kız kardeşine ilk başta tepkisiz kalmıştı daha sonra ise oda tıpkı Arina gibi ona sarılmışdı. Fakat bu sarılmaları çok uzun sürmedi Arina birden geri çekilip "Hadi gidip yemeğe yetişelim yoksa sevgili babamız bize çok kızar"
diyip ablasından uzaklaşmış kaleye doğru koşmaya başlamıştı bile ardında ona şaşkınca bakan bir adet Yesira bırakmıştı.



Üç kızı da masada oturmuş yemek yerken kızlarına bakıyordu ve kafasının içinden farklı farklı düşünceler geçiyordu yüce ruhlar ona bir erkek çocuğu nasip etmemişti ama üçü de birbirinden güzel kızları vardı.

En büyüğü Yesira, ilk göz ağrısı ona her baktığında kendini görürdü onun hemen yanında oturan ortanca kızı Sarina, belki de içlerinde ki en kırılgan en naif kızı oydu o yüzden kral Loard en çok onu incitmekten korkardı oda tıpkı halasına benziyordu. Ablalarının tam karşısında oturan en küçük kızı Arina kral Loard belki de kızlarından en çok ona bağlıydı çünkü küçük kzı tıpkı annesi gibiydi evet ablaları da çok güzellerdi ama Arina bir başkaydı koyu mavi gözleri altın sarısı gibi saçları tıpkı güzeller güzeli eşi gibydi ona baktıkca kraliçesi ile yaşadığı güzel anlar gelirdi aklına.

Ama asıl mesele kızlarına aklında ki bulunan planları anlatmaktı. Yesira muhtemelen kabul ederdi, Sarina her zaman ki gibi onun sözünden çıkmaz, fakat Arina işte o tam bir muamma idi çünkü gideceği yer ablalarına göre hiç alışık olmadığı bir toprak ve  hiç alışamadığı bir yaşam tarzına sahiptiler ama kabul etmeliydi oda tıpkı ablaları gibi.

En sonunda söze başlamaya aklında ki hain planları kızlarına açıklamaya karar verdi. Her zaman ki gibi yine bardağını eline alıp üç kez kaşığını vurdu, kaşığın sesini duyan üç kızda babalarının onlara bir şey diyeceğini biliyorlardı hepsi sükunet içinde babalarına baktılar ve kral Loard söze başladı.


"Benim birbirinden güzel ve akıllı kızlarım size hem bizim hemde krallığımız için bazı planlarımdan bahsedeceğim sevgili prenseslerim." kral cümlesini bitirdikten sonra  teker teker baktı kızlarının suratlarına ki tepkilerini görmek için bekledi ve istediği sonucu elde etmişti kızları. Merakla babalarına bakıyorlardı çünkü babaları ilk defa krallık hakkında onlarla konuşacaktı normalde böyle konuları kraliyet danışmanı ile konuşurdu.

"Biliyorsunuz ki ben öldükten sonra bu oturduğum taht bir oğlum olmadığı için sizlere kalacak ve aranız da bölüşülecek ama ben daha çok alana hükmeden hükümranlar olmanızı istiyorum işte bu yüzden bize komşu olan 3 ülkenin kralları ile sizi evlendirmek istiyorum "


3 kız da duydukları sözler üzerine küçük çaplı bir şok yaşadılar aklı en çabuk başına gelen Yesira oldu, Sarina ise hala şoktaydı babası nasıl yapardı nasıl ona sormadan başkası ile evlendirmeyi düşünürdü ki aklı almıyordu, Arina ise babasının aklından geçen planları okumaya çalışıyordu çünkü babası böyle sinsi sinsi gülünce her zaman kötü bir şey olurdu 3 kızda babalarını merak ve endişe içinde bekliyorlardı diyeceklerini.






Devam edecek...

KRALİÇE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin