• • •
Yavaşça yere çöktü, kirli fayanslara oturmaksızın çömeldi. Sadece düşünüyordu. Kim olabilirdi? Neden yüzünü göstermemekte bu kadar inatçıydı?
Mırıldandı. "Pezevenk..."
Çok geçmeden bir mesaj sesi geldi. Elini cebine atarak telefonunu çıkardı, ayağa kalktı.
Anonim: Yüzündeki hüzünün sebebi ne sevgilim? :)
Thomas kırgınlıktan tamamen sıyrıldığında elleri öfkeden titriyordu.
SangsterThomas: Orospu çocuğu.
Telefonunu kapattı, yere fırlatacaktı ama histerik bir gülümsemeyle vazgeçti.
Sert adımlarla kapıyı araladı, çarparak kapatarak oradan ayrıldı. Aklında tek bir düşünce vardı: Kendisiyle oynayan gencin kim olduğunu bulmak.
• • •
Üzerinden neredeyse üç hafta geçmişti. Ne Dylan ne Thomas birbirine mesaj atmıştı. Thomas bir şeyler planlıyordu. En azından planlama çalışıyordu.
Bu sırada Dylan onu uzaktan izliyordu. Thomas da bunun farkındaydı. Temkinli davranıyordu, çok da fazla aynı ortamda bulunmamaya çalışıyordu. Kaya'dan da uzak duruyordu. Kaya yanına geldiğinde onu sözleriyle itiyordu.
Belki Dylan'la arkadaş olabilirdi. Kaya'nın ona yakın olmasını sağlardı ve bu şekilde Turuncu'yu bulabilmek için bir yandaş edinmiş olurdu. Thomas'ın kurguladığı şekilde ikisi de bu işten karlı çıkmış olacaktı.
Arada Turuncu'nun attığı fotoğraflara bakıp iç çekiyordu. Gerçekten iyi bir fiziği vardı. Aslında arkaplanı yapmıştı. Vücudunun hoşuna gittiği gerçeğini inkar ediyordu. Kendini "Zihnime iyice kazıyayım, görünce hemen anlayayım." diyerek kandırıyordu.
Ve üçüncü haftanın son gecesi Thomas'ın kafasında dolaşan tilkileri dizginlemesi gerekti. Çok fazla Turuncu'yu düşünüyordu. Hatta sadece onu düşünüyordu. Bütün zihnini, bilinçaltını Turuncu'ya boyamıştı.
Gece yarısına yakın bir vakitte ayrıldı evden. Çekti kapıyı, çıktı sokağa. Serin ve temiz havayla karşılaştığında derin bir iç çekti. İyi gelmişti.
Gecenin ilerleyen saatlerinde bir bara gitti. Oturdu taburelerden birine. Bir viski istedi, viskisini yudumladı. Yeni bir şey denemişti, tadını beğendi.
Viskinin ekşi tadı hakkında eleştirilerinin hemen ardından aklı yine Turuncu'ya kaymıştı. Bir bardak daha istedi. Geldiği gibi dikti kafasına, bir bardağı daha böylece bitirdi. Tek istediği Turuncu'yu kafasından atabilecek kadar içmekti. O kadar çok düşünüyordu ki onu, rüyalarına girer olmuştu.
Nasıl bu kadar inatçı olabilmişti? Nasıl hala kendini gizlemekteydi? Hiçbir anlam veremiyordu.
Bir viski daha söylemek istemedi. Barmenle konuştu, bardakla içmek yerine bütün şişeyi satın alıp bir miktar parayı masaya bıraktı. Nahoş haliyle tabureden kalktı. Kalabalığın yoğun olduğu yere ilerlerken bağırdı.
"Üstü kalsın."
Sendeleyerek oradan ayrıldı. Eğer biraz daha içerse bayılabilirdi, şişeyi alıp evde kendinden geçmeyi sarhoş haliyle bile daha mantıklı buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANONYMOUS BxB
FanficYarı Texting | Dylmas Anonim: Ah, Thomas. SangsterThomas: Ne? Anonim: Eğer gülümsediğinde dudaklarının kenarında oluşan o, küçük V'ler nefeslerimi titretmese bu k...