Evet uzun uğraşlar sonucunda Ellen karakterini bulabildik. Bunu söylemekten büyük onir duyuyorum eheheh
Medya:Ellen
canselyalcin ve
2005alyana 'ya hitabenCidden burada ne oluyordu. Sanki herkes Mark'ı unutmuş, sanki hayatlarında Mark adında biri hiç var olmamış gibi davranıyorlardu. Şaka yaptıklarını sandım ama bu şakada bu kadar iyi rol yapmamaları gerekiyordu. Şaka olmadığımdan emin olsamda umarım bu bir şakadır diye içimden gerçirmekten kendimi alamadım.
Bu kabusu daha çok yaşamamak için hızla eve yöneldim.
Kapıyı açtığım gibi kendimi koltuğa attım. Pembe saçlarım bütün koltuğ aözğürce yayıldılar.Bu kabustan kurtulmak için hızla gözlerimi yumdum. Yarın her şeyin düzgün olmasını dileyerek uykunun sıcak kollarına bıraktım kendimi.Gözlerimi hızla araladım. Üstüme hızla bir şeyler geçirerek servis bekleyen Lucy'nin yanına hızla gittim.
"Mark bugün okula gelecek mi"diue sordum son kalan umudumla
"Ellen yaptığın şaka hiç komik değil. Dün de bu şakayı yapmıştın. Kendimi deli gibi hossetmemi istiyor gibisin."
Ona gülerek servisin geldiği yöne doğru baktım.Lucy'nin sözlerine hayır diye karşılık verdim içimden. Ben seni deli etmek istemiyorum, siz beni deli etmeye çalışıyorsunuz diye geçirdim içimden.
(Birkaç gün sora...)
Mark'ın kaybolmasının üzerinden birkaç gün geçti. Cidden şakanın bu kadar uzamaması gerekiyordu.
(Bir ay sonra...)
Mayıs ayındayız. Okulların kapanmasını yaklaşık 1 ay var. Ve Mark'ın olmadığı hergün sanki ölecekmişim gibi hissediyorum. Artık okula gitmek istemiyorum, yaşamak istemiyorum.
(1 ay sonra aylardan Haziran...)
Artık delirdiğimi hissediyorum. Belki de her şey benim hayal ürünümdür diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Mark kaybolduktan sonra onun sayesinde tanıştığım bütün insanlar beni tanımıyor. Sanki o hiç dünyaya gelmemiş gibi davranıyorlar. Artık anlamaya başladım. Mark'ın beni tanıştırdığı herkesin beni tanımamasının nedeni Mark olmadan onlarla tanışmayacağım içindi. Artık olayları yavaştan çözmeye başlıyordum.
Tek çözemediğim olay Mark'ın ortadan kaybolmasıydı. Daha hafıza silmek için bir şey üretilmemişti. Peki o zaman arkasında onu tanıyan kimse bırakmayarak nasıl ortadan kaybolmayı başarmıştı? Bu işler çok sinir bozucu olmaya başlamıştı ve asla bir çıkış yoluna ulaşamamam en sinir bozucularıydı.
Artık şizofren olduğuma eminim. Çünkü Mark'ın öylece kaybolması imkansız. O yüzden kendimi gün geçtikçe artan, beynimi yavaş yavaş işgal eden bu acıdan kurtulmamın vakti geldi de geçtiğini düşünüyordum artık.
Bu fikri almak için çok düşünmüştüm. Ve artık bu acıdan kurtulmam gerektiğine karar verdim. Bu sefer kendime güveniyordum. Çok kararlıydım. Bu işi bugün halledecektim.
Neyse ki arkamdan üzülcek kimse yoktu. Eskiden olsa Lucy için yapmazdım ama Elena ona aralarına katılmayı teklif ettiğinden beri bana işkence etmekten başka bir şey yapmıyor. Onu sadece beni rezil ettikten sonra gülerken görebiliyordum. Bu gerçekten çok kırıcı bir durum.
Keşke eski günlere dönebilsek. Çünkü
o eski günleri çok özlüyorum.Keşke o günleri daha iyi değerlendirseydim. Ve Lucy pisliğini daha önce fark edip onla geçirdiğim vakti Mark ile değerlendirseydim.Zil sesi düşüncelerimi böldü.
Okul bitmişti sonunda. Eve hızlıca giderek bu işi çabucak halletmeyi düşünüyordum. Eşyalarımı topladım. Kafamı sınıf kapsına doğru döndürdüm. Kapıda Elena, Lucy ve popi grubunun diğer üyeleri kapıda dizilmiş sınıfa bakıyorlardı. Daha doğrusu sınafa değil bana bakıyorlardı. Onların nefretini kazanacak hiçbir şey yapmamama rağmen benle uğraşmaktan asla vazgeçmiyorlardı. İşte sıkıldığım bir konuda buydu. Elena ve zorbalıkları.Bir umut belki başkasıdır diyerek etrafıma bakındım. Ama sadece sınıfta ben vardım. Bari bugün yapmasalar olmazdı. Sonuçta bu son günümdü. Ani bir cesaretle hızla yanlarına yaklaşarak Elena'nın yüzünün ortasına yumruğumu geçirdim. Kızların hepsi bana şaşkınca bakıyorlardı. Elena ise yüzünu tutmuş yerde yatıyordu. Bu iyi hissettirmişti bunu sonra düşünmek için rafa kaldırdım. ama bir daha ne zaman düşüneceğimi bilmiyordum. Karamsar düşüncelerimden ayrılarak hızlı nir şekilde aklıma kaçma yolu düşündüm. En mantıklısını yaparak onların bu şaşkınlıklarından yararlanarak hızla okuldan çıkıp eve yöneldim.
Evin önüne gelince anahtarımı çıkardım. Tam anahtarı kapı kilidine getirecektim ki kapının önündeki zarf dikkatimi çekti. Bu devirde kim bana mektup yollardı ki. Bu beni epey maraklandırmıştı.
Mektubu alarak içeri geçtim. Sözde bugün intihar günüm olacaktı. Ama bir mektup bunu bozamazdı. Bunu okuduktan sonra da ölebilirdim. Düşündüğüm şeye bakın ölüm zamanımı ayarlamaya çalışıyorum. Garip bir şekilde komik geldi. Belki de delirmenin en üst seviyesindeyimdir.
Düşüncelerimi bir yere bırakarak, mektubu hızla açtım. Düzgün bir el yazısı ile yazılmıştı. Kağıdı eski zamanlardan kalma gibiydi.
Adresine baktım. Tanımadığım bir yerden gelmişti. Heyecanla mektubu okumaya başladım.
Sevgili Ellen,
Beni merak etme. Bir tek beni seni hatırladığını biliyorum. Benim yüzümden başının derde girmemesi için kimseye bir şey çaktırma.Eğer takip edildiğini fark edersen ordan uzaklaş. Dikkat çekmemeye çalış. En önemliside beni sakın unutma..
Not: Geri geleceğim sadece bekle beni.
Mark
Üstümdeki şoku atlatamadım. Gerçekten Mark yaşıyor olabilir miydi? Peki Mark gerçekten yaşıyorsa bundan sonra ne olucaktı? Ama emin olduğum bir şey vardı. O da Mark'ı hayatımın pahasına arayacağımdı.
Evet bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz. Lütfen artık yorum yapın😖😖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLUŞ
RomansTANITIM Bir kayboluşun hayatımı nasıl değiştirebileceğini nereden bilebilirdim ki... Sene 2045 aylardan Mayıs her gün olduğu gibi o günde okula gittiğimde onu sırasında göremedim. Sene 2045 aylardan Temmuz artık dayanamıyorum onun kayboluşunun üzer...