Bir adam tanıyordum. 42 yaşında. Hiç evlenmemiş. Doğru düzgün tutmamış hiçbir kadının elini. Bir kadını en son öptüğümde, diyor, 25 yaşındaydım. Sonbaharın kızıl bir akşamıydı. Sonra hiçbir kadını öpmedim. Bir ustura dövmesi var boynunda. Ne olduğunu soruyorum. Dudaklarını öyle bir ısırıyor ki kanatıyor. Anlattığında ne diyeceğimi bilmiyorum. Düşünemiyorum çünkü. Abi henüz 25 yaşındayken, usturalara karşı garip bir sevgisi var. Hayatının büyük bir coğrafyasını kaplayan bir kadın, abiye doğum gününde ustura alıyor. Orijinal bir parça. Koleksiyon. 1876 el yapımı bir solingen. Abi mutlu. Çok fazla. Aradan altı ay geçiyor. Abi bir gün işten eve döndüğünde kadının elinde bu usturayı görüyor. Kadın cansız. Yerde uzanmış ve boynunun bir kısmı yok. Geride sadece Üzgünüm yazan bir kağıt parçası. Abi o gün hayata küsüyor. Ve kadının o usturayı kendi intihar planı için aldığını düşünüyor. Ona doğum günü hediyesi değil de. Bütün yıkıntısı bu abinin. Kadının ölmesi değil. O kadın beni kandırdı diyor, oysa ben o hediye ile çok mutlu olmuştum.🍷🌿
01:52'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ellerin kalbimde
ChickLitBazı kadınlar sol göğsünün altında mayın taşır beyler, Oraya ilk ayak basan adam ayağını çekip gitmeye çalışırsa eğer; Mayın patlar.. Kadın dağılır.. Adam ölür.. Sonra bidaha kim gelip giderse gitsin sol göğsünde ki kente, Asla aynı etkiyi yaşatm...