“AAAAAAAA!!” Yağmurlu bir gece yarısı çocuğun sesi çamurlu bir ara sokakta yankılandı. Neden her şey bu yola çıkmıştı.Halbu ki o ailesi için her şeyi yapabilirdi.Ama önce babası şimdi de kız kardeşi...hayır o ikisini aynı kefeye koymamalıydı.”Katy...” O çamurlu ara sokakta diz çökmüş olan omuzundan kanlar akan çocuk sevimli kız kardeşinin adını çağırdı ya da o öyle zannediyordu. Çünkü hiç ses çıkmamıştı dudaklarından, çıkamamıştı. 'Seni mutlaka bulacağım Kath...mutlaka' bunu düşünürken çocuk yavaşça yanındaki duvardan destek alarak ayağa kalkmaya başladı.Bacağından kanlar akıyordu fakat bunun bir önemi yoktu.Şimdi tek önemli olan kardeşiydi. “MUTLAKA!!” diye tüm nefesini toplayarak bağırdı...ve topallayarak bacağından gelen dayanılmaz acıya katlanarak evine doğru gitmeye başladı.
Etraftaki evlerin ışıkları yanmıştı ve aileler camdan balkondan bakan meraklı çocuklarını içeriye sokmaya çalışırken bir yandan da tüm bu karmaşanın sebebini öğrenmeye çalışıyordu. Ama bu onun umurunda bile değildi. Şu an tek umurunda olan şey onun kendi varlığından bile çok değer verdiği,her şeyi, küçük kardeşi Kathy'di. Mahallenin aşağısından siren sesleri yankılanmaya başlamıştı. Demek ki meraklı mahalleli endişelenmiş ve polisi, ambulansı aramışlardı. 'Baş belası meraklılar sizi' diye düşündü. Olaya karışan her insan biraz daha tehlikeye girecekti.Bu işi kendi halletmeliydi. O yüzden kendini daha hızlı yürümeye zorladı ama nafile. Beynin uyarılarına vücudu yanıt veremedi ve yara bere içindki çocuk yere devrildi. Gözleri yavaşça kapanıp bilinci kaybolurken sağlık ekibinin gelip onu ambulansa soktuklarını farkedebilmişti.”Nabzı atıyor! Bilinci....çık...” “GERALD!!!” Kız kardeşinin o son bağırışı bilinci kapansa da kulaklarında yankılanıyordu... 'Neden...?' Sahi neden başına gelmişti tüm bunlar?
O ve Kathy saygın ve zengin bir ailede yetişmişlerdi.Dedesi uluslararası Silah araştırma geliştirme firması “Balder”'ın yöneticisiydi. Zaten dedesinin yaşadığı vakitler en mutlu vakitleriydi. Onun ölümüyle beraber ailesi sanki bir lanetle yüz yüze gelimişti. Önce annesinin kullanıdığı bir araba ablası ile birlikte uçurumdan düşmüştü sonra da şirketin başına geçen babasının yanlış politikaları dolayısı ile şirket batmıştı. Ama önemli olan şirketin batması değildi, para hiçbir zaman birinci planda değildi onlar için.
Önemli olan lanet babasının şirketin batmasından hemen önce ortadan kaybolmasıydı.Arkasında bir not ve bir kutu ile...Şimdi de bu...Kardeşini kaçıran garip bir siluet...
“Ah!” Gerald feci bir baş ağrısı ile uyandı. Evinde o güzelim yatağında değil, hastanenin o soğuk odasında rahatsız yatakta yatıyordu.Yatağının yanında bir polis memuru uyukluyordu. Ne olmuştu? Hatırladığı son şey bir elinde kılıç öteki elinde demir bir asa olan ve yüzü beyaz maske tarzı bir şey ile tamamen kapalı biriyle dövüştüğüydü. O silüet onu ve kardeşini bir ara sokağa kıstırmaya başarmıştı. Bundan sonra hatırladıkları karma karışıktı. Siluetin üzerinde hiç yoktan onlarca kılıç belirmesi ve kılıçların son hız üzerlerine hücun etmesi...Kardeşinin çığlığı...
“Kathy...”
Gerald yavaşça yataktan doğruldu, yanındaki memuru uyandırıp onun sonsuz soru yağmuruna mağruz kalmak istemiyordu. Şu anda tek önemli olan kardeşinin nerede olduğuydu. Bu yüzden yavaşça yataktan kalktı. Üzerinde o arkası açık hastane kıyafetlerinden vardı. Bir çok yerinde sargı bezleri ve yüzünde şu an kabuk bağlamış gibi gözüken fakat iz bırakacağı belli olan bir yara vardı ama bunlar önemli değildi. Yavaşça kanlı ve delik deşik olmuş kıyafetlerinin durduğu sepete doğru gitti, onun yanında da kişisel eşyaları....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Project: "Valkyrie"
AventuraBulutlar sıklaşmaya, hava yağmur hazırlığı yapmaya başladı...Şehir çok sessizleşmişti.Sokaklar boşalmış herkes evlerine çekilmişti.Sanki herkes bir fırtınanın yaklaştığını biliyor gibiydi...Ama bu fırtına sadece yağmur şimşek rüzgardan ibaret olmaya...