Şu anki sevgilisinin ilk tecrübesi olduğu düşünülemezdi o bu kadar çapkınken. Öyle ustaca davranıyordu ki, anında tav oluyordu bütün kızlar. Ben dahil. Nasıl yapıyor bilmiyorum, ama hastanenin bütün koridorları onun parfümünden kokuyor. Herkes o parfümün sahibini ararken, ben neredeyse her gün nöbetteyim onunla. Nöbet sırasında arada bi kahve ısmarlar, çoğu zaman sessizce beklerim. Hastalar gelir, çağrılırız. Hakkını yemek istemem, merhametli adamdır. Hastalarına bile öyle ilgiyle yaklaşıyor ki, iyileşen bir daha hastalanma çabasına giriyor. Ben de onlardanım. Her gün hastalanır, her nöbette iyileşirim. Bir bakışı tedavi eder beni. Ama onun için bir kıza göz kırpmak, gülmek hep rutin hareketler. Yani hiçbir özelliğim yok. Sevgilisinin de yok. O farkında çünkü, hiç kimsenin onun kadar mükemmel olamayacağının şımarıklığında. Acaba birini sevdi mi hiç? Gerçi "sevmek" onun lügatında bir kaç aya yayılan ilgi birikimi gibi bir şey. Ama olsun bi kere de beni sevsin. Hayatından öyle bi anlık geçip gideyim, inan hiç alınmam. Sadece her sabah kahve içtiği masanın karşısında ben oturayım istiyorum. O anlatsın mükemmelliyetini, ben de bildiğim halde dinliyim. Bana ameliyatlarını anlatsın, hastaların böbreklerinden bahsetsin, nazi kampını anlatsın ya da ne bileyim. Dinlerim, çünkü konular ne kadar kötü olursa olsun kelimeler onun ağız süzgecinden geçince bebek masumluğuna bürünüyor. O bunları hiç bilmeyecek, nöbetlerimizin denk geldiği günler özenle hazırlandığımı da, sırf onunla olduğumdan nöbetlerden şikayetçi olmadığımı da. Seni seviyorum Doktor! Sana olan aşkıma tıp bile çare olamıyor. Yardım et, kalbimde bir sorun var.
-Büşra K.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öpülmeyen Kurbağalar
RandomBu hikaye farkındalık yaratmak için yazılmıştır. Siz hiç kurbağa oldunuz mu? Hani şu kendini beğenmiş Prens/Prenseslerin görmezden geldiği... Olduysanız buyrun kitaba eğer olmadıysanız hala bir kurbağa edinme şansınız var hem de sadece bir kalp pa...