0.5

6 2 0
                                    

Hana'dan
Okula geldiğimizde sınıfımı öğrenmek için müdürün odasına çıktım. Sınıfımı bir kağıda yazıp beni odasından kışkışladı. Bende elimde kağıtla boş boş etrafa bakınırken yanıma Shin ve Mina geldi.Shin ambalajını çıkardığı keki tek bir hamlede ağzına attı ve konuşmaya başladı.
Shin: "Sınıfın ne?" Sınıfın yazılı olduğu kağıdı elimden çekip aldı ve o an kek boğazına takıldı. Öksürmeye başladı. Bende sırtına vurmaya başladım. Kendine gelince bana baktı.
Shin: "Cani! Elin ağır zaten bide sırtıma vuruyo."
Hana: "Ne yapsaydım?! Ölsemiydin?!"
Shin: "Keşke... daha acısız olurdu! Herneyse gel hadi bizim sınıftasın götürelim seni."
Hana: "Ne? JiMin'le aynı sınıfta olduğunuz sınıfa mı gitcem ben şimdi!"
Shin boş boş etrafa bakıp Mina'ya döndü.
Shin: "Mina bizim bu Hana iyice ileri geri zekalı olmaya başladı. Ne yapsak artık konuşmasak mı Hana ile ne yapsak?"
Mina: "Sus lan! Hana ile ilgili düzgün konuş!"
Shin: "Bak bak bak! Kız dayanışması yapıyorsunuz anlamadım sanmayın! Neyse ney... sınıfa çıkalım ben acıktım ve diğer keklerim sınıfta kaldı."

Sınıfa gittik. Sınıfa gittiğimizde Ji Min ve 'o çok değerli arkadaşlarıda' oradaydı. Hepsi bir anda bana döndü. Ji Min piçimsi gülümsemesiyle yanıma yaklaştı. Dik dik bakıp sınıftan çıktı. Onunla birlikte arkadaşlarıda sınıftan çıktı. Sınıfta çevreme bakınıp boş yer aramaya başladım.

Shin: "Benim yanım boş yanıma gel."
Kafamı sallayıp Shin'in yanına oturdum.

Yan sıramızda da Ji Min oturuyormuş, sıralar zaten sıkışık yan yana oturuyormuş gibi...
Çok sinir bozucu!
2. Ders hoca geldi ve iki ders boyunca müdürün odasında işi olduğunu söyledi.
Ohh! Uyuyabilirim sonunda! Bu hoca gıcık çıktı derste nefes aldırmıyor.
Hoca gidince Ji Min sandalyesini biraz yanıma çekip oturdu. Onu gördüğümde sinirlenmemek için bir sebebim kalmıyor.
Hana: "Ah! Gerçekten ne yapmaya çalışıyorsun?!"
Ji Min: "Bence vakti geldi..."
Hana: "Ne... n-neyin vakti geldi?"
Ji Min sinsice bana baktı. Ardından arkasındaki arkadaşlarına dönüp kafa sallamasıyla benim kolumdan çekiştirmeye başlaması bir oldu. Beni kolumdan çekip kapıya doğru götürmeye başladı. Ben ne kadar dirensemde uyku sersemi bir şey yapamıyordum.
Mina: "Heyy! Ne yapmaya çalışıyorsun Ji Min! Seni köpek herif bırak arkadaşımı!"
Tam Mina bize doğru geliyorduki Jung-Woo önüne geçti ve onu engelledi. Eun Mi ve Shin de aynı şekilde engellendi.
Beni sınıftan çıkartıp okulun arkasına kadar çekiştirdi. Okulun arkasına geldiğimizde tutmaktan kızaran kolumu bırakıp omuzlarımdan duvara çarptı. Ve kolunu boğazıma yapıştırdı.
Ji Min: "Dejavu gibi oldu bu dimi..!"
Hana: "Bırak beni adi şerefsiz! Ne istiyorsun benden, niye ben...niye?!"
Ji Min: "Canım öyle istiyor." Diyip gülmeye başladı.
Şu tavırları zoruma gitti. Şu an uyku sersemliğim çekmişti. Sinirden. Kolunu tutup onu tekmeleyerek itledim. Sarsılmıştı ama çabuk toparlayıp hızlıca karnıma yumruk attı. O an ki acıyla yere düşüp "ahh!" Dedim. Hiçbirşeyi umursamadan beni dövmeye başlamıştı. Dayanmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Yavaş yavaş gözlerimden inen yaşlara engel olamadım. Zamanla gözyaşlarım hıçkırıklara boğan bir ağlamaya döndü.

Öfkeden doğan fırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin