•10•

7.9K 505 92
                                    

Hem uykum gelmişti hem de sıkılmıştım. Tek çarenin uyumak olduğunu farkettim. Yoksa zaman geçmeyecekti. Koltuğa iyice yerleştim ve gözlerimi yavaş yavaş kapadım.

Çok gürültü vardı. Herkes birbirlerine:

"Uyan hadi."
"İyi bak, bir şey unutmayalım."
"Bak kulaklığın düşmüş."
"Hey! Telefonunu unutmuşsun."

gibi şeyler söylüyordu. Ama sadece bunu duymakla kalmıyordum. Rahat bir omuzda yattığımı ve başımın üstünde bir ağırlık olduğunun da farkındaydım. Gözlerimi hiç açmak istemedim. Kokusunda sarhoş oluyordum.

Joon Seo'nun sesini duydum:

"Çifte kumrular kalkın hadi, geldik."

Yavaşça başımı biraz kaldırdım ve yattığım omzun sahibine baktım, o da bana baktı. Taehyung'du. Yüzlerimizin arasızda sadece birkaç santimetre vardı. Gözlerine hapsolmuştum. Taehyung'un gözlerindeki acıyı, sevgiyi, özlemi,korkuyu, aşkı görüyordum. Hayatımda yaşadığım en güzel anı az önce yaşamıştım.

Otobüs bizi okulda bıraktı. Burdan herkes kendi evine gitti, ama bizimle. Erkekler Yoona için, kızlarda Taehyung için peşimizi bırakmadılar. O sırada dayanamayıp Joon Seo'ya:

"Oppa başım dönmeye başladı, sana tutunabilir miyim?"
"Tabiiki."

Hemen Taehyung kolumdan çekti:

"Benim kolumu tut."

Elimi aldı kolunun arasına koydu. Ona daha çok tutundum. Taehyung' a aşık olan kızlardan biri:

"Siz akraba mısınız?"

Taehyung cevapladı:

"Hayır."
"O zaman arkadaş?"
"Hayır."
"Yoksa siz sevgili misiniz?"

Birkaç saniye sustu.

"Özel hayatımız sizi ilgilendirmiyor."

Kızardım. Özel hayatımız dedi, hayır demedi. Tamam nefes almalıyım, nefes almalıyım. O anda zıplayarak çığlık atasım geldi. Tamam evet, ona aşık oldum.

Joon Seo ile evlerimiz yakındı. Yoona'yı ben aldım, Taehyung' u da o. Aynı cinsiyette olmamız ailelerimizi ikna etmek için bizi bir adım öne geçirirdi. Durumu aileme anlattım. Annem de babam da Yoona ile çok iyi anlaştı. Kardeşim zaten ona aşık olmuş gibiydi. Açıkcası biraz kıskanmıştım. Onlar sonuçta benim ailem. Bu arada başımıza gelenleri söylemeyecektik. Sadece Yoona'nın ormanda kaybolduğunu, birkaç gün kendini toparlayıp gitceğini söyledik.

Akşam yemeğini yedikten sonra. Yoona ile odama çıktık. Hemen Joon Seo'yu aradım, telefonu açtı:

"Alo Y/N?"
"Evet benim Joon Seo. Durumlar nasıl?"
"Çok iyi ama ne yalan söyleyeyim benim açımdan pek iyi değil."
"Neden n'oldu?"
"Kuzenim ona iyice tutuldu. Ailem sanki onu benden daha çok sevmiş gibi. Onu övüp övüp duruyorlar."
"Bende de öyle. Taehyung yanında mı?"
"Hayır salonda, ailemin övgülerini dinliyor. Peki Yoona orda mı?"
"Ben tuvaletteyim. O odamda."
"Anladım. Şey Y/N..."
"Efendim."
"Ben korkuyorum."
"Neden ki?"
"Aynı odada kalacağım bir vampir var. Ya beni öldürürse?"
"Sakin ol. Öldürseydi şimdiye kadar öldürürdü."
"Emin misin?"
"Eminim. Lütfen rahatça uyu. İstersen size gelebilirim. Yani sonuçta kuzeninle iyi anlaşıyoruz."
"Şu an Taehyung'dan başka birini gözü görmüyor."
"Ne?! Ona sahip çık."
"Ona aşıksın öyle değil mi?"
"..."
"Ben anladım seni Y/N. Merak etme, kuzenim şımarığın teki. Ona bakacağını düşünmüyorum."
"Peki, hoşçakal."
"Görüşürüz."

Umarım dediği gibi olur. Niye tüm kızlar  ona aşık ki? Sadece görünüşten bakarak nasıl aşık olabiliyorlar? Onla çok vakit geçirmesem de onu tanıyorum.

Odama gittim. Yoona elindeki aile fotoğrafımızla yatakta oturmuş ağlıyordu. Yanına gittim. Gözyaşlarını hızlıca sildi. Sanırım Taehyung'un gibi onun da ailesi ölmüştü.
Konuşmaya başladı:

"Çok güzel çıkmışsınız."
"Sağol. Şey, iyi gözükmüyorsun."
"Afedersin. Bir an kendimi tutamadım."
"Sorun değil. Sarılmak ister misin? Emin ol iyi geliyor."
"Sarılmak?"
"Evet sarılmak."
"Şu kollarını omzuna falan sarıyorsun, o mu?"
"Cidden sarılmanın ne olduğunu bilmiyor musun?"
"Hiç sarılmadım. Sadece gördüm."
"Bak böyle."

Ona sıkıca sarıldım. Belli ki aile özlemi dışında pek bir duyguya sahip değildi. Onun da benim gibi sarılmasını istedim, yaptı. Gülümsediğini hissettim. Sanırım onun için fazla önyargılı oldum. Ama elimde değil kıskandım.

Dayanamayıp sordum:

"Onları çok mu özledin?"
"Evet."
"Ne oldu ailene? Sana sarılmayı öğretemeyecek kadar erken mi gittiler?"
"Hayır. Geçen sene öldüler."
"Nasıl yani?"
"Unutma ben bir cadıyım. Ailem de öyleydi."
"Yani?"
"Geçen sene bana iksir hazırlayıp içirdiler. Tüm geçmişi unutturdular. Tabii bu ilacı içtikten sonra birkaç saat uyanamıyorsun, dozuna göre değişiyor. Mesela eğer size içirseydik 30-40 dakika uyurdunuz. Uyandıktan sonra evde kimse yoktu. Dışarı çıktım, diğer yaratıklar sakin olmamı söylediler. Hepsi "Artık silah yok." dediler. Ne kadar çok sorsam da onlara ne olduğunu öğrenemedim. En sonunda yakın arkadaşlarımdan biri bana ilaç içirdiklerini söylediler. Sonra gitmişler. Yani öldüler mi, hala yaşıyorlar mı bilmiyorum. Neden gittikleri hakkında da bir fikrim yok. Onlara cidden çok kızıyorum."
"Üzülme diyemem, canın çok yanıyordur. Bir daha sarılmak ister misin?"

Sıkıca sarıldık ve uyuduk.

Biraz yavaş ilerliyor gibi ama bölümler çok uzun oluyor, kısa da kesmek istemiyorum :"

Vampir | KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin