Kitaplarımı çantama tıkıştırıp hızlıca tek kolunu omuzuma geçirdim. Kütüphaneden çıkıp karşıdaki kafeye ilerlerken her adımda kalbim daha da hızlanıyordu.Bu kadar heyecanlanmam ne kadar normaldi?
Boş kafede ortada bir yerlerdeki masada oturmuş, parmaklarıyla ritim tutan Jungkook'u görünce ona doğru adımladım.
Karşısındaki sandalyeye oturup çantamı kabaca masaya bırakınca dikkatini çekmiş olmalıyım ki bakışlarını yüzüme çıkardı.
"Gelme demiştim." Umursamazca omuz silktim. "Ama geldim." "Şimdi defol git." Birbirine bastırdığım dişlerimle derin bir nefes aldım. Bazen sabrımı gerçekten zorluyordu.
Beni takıp yüzüme bile bakmazken boynumdaki saçma bir morluğa laf söylemesi kadar sinir bozucu bir şey olamazdı sanırım. "Yüzüme bakacak mısın?" "Gerek yok."
"Sevgilim!" Arkadan gelen ince ses ile Jungkook'un hızla kafasını kaldırması bir olunca o kız olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
İkisi sarılırlarken gözlerimi kaçırdım. Gözümün önünde bilerek öyle sıkıca sarıldığını anlamayacak kadar aptal değildim. Jungkook kırıcıydı. Hatta tam şu an bana baktıktan sonra kıza yaklaşıp dudaklarını birleştirirken fazla kırıcı.
Tanrım, benden bu kadar nefret edeceği ne yapmış olabilirdim?
Ayrılıp masaya oturduklarında güldüm. "Sizi daha önce görmemiştim?" "Jimin." Kız arkadaşının adını söylemesine bile izin vermeden araya giren Jungkook'a baktım. "Hayatım biz kalkalım mı?"
Seslendiği kişi ben olsaydım diye düşünmeden edemezken dudaklarımı birbirine bastırdım. İmkansızdı sanırım.
Kız, ellerini Jungkook'un yanaklarına yerleştirip gülümsemişti. "Kalkalım ama önce lavaboya gitmeliyim."
Birbirlerine bakarken parlayan gözleri apaçık ortadayken hala ne için uğraştığımı düşündüm. Gerçekten, amacım neydi? İkisini ayırmak mı? İstediğim bu değildi.
"Bekliyorum." Lavaboya giden sevgilisinden sonra bakışlarını yüzümde gezdirdi. Ona bakarken gözlerinde gördüğüm ışıltının bana bakarken kaybolması canımı yakmıştı.
Masadaki çantamı koluma takıp karşısında dikildim. İsteğimi nasıl dile getireceğimi bilmezken istemsizce ellerimle oynamaya başlamıştım.
En sonunda kaçırdığım gözlerimi yüzünde sabitledim. "Sarılabilir miyim?" Yüzümdeki bakışları kısa bir an boynuma kaysa da tekrar bana bakmıştı.
Olumsuz bir tepki vermemesine güvenerek belki geri itecek olsa da parmak ucumda yükselerek kollarımı boynuna doladım.
Sarılmama karşılık bile vermemesi ağzına sıçma isteğimi tetiklerken bu isteğimi hızlıca bastırdım.
Kız arkadaşının gelip yanlış anlamasını istemediğimden kısa tutmaya çalışsam da ne kadar başarılı olabileceğim tartışılırdı. Burnuma dolan koku ağlama isteğimi gün yüzüne çıkarmaya çalışsa da ağlamak bana göre değildi, hele ki böyle zamanlarda.
Sesimi neşeli tutmaya çalışarak geri çekilmeden önce kısık sesimle konuştum.
"Her ne kadar hala kolundaki dövmelere adımı ekletip, piercingini yakından görememiş ve kedileri sevmeni sağlayamamış olsam da buraya kadarmış sanırım."
Geri çekilirken gözüm arkadaki sevgilisine takılınca tekrar konuştum. "Umarım onunla mutlu olursun artık."
Ardından kafenin çıkışına doğru ilerlesem de aptal gibi saçma bi klişenin olmasını ve beni durdurmasını istiyordum. Tanrım, salağın tekiydim. Muhtemelen şu an sevgilisiyle gülüşüyordur.
Buraya onunla dalga geçmek için gelmiştim ve olan sonuç ortadaydı. Ciddi ciddi aynanın karşısına geçip aptalsın diye bağırmak istiyordum.
Ona yazmadan ne kadar durabilecektim ki? Ya da kafeye gidip yüzünü görmeden? Hatta karşıdaki kütüphaneye gidip izlemeden? Üstelik daha bir kez sarılmıştım ve bu ömür boyu boynuna yapışıp kalma hayalleri kurmamı sağlamıştı bile.
Tanrım, yazmayacaktım. On gün. Aklıma gelen fikirle yanağımı dişledim. On gün içinde yazmazsa numarası çöpe gider, yazarsa zaten kazanmış oluyordum.
On gün sonraki hayal kırıklığımı şimdiden düşünebilsem de boş verdim. En fazla aşk acısından ölürdüm, hepsi bu.
-10.06.2018-
-18:43-————————
Selaam
Öncelikle bu bölümü gerçekten beklemiyordum
Birden böyle bir şey çıktı
Eğlenceli bir şeyler yazmak vardı başlarken kafamda aslında
BİLMİYORUM NEDEN BÖYLE OLDUneyse sizi seviyorum❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
barista | jikook
Contove jimin, o günden sonra kahve bağımlısı olmuştu tıpkı o gün çarpıştıklarında burnuna dolan kokunun bağımlısı olduğu gibi -texting -tamamlandı